Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu tarafından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''Dünya Türk Girişimciler Kurultayı''nda konuşan Erdoğan, kurultayın düzenlenmesine katkı verenlere teşekkür ederek, 2 yılda bir toplanan dünyadaki Türk iş camialarının en geniş platformu olan etkinliğin hayırlı olmasını diledi.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Buradan şunu büyük bir gururla ifade etmek istiyorum, bugüne kadar dünyanın neresine gittiysem, hangi ülkesine gittiysem, orada mutlaka Türk iş adamlarıyla, Türkiyeli girişimcilerle karşılaştım. Avustralya'ya gittiğimizde bizleri Türkiyeli girişimciler karşıladı. Brezilya'ya, Şili'ye gittik, bizi Türkiyeli iş adamları karşıladı. Çin'den Kanada'ya, Güney Afrika'dan Rusya'ya kadar 5 kıtada Türk iş adamlarının eserleriyle, yatırımlarıyla, girişimleriyle karşılaştık. Hangi ülke lideriyle görüştüysem, Türk iş adamlarından övgüyle söz ettiğini gördüm. Bana ve ülkeme bu gururu yaşattığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüğünü, Türk insanının dürüstlüğünü, Ay Yıldızlı Bayrağın onurunu en uzak ülkelere kadar taşıdığınız ve oralarda temsil ettiğiniz için, her birinize, şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.''

Türk iş adamları ve girişimcilerinin modern dünyada, Türkiye'nin öncü güçleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Sizler, Türkiye insanının, çalışkanlığını, dürüstlüğünü, girişimci ruhu ve zekasını dünyaya tanıtan öncü birliklerisiniz. Siz, tarihi ifadesiyle bu milletin akıncılarısınız. Sizlerin açtığı yoldan bugüne kadar birçok arkadaşınız yürüdü ve hamdolsun Türkiye, ortaya koyduğu eserlerle dünyada kendisine müstesna bir yer edindi. Eğitim için, yatırım için, yeni bir hayat kurmak için farklı ülkelere, gurbete giden nice kardeşimiz, göğsümüzü kabartan işlere imza attılar. İşgücü olarak gönderdiğimiz nice kardeşimiz, işçi olarak gittiği ülkelerde işveren oldu, o ülkenin vatandaşlarını istihdam etmeye başladı. Sadece bunlarla sınırlı değil. Sizlerin başarısı, Türkiye ekonomisine, Türkiye'nin birikimine, Türkiye'nin içerde ve dışardaki yatırımlarına çok önemli katkılar sağladı. Bir tek genç arkadaşımızın başarısı, bulunduğu ülkedeki Türkiye imajını kökten değiştirerek, o ülkede Türkler'in önünü açtı. Bir tek müteahhidimizin başarılı, dürüst eseri, o ülkede Türkiyeli müteahhitlerin listenin ilk sırasında yer almasını sağladı. Bir işverenin, bir akademisyenin, öğretmenin, öğrencinin başarısı, o ülkede Türkler için çok daha fazla imkanı beraberinde getirdi.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dünyadaki imajına katkı sağlayan, başarısıyla çığır açan, yol açan, ışık tutan her bir Türk iş adamını ve girişimcisini samimiyetle kutladığını söyledi.

DEPREM HOCALARINA ELEŞTİRİ

TV'de çıkıyor hocalar. 'Şöyle oldu böyle oldu' diyorlar. Bu inşaatı yapanlar sizin öğrencileriniz. Onlar yaptılar bunu.  İlla fatura kesecek birilerini aramanın anlamı yok.

Deprem için İstanbul hazırlıklı değil. Diğer şehirler de depreme hazırlıklı değil. Sel ve afete de hazırlıklı değil iller. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurmak istememin tek nedeni bu. Tek bir yasal düzenleme ile bu işe müdahale edelim istedim.
Şimdi 'rant' diyorlar. Eline diline dursun. Bu binaların altında insanlar kalırsa bunun bedelini neyle ölçeceksin

Enkaz bedelini belirleriz. Daire veririz enkaz bedeli karşılığında. 20 yıl vade ile kendilerine bu daireleri satarız.
Hiçbirini kabul etmezsen kamulaştıracağız, vereceğiz paranı. Şehirlerin de insanlar üzerinde hakkı vardır. Van'da kalıcı konut inşaatına Şubat - Mart gibi başlayacak

DEPREM İÇİN ÜÇLÜ FORMÜL


Erdoğan, kendilerinin milletle sadece gerçekleri paylaştıklarını, yapabileceklerini anlattıklarını, yapamayacaklarını samimi şekilde millete izah ettiklerini kaydetti.

