Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Metal Sendikası'nın düzenlediği 18. Kadın İşçiler Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin ve dünyanın tüm kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü en samimi duygularımla kutluyor, 8 Mart'ın dünya kadınları için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum" dedi.
"Başımızı iki elimizin arasına alarak, düşünmeye davet ederek bu kurultayda bir konuşma yapmak istiyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi" bakış açısında olmaları gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karadeniz'de eli çay kokan hanım kardeşlerimi buradan selamlıyorum, Doğu Anadolu'da kilimlerine yüreklerini nakşeden hanım kardeşlerimi selamlıyorum, Güneydoğu Anadolu'da elleri toprak kokan kadınları selamlıyorum, Akdeniz'de ellerine portakal kokusu sinmiş, gül kokusu sinmiş hanım kardeşlerimi selamlıyorum. İç Anadolu'da yüreği Kızılırmak kadar coşkulu kadınlarını selamlıyorum, Marmara'da tekstil atölyelerinde, fabrikalarda, işletmelerde anasının, babasının, eşinin, çocuklarının yani yuvasının mutluluğu için çalışan tüm emekçi kadınları selamlıyorum. Anadolu'da, Trakya'da öyle anneler, kadınlar var ki onlara sadece bir selam göndermek yetmez. Onlar 9 ay 10 gün bebeklerini bedenlerinde taşıdı, onlar öpmeye, dokunmaya dahi kıyamadıkları bebeklerini en güzel ninnilerle büyüttüler, bebekleri konuştuğunda dünyalar onların oldu. Bebekleri yürüdüğünde o anneler adeta uçtu. Yemediler yedirdiler, giymediler giydirdiler, ana yüreğiyle selvi gibi delikanlılar yetiştirdiler. O delikanlıları, yiğitleri davul zurnayla, şanla şerefle askere yolladılar. 'Biz şehitler görmek istemiyoruz' ifadesi çok yanlış ifade. Biz, 'git oğlum git ya gazi ol ya şehit' ninnileriyle büyüdük. Çünkü biz şehitliği kendi medeniyetimizde, inanç değerlerimizde en yüksek, en yüce makam olarak, mevki olarak gören bir inancın mensuplarıyız. Onun için şehitliği adete küçümsemek veya 'görmek istemiyoruz' gibi bir yaklaşım asla bize yakışmaz, gazilik, şehitlik yüce unvandır."

Okul yolu gözlesin

Şehitliğin ayetlerle teyit ve tescil edildiğini belirterek, "Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler ama siz bilemezsiniz" ayetini okuyan Başbakan Erdoğan, "Şehitler ölmez. O anaların evlatları vatanları için, milletleri için, ay yıldızlı bayrağın ve bu aziz milletin şerefli onurlu geleceği için canlarını bu aziz millete feda ettiler. O annelerin ellerinden öpüyorum" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bizim dinimizde cennet babaların ayağı altında değildir, kadınların da ayağı altında değildir. Cennet anaların ayağı altındadır, burası çok önemli. Tüm şehit annelerinin, o kahramanların kahraman annelerinin ellerinden öpüyorum. Şehitlerin annelerine hem de Türkiye kadınlarına bir kez daha şunu söylüyorum, inşallah bu can, bu bedende olduğu müddetçe bu acıları dindirmek, bu terörü bitirmek hem kanın hem gözyaşını durdurmak için mücadele vermeye devam edeceğiz. Hiç kimse yanımızda olmasa da anneler için bu mücadeleye devam edeceğiz. Tahriklere rağmen, sabotajlara rağmen, engellere rağmen, tüm kadınlar için, tüm anneler için, tüm eşler için, tüm çocuklar için bu çabayı sürdüreceğiz. Biz artık ülkemizde yüreği tedirgin şekilde asker yolu gözleyen, her akşam yavrusuna dua ederek uyuyan, her sabah yavrusunun hayaliyle uyanan tedirgin, korkulu anneler görmek istemiyoruz. Biz artık bu topraklar üzerinde gözünü dağ yollarına dikmiş, teröre kaptırdığı evlatlarını acıyla bekleyen anneler görmek istemiyoruz. İstiyoruz ki anneler asker yolunu, dağ yolunu değil, okul yolunu gözlesin. İstiyoruz ki anneler liseden, üniversiteden, iş yerinden gelecek oğullarını beklesin. İstiyoruz ki anneler eşleriyle her birlikte her akşam bir sofranın etrafında toplanıp huzuru kalp ile muhabbet etsin. Acı haberlerin gelmediği, evlat acısının dağ gibi yürekleri burkmadığı, ölüm haberlerinin annelerin, babaların, eşlerin, çocukların kollarını kanatlarını kırmadığı bir Türkiye özlüyor, işte böyle bir Türkiye için çırpınıyoruz."

Dualarınızı esirgemeyin

Başbakan Erdoğan, kadınlardan özellikle çözüm sürecinde hayır dualarını isteyerek, şöyle devam etti: "Türkiye'yi huzura kavuşturmak, büyütmek, kardeşliğimizi yüceltmek için çıktığımız bu yolda hayır dualarınızı bizlerden esirgemeyin. Eğer bu ülkenin tüm kadınları 'teröre dur' derse bu terör biter. Eğer bu ülkenin tüm kadınları tek yürek halinde 'evlat acısına son' derse bu acı haberler biter. Eğer anneler evlatlarına sahip çıkarsa o evlatlarına terörün elinden çekip alırsa inanın bu kan, gözyaşı biter. Annelerin ağladığı, kadınların acı çektiği hiçbir ülke mutlu ve müreffeh bir ülke olamaz. Eğer şu annelerin, şu kadınların gözyaşını dindirirsek inanın Türkiye bambaşka bir yer olur. Biz beyaz bir sayfa açtık. Biz, ayrımcılığı, reddi, inkarı, asimilasyonu sona erdirdik. Geçmişte yapılmış yanlışları telafi için yüzlerce adım attık. Bizim için Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Romanı, Boşnağı da birdir, beraberdir bu bayrak altında. Hepsi bizim kardeşlerimizdir, canımız ciğerimizdir. Doğarken siz kimseye kalkıp niye Türk, niye Kürt, niye Laz, niye Çerkez diyebilir misiniz Onun için yaradılanı yaratandan ötürü seveceğiz. Şimdi annelerden, kadınlardan bir adım bekliyoruz. Türkiye'nin yürekli kadınlarının bir adım öne çıkıp kana, gözyaşına, acıya son demelerini bekliyoruz."