23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM'nin açılışının 93. yıldönümü sebebiyle Genel Kurul yapıldı. Bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Paşa'nın "Meclis'te yoğunlaşan millî iradenin, doğrudan doğruya vatanın mukadderatına el koymuş olduğunu kabul etmek temel ilkedir." dediğini aktardı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin omuzlarında taşımaktan kaçınmadığı ağır ve kutsal sorumluluğun işte bu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, yeryüzündeki Millet Meclisleri arasında, milletin kaderine en küçük ayrıntısına kadar, bu kadar hâkimiyetle el koymuş başka bir meclis olmadığına dikkat çekti.

Çünkü bu Meclisin kullandığı yetkinin, yazılı hükümlerle sınırlı olmayan bir ruhtan, istiklal ateşinden doğduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Meclis, bu ruhla tüm siyasi kurumlara hükmetmiş, var olan sistemi baştan sona değiştirmiş, her alanda çalışarak ve fedakârlıktan kaçınmayarak tam anlamıyla başarılı olmuş bir kurumdur. Çünkü o Kurumun ruhu Kuvay-i Milliye ruhu idi. Herkes şunu çok iyi bilsin ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920‘de kendisine görev olarak tayin ettiği 'Vatanın mukadderatına el koymak' misyonu, 23 Nisan 2013 tarihinde de hala bu yüce meclisin omuzlarında bütün ağırlığıyla durmaktadır. Var olma, yok olma mücadelesini bağımsızlıkla taçlandırmış bu yüce Meclisin kişilik ve kimlik sahibi bir Meclis olduğunu unutmamalıyız. Bu meclis, gazi bir meclistir; Çünkü Milli kurtuluş savaşı vermiştir. Bu meclis kurucu bir meclistir; Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Bu meclis özgürlükçüdür, milliyetçidir, hiç şüphesiz bu Meclis devrimci bir Meclis’tir. Bu meclisin şanı büyüktür, şerefi büyüktür." dedi.

"MECLİS, VAROLUŞUNU MİLLETE VE HUKUKA BORÇLU"

TBMM’nin diğer bütün niteliklerini kendi kuruluş kimyasında var olan hukuk özelliğine borçlu olunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bu Meclis'in kendi varoluşunu millete ve hukuka borçlu olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetini çok iyi anlamak zorunda olunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bu Meclis milletin hukukunu müdafaa etmek üzere kuruldu. Bu Yüce Meclis’in kendi hukukunu çiğnetmeye hakkı yoktur. Kendi sorumluluğunu devretmeye hakkı yoktur. Hukukun sınırını aşmaya kendini tartıştırmaya hakkı yoktur. Çünkü gasp edilen hak, çiğnenen hukuk Milletin hakkı ve hukukudur. Herkesi bir kez daha elini vicdanına koyarak, gözünün önüne o kurucu meclisin asil kahramanlarını getirerek bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. 8 üyesi gayrimeşru olarak ve hukuk dışına çıkılarak hapse atılmış bir meclisin itibarı doğal olarak kaybolmaz mı? Bu arkadaşlarımızın hapiste geçirdikleri kaçıncı 23 Nisan ve daha ne kadar hakları gasp edilmeye devam edecek? Bütçe denetim yetkisi fiilen elinden alınmış bir meclisin saygınlığı zedelenmez mi? Ortada olağanüstü bir durum yokken, KHK’lerle yasama yetkisi fiilen elinden alınmış bir meclisin, milletin kolektif vicdanına tercüman olması mümkün olabilir mi?"

Bu bayramın dünya barışının, dünya çocuklarının bayramı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu bayram barışın geleceğine ve geleceğin barışına yapılan bir yolculuk olduğunu ifade etti. Bu bayramın Anadolu’nun çocuklarının, özellikle de yoksul çocuklarının, öksüz ve yetimlerinin hayata tutunmaları için yakılan bir umut ışığı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu bayram özbe öz milletin bayramıdır. İşte onun içindir ki 23 Nisan 1920, hem zihinlerde, hem dillerde hem de yüreklerdedir. Silmeye kimsenin ne gücü yeter, ne de cesareti; Tıpkı TC gibi, Türkiye Cumhuriyeti gibi." şeklinde konuştu.