Projelerimizi detaylı bir şekilde, kaynağını, süreçlerini, artılarını ve eksilerini ortaya koyarak açıkladıklarını vurgulayan Erdoğan, bu samimiyet, açık yüreklilik ve şeffaflığın, milletten teveccüh gördüğünü ve 12 Haziran seçimlerinde, her iki kişiden birinin oyunu alarak, üçüncü kez iktidar sorumluluğunu üstlendiklerini ifade etti.

"BÖLGEDE İSTİKRAR UNSURU OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

''İşte bugün, küresel krizin ağır etkilerini üzerinde hisseden, bunun faturasını ödeyen her ülke, Türkiye'nin yaşadığı bu deneyimi dikkatle incelemelidir. Biz yere sağlam basıyoruz. Biz, tedbirlerimizi önceden alıyor, siyasi bedelini asla gözetmeden bu tedbirleri kararlılıkla uyguluyoruz. Bizim bu kararlılığımız, bu samimiyetimiz de milletimizden çok güçlü şekilde takdir görüyor. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle, Türkiye ekonomisindeki bu güven ve istikrar sürecini hiç sarsmadan devam ettireceğiz. Ayağımızı yere sağlam basmaya devam edeceğiz. Tedbirleri almaya, kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Para politikasından, mali politikalardan asla taviz vermeyecek, özel sektörü, finans sektörünü tedirgin edecek, güveni zedeleyecek hiçbir adım atmayacağız. 2008 sonunda başlayan krizi şu ana kadar başarıyla idare ettik, en az zararla geride bıraktık. Bundan sonra da, Avrupa'daki dalgalanmaya rağmen, krizi en iyi şekilde yönetip, bölgede bir istikrar unsuru olmaya devam edeceğiz.''

"ONLAR KARŞILIKSIZ PARA BASTI, BİZ MODERN BASMADIK"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9 yıl boyunca istikrar ve güven ortamını zedeleyecek hiçbir adım atmadıklarını, özel sektörü, yatırımları, girişimi engelleyecek, hatta tedirgin edecek hiçbir faaliyetin içinde olmadıklarını, bu süreçte popülizme asla tevessül etmediklerini belirterek, ''En önemli yanımız ne biliyor musunuz? Bakın Amerika sıkıntı, Avrupa sıkıntı çekiyorsa, karşılıksız para bastılar, ama biz karşılıksız para basmadık. Bizden öncekiler öncekiler cayır cayır karşılıksız para basıyorlardı'' dedi.

Erdoğan, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetleri olarak, Türkiye insanının zekasına, dehasına ve girişimci ruhuna her zaman inandıklarını ifade ederek, Türkiye'nin sınırsız petrol rezervlerine, sınırsız altın madenlerine sahip bir ülke olmadığını söyledi.

Erdoğan, ''Bizim en büyük gücümüz, emeğimiz. Bizim en büyük rekabet unsurumuz, genç, dinamik, zeki ve dürüst insanımızdır. Bizim en büyük imkanımız, dinamik, girişimci, yenilikçi özel sektörümüz'' diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin, 2003-2010 döneminde, yıllık ortalama yüzde 5 büyüme kaydettiğini, geçen yıl yüzde 9 büyüyerek bu alanda dünyada ilk sıralarda yer aldıklarını bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2011 yılında birinci ve ikinci çeyreklerde aynı şekilde dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında yer aldık. 2002 yılında toplam yatırım miktarı 59 milyar lirayken, özel sektörün yatırım miktarı 43 milyar lira oldu. 2010 yılında toplam yatırım miktarı 207 milyar liraya, özel sektörün yatırım miktarı, burası çok önemli, 164 milyar liraya yükseldi. Biz, özel sektörümüzün dinamizmiyle büyüdük ve büyümeye devam ediyoruz. Hükümet olarak sorumluluğumuzun çok iyi farkındayız, idrakindeyiz. Bize düşen, yolları açmak, bize düşen, yoldaki engelleri temizlemek. Biz böylelikle muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmayı hedefleyerek bunu 2023 olarak da belirlemiş durumdayız. Biz özel sektörün önünü açıyor, destekliyor ve teşvik ediyoruz. Özel sektörümüz de açılan o yoldan güvenle ilerliyor.

