Ali Budak- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sandık mesaisine günler kala İzmir’e geldi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde muhtarlar, STK, sendika ve odaların temsilcileriyle bir araya geldi. Programa ayrıca CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri, milletvekili adayları, örgüt mensupları katıldı.

‘İzmir’in adayı olmaktan mutluyum’


‘İzmir’de bulunmaktan, sizlerle birlikte aynı atmosferi teneffüs etmekten son derece mutluyum’ diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye’nin göz bebeği, dünyada yıldızı parlayan İzmir. Her türlü düşüncenin ifade edildiği, insan haklarına saygı duyan, doğanın korunması için her türlü çabayı gösteren İzmir. Bir tarım, üniversite, turizm, sanayi, edebiyat kenti olan İzmir. İzmir’in milletvekili adayı olmaktan mutluluk duyuyorum’ dedi.

‘Bütün şehitleri saygıyla anıyoruz’

Kılıçdaroğlu, ‘Az önce acı bir haberi bize ilettiler. Siirt’te mayın patlaması sonucu ailesi Torbalı’da olan bir şehidimizin haberi geldi. Allahtan rahmet diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Teröre karşı tek yürek olmak zorundayız. Hangi inançtan, hangi partiden olursa olsun eğer insanlık adına önemli bir adım atacaksak teröre karşı birlikte duracağız. Terör bizim başımızın belasıdır. Ve hepimiz ortak mücadele etmek zorundayız. Acı bir tablo var. Şehitler, gaziler arasında ayrım olmaz. O ayrımı yapanlar asla vatansever olamaz. Bütün şehitleri saygıyla anıyoruz’ diye konuştu.

‘Göçmenleri ezik olarak asla tanımlamıyoruz’

Kılıçdaroğlu, Balkan derneklerinin temsilcileri tarafından kendisine Fatih Sultan Mehmet’in ahitnamesinin verilmesi hakkında da şunları söyledi: Az önce Fatih Sultan Mehmet ahitnamesi bana verildi. Balkanların tarihine baktığınızda büyük dramlar görürsünüz. Oradan insanlar Türkiye’ye geldiler. Kültürlerini de getirdiler. O müzik, o kültür aslında bizim. Hiç yabancılık çekmiyoruz. Onlara her zaman her ortamda saygıyla karşıladık. Milletvekili, bakan oldular, iş dünyasında önemli başarılar elde ettiler. Hayatın her alanında yer aldılar ve topluma örnek oldular. Onları ezik insanlar olarak asla tanımlamıyoruz. Onlar bizim başımızın üstünde. Dolayısıyla biz kendilerine şükran borçluyuz. Yılların baskısına rağmen asla kültürlerinden kopmadılar. Türkçelerinden, inançlarından kopmadılar. Osmanlı’dan bu yana dik ve onurlu duruşlarını sergilediler. Balkanlarda yaşayanlara hiçbir zaman saygıyı eksik etmedik. Balkanlara buradan sevgi ve saygı gönderiyoruz.

Muhtarlara vaat yağmuru!

