Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel ziyaretinin öncesinde havalimanında açıklama yaptı. Erdoğan, "Seyahatten sonra değerlendirmelerimizi yapıp Merkez Yürütme Kurulumuzu belirlemiş olacağız ve Merkez Yürütme Kurulunu belirledikten sonra da geleceğe yönelik ne gibi adımlar atılacak ve bununla ilgili, kongre kapanışındaki teşekkür konuşmamda da ifade ettiğim gibi, bütün bakan arkadaşlarımızdan şöyle altıncı ayın sonuna kadar, yıl sonuna kadar devam edecek bir yol haritasını isteyeceğim." açıklamasında bulundu.


İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

Uluslararası güvenliğin kırılgan hale geldiği bir döneme isabet ediyor. Bir tarafta mülteci krizi, göç hareketler, siber saldırılar, salgın hastalıkların dünyayı kasıp kavurduğu bir döneme rastlıyoruz. Bunlar bizim de güvenliğimizi ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Terör şu anda bu tehditler arasında en öncelikli alanı. Kararlı, tutarlı, ilkeli bir duruş sergilenmesi şart. Bilhassa NATO ülkelerinin işbirliği ve dayanışma halinde olması zorunludur. Son zamanlarda yaşanan terör saldırıları bize terörün bölgesel bir mesele olmadığını göstermiştir. Bir kez daha 22 Mayıs'ta İngiltere'de başta olmak üzere terör eylemlerinde hayatını kaybedenlere taziyelerimi sunuyorum. İngiltere'nin terörle mücadelede verdiğimiz desteği sürdürüyoruz. Terörizmin tek bir ülkenin değil, tüm dünyanın sorunudur. Küresel meseleler ancak küresel işbirliğiyle çözüme kavuşturalabilir. Hala benim teröristim, senin teröristin anlayışı bazı yerlerde devam ediyor.


AB KONSEYİ BAŞKANI İLE DE GÖRÜŞECEĞİM


Bu ortamda NATO'nun daha faal olması, terörle mücadelede müttefiklere daha fazla destek vermesi gerekiyor. Avrupa Atlantik bölgesinde istikrarın, güç dengesi için NATO'nun dayanışması ve caydırıcılığını güçlendirmesi, tahkim etmesi gerekiyor. Müttefiklerin 2014 Galler zirvesindeki gibi GSMH asgari yüzde 2'sini savunma harcamalarına ayırmaları gerekmektedir. Brüksel zirvesinde bu iki konuyu ele alacağız. Zirve kapsamında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler yapacağız. Zirveden önce Avrupa Konseyi Başkanı sayın Tusk ile bir görüşme yapacağım. Türkiye AB ilişkilerinde son durumu ve atılacak adımları ele almayı öngörüyoruz. Avrupa'da yaşanan vatandaşlarımızla biraraya gelip hasret gidereceğiz.
 

SALI GÜNÜ YAPILACAK GRUP TOPLANTILARINA KATILIRIZ


Parlamentodaki haftalık, özellikle toplantılarımızı yaptığımız Salı toplantıları dışında tabii ki parlamentoya gideriz, grup odamızda bulunuruz. Tabii ki Meclis salonuna girme gibi bir durumumuz olmaz. Şu anda böyle bir konumum yok. Diğer durumda grup toplantılarında bulunuruz.
 

AB "TÜRKİYE KENDİ ÇEKİLSİN" İSTİYOR! BUNU SORACAĞIZ


Elimizden gelen herşeyi A'dan Z'ye yapıyoruz. AB'den bunun karşılığını bekliyoruz. Bizim AB'den kopmak diye bir derdimiz yok. Ama AB'de kendi üzerine düşen görevi herhalde yerine getirmesi gerekir. AB Türkiye'yi kendi kapısında adeta böyle bir dilenci mesabesinde göremez, böyle bir hakkı yok. Bizim onlara anlatacağımız bu. Siz Türkiye'den ne istiyorsunuz, ne bekliyorsunuz? 54 yıl oldu, hala neyi bekliyorsunuz? AB Türkiye kendi çekilsin diye düşünüyorsa kararı onlar versin.