"PARAMIZ BÖYLE DEĞER KAZANDI"

Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum; biz 9 yıl boyunca istikrar ve güven ortamını zedeleyecek hiçbir adım atmadık. Özel sektörü, yatırımları, girişimi engelleyecek, hatta tedirgin edecek hiçbir faaliyetin içinde olmadık. Bu süreçte popülizme asla tevessül etmedik. En önemli yanımız ne biliyor musunuz? Bakın Amerika sıkıntı, Avrupa sıkıntı çekiyorsa, karşılıksız para bastılar, ama biz karşılıksız para basmadık. Bizden öncekiler cayır cayır karşılıksız para basıyorlardı. Çünkü biz karşılıksız para basmayı modern hırsızlık olarak tanımladık. Çünkü o alnının teriyle kazananın cebindeki parayı sömürmekti, modern bir şekilde çalmaktı. İşte biz buna tevessül etmedik. Eğer bugün paramız değer kazandıysa, böyle değer kazandı, böyle de kazanmaya devam ediyor.

Mali disiplini zedeleyecek girişimlere prim vermedik. Hem Türkiye'deki hem yurt dışındaki yatırımcının Hükümete, politikalara, açıklanan programlara güven duymasını sağladık ve bu sayede dünyada çok farklı bir konuma yükseldik.

Bakınız şu anda Eurozone tartışılıyor. Niye? Daha yeni başladınız buna, adımı yeni attınız. Ne oldu da şimdi bunu tartışıyorsunuz? 'Vazgeçelim mi geçmeyelim mi', şimdi bu konuşuluyor. Bakınız bu kadar kısa zamanda nereden nereye geldi. Ama Türkiye'nin böyle bir derdi var mı? Yok. Ve son G-20'de bazıları bana ne diyor biliyor musunuz, liderlerden; 'paranıza sahip çıkın'...''

"AVRUPA SİYASETİNDE DAHA ETKİLİ OLMALIYIZ"

Başbakan recep Tayyip Erdoğan, ''Avrupa siyasetinde etkimizi çok daha belirgin şekilde hissettirmek, ırkçılığa, ayrımcılığa, fırsat eşitsizliğine karşı tek yürek halinde mücadele etmek zorundayız. En önemlisi de, biliniz ki, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği, en çok da sizlerin etkisiyle, sizlerin katkısıyla gerçekleşebilecektir'' dedi.

Biz, Hükümet olarak, reformlarımızı yaparken, müktesebata uyum konusunda kararlı şekilde ilerlerken, sizlerin de (yurt dışında yaşayan girişimcilerin) bulunduğunuz ülkelerde bu sürece daha güçlü şekilde destek vermenizi bekliyoruz. Entegrasyon konusunda hiçbir çekince içinde olmayın. Bulunduğunuz ülkelerdeki vatandaşlarımızın entegrasyonu için çaba harcayın. Ama aynı şekilde asimilasyon karşısında birliğinizden, kardeşliğinizden asla taviz vermeyin'dedi.

ESAD'A UYARI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim, hiçbir ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Bizim, Türkiye olarak, hiçbir ülkenin topraklarında, siyasetinde, idari sisteminde asla ve asla gözümüz yok. Ne bölgemizdeki, ne dünyadaki hiçbir ülkeye çıkar kaygısıyla bakmadık ve bakmıyoruz. Bizim için her yerde öncelikli olan insandır. Biz, 'Bağdat' derken, 'Kudüs' derken, 'Gazze' derken, ''Bingazi, Trablus, Sirte'' derken, birileri gibi petrol kuyularını görmüyor, tam tersine orada akan kanı, orada dökülen göz yaşını görüyor ve işte o nedenle sesimizi yükseltiyoruz. Eğer ortada bir politika değişikliği varsa, bu, Türkiye'nin değil, Suriye'nin politika değişikliğidir. Suriye, ne Türkiye'ye, ne Arap Ligi'ne, ne de dünyaya verdiği sözleri tutmamıştır, söz vermiş ama gereğini yerine getirmemiştir, samimi, güvenilir davranmamıştır '' dedi.