Muhtarlara seslenen Kılıçdaroğlu, ‘Muhtar kardeşlerim… Arada bir sizi saraya davet ederler, kiminiz gider kimiz gitmezsiniz. Ama bir kişi konuşur ne konuştuğu belli değil. Sizin için ne düşündüklerini belli etmezler. Sizi politik argüman olarak kullanırlar. Biz CHP olarak muhtarların var olan sorunlarını çözmeyi ve onlar için ne düşündüğümüzü söylemeyi istiyoruz. Demokrasinin temel taşı olarak yorumlarız muhtarları. Niye böyle dediğimiz hiç aklınıza geldi mi? Neden? Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Önünüze hangi siyasi gelirse şunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz, bu topraklara demokrasi kültürünü getiren biz muhtarlarız deyin. Sarayın bunlardan zinhar haberi yoktur. Bu nedenle demokrasinin temel taşıdır. Muhtarlara gerekli önem verildi mi? Muhtarları güçlendirmemiz lazım. Nasıl? Yasal olarak. 100 küsur kanunda muhtar adı geçer. O kanunları ne ben ne de muhtar bilir. Yapılacak ilk iş muhtarlık kanunu çıkarmak. Biz muhtarlık temel kanun tasarısı hazırladık. 134 maddeden oluşuyor. Allah nasip eder ve Sayın Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğu oturduğunda yeni bir tarihi başlatırız. Demokrasi kültürünü yaşatacağız bu ülkede. Her muhtar seçildikten sonra onun bir mekanı olması lazım. Belediye başkanı, milletvekili, belediye meclis üyesi seçilir yeri bellidir. Ama muhtarın yeri belli değil. Öyle muhtarlıklar var ki sadece vatandaş otururken şikayet ediyor. Biz yasal olarak muhtarlık mekanı düşünüyoruz. Sizlere mutlaka ya belediyenin ya da il genel meclisinin eleman tahsis etmesi lazım. Sizler olmadığınız zaman bir kişi vatandaşın sorunlarını not etmeli ve size iletmeli. Siz belediye başkanı ve valiyi eleştirdiğinizde kızıp elemanı geri çekebilirler. Bunu geri çekmemek için yasaya hüküm konulacak. Belediye meclisinde bir konu görüşüyor. Mahallede bir yeşil alan imara açılacak. Mahalle sakini gelir muhtarı bulur. ‘Bu niye böyle?’ der. Muhtar, ‘benim haberim bile yok’ der. Demek ki belediye meclisinde mahalleyle ilgili bir karar alınırken muhtarın söz ve karar hakkı olmalıdır. Kendi mahallesiyle ilgili bir karar alınırken hakkı olacak. Yeterli mi? Hayır. Siz seçimlere katılıyorsunuz. Seçimleriniz de milletvekilliği seçimleri gibi birleşik oy pusulasıyla yapılması lazım. Diğer türlü bir muhtar adayı rakibinin isminin yazıldığı kağıdı alıp gidiyor. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Bir şey daha yapmalıyız. Belediye, TBMM, valilik, il özel idaresinin bütçesi var. Muhtarlık da seçiliyor. O da bir kurum. Onun niye bütçesi yok? Muhtarlık kurumuna da bir bütçe tahsis edeceğiz. Bir yoksul aile var. Çocuk üniversiteyi kazandı. O ile gidip kaydını yaptıracak. Otobüs parası ve yol harçlığı verilmesi gerekiyor. Muhtar bunu vermek zorundadır. Bizim muhtara bütçe tahsis etmemizin temel nedeni budur. Mahalle sakinleri emlak vergisi ödüyor mu? Yüzde 1-2 olur belli bir kısmının muhtara tahsis edilmesi gereklidir. Hiçbir makam denetimsiz değildir. İster cumhurbaşkanı ister muhtar, hepsi denetime açık olmalıdır. O muhtarlık bütçesi de denetime açık olmalıdır. Bir mahallede kimin fakir olup olmadığını muhtar bilir. Fakire bir sosyal yardım yapılacaksa bunu muhtarların yapması gerekir. Şimdi biz bunları söylüyoruz. Türkiye’de binlerce muhtarımız var. Binlerce muhtardan oy istiyorum oy. Olumlu bir şekilde muhtarlık yapacaksan oyunu CHP’ye vereceksin. İki tane oy pusulası gelecek. Cumhurbaşkanlı ve milletvekilliğiyle ilgili. Cumhurbaşkanı için size söz ve garanti veriyorum. Muharrem İnce aynı düşünüyor. Mührünüzü oraya basın. Milletvekilliğinde ittifak var. Diğer partiler de aşağı yukarı aynı düşünce içinde. Tüm muhtarların oylarına talibiz. Hamasetle oy istemiyoruz. Neyi nasıl yapacağımızı açıkça söylüyoruz’ diye konuştu.

‘Hiçbir emeklinin aylığı bin 500 liranın altında olmayacak’

Kılıçdaroğlu, ‘Sendikalar ciddi kan kaybediyor. Bunun sebebi 12 Eylül’dür. Sendikalar kapatıldı, sendikacılar hapse atıldı. Biz sendikaların güçlenmesini isteriz. Ama bugün bazı sendikalar sarayın arka bahçesi haline dönmüş duruda. Bunlara sendika demiyorum. Adı sendika ama değiller.  Sosyal güvenlik siteminde reform yapıyoruz diye ortaya çıktılar. 2008’de yaptılar. Bugün asgari ücret üzerinden pirim ödeyen birisi emekli olmak isteyince 718 lira maaş alıyor. Eğer bu kişi 2008’den önce aynı şartlarla gidip başvursaydı bin 822 lira alacaktı. Hangi sendika buna itiraz etti? Nasıl oluyor da emekli maaşında bu kadar düşüş oluyor? Bunun adı reform mu? Emeklilik yaşı kadınlarda 34, erkeklerde 43’tü. Prim ödeme sayısı 5 bin gündü.  Sözde reform yaptılar. 5 bin günü  7 bin 200 güne çektiler. Emeklilik yaşını 34-43’ten 65’e çıkardılar. Daha fazla pirim ödüyorsunuz daha geç emekli oluyorsunuz emekli maaşınız azalıyor. Bunun adına reform dediler. Sendikalar çıkıp bir şey söyledi mi? Bunu kim dile getirdi? Biz dile getirdik.  1 milyon 644 bin kişi bin 500 liranın altında emekli maaşı alıyor. Bunca kişinin hakkı ve hukukunu koruyan tek siyasi parti biziz. Tüm emeklilere sesleniyorum. Eğer onurunla yaşamak istiyorsan, bayramlarda ailenle huzur içinde yaşamak istiyorsan, yıllarımı döktüm, emekli oldum, insanca yaşamak hakkım diyorsan oy vereceğin tek bir parti vardır, onun adı da CHP’dir. Yıllar yılı söyledik. ‘2 ikramiye vereceğiz’ dedik. Kıyameti kopardılar, nereden bulacaksınız dediler. Kaynak var. Vermediler, veremediler. Rant için çalışıyorlar. Aramızda dağlar kadar fark var. Emeklinin hakkını neden korumuyorsunuz diyorum. Emekli ne yaparsak yapalım, sırtına da binsek gelip bize oy verecek diyorlar. Bu düşünce insan haklarına aykırı. Tüm emeklilerin oturup düşünmesi lazım. Saraydaki zata desin. 600 lirayla bir ay sen geçin bakalım desin. Hiçbir emeklinin aylığı bin 500 liranın altında olmayacak. Ayda 718 emekli aylığı olur mu? Her ay bin lira kestiler. Sosyal güvenlik açığını kapatmak için yaptılar, kapattılar mı?  Benim dönemimde açık 2 milyardı şimdi 34 milyar. Bu soruluyor mu? Sendikalar soruyor mu? Emekli soruyor mu? Niye sormuyorlar? Koltuk merakı olanlar Türkiye’yi düşünmezler’ diye konuştu.

‘İzmir gibi yaşamak için, CHP’ye ve Muharrem İnce’ye oy vereceksiniz’

Kırıkkale’de mühimmat fabrikası üzerinden konuşan Kılıçdaroğlu, ‘Savunma sanayinin merkezi olan fabrikada yıllarca 20 bin kişi üç vardiya olarak çalışmış. O devasa fabrika kapatıldı. Şimdi çalışan sayısı bin 800 kişi. Ama Kırıkkaleli kendisine bunu yapan siyasi partiye oy veriyor. Az bile yapmışlar size. Paradoksu burada yaşıyoruz. Ama burada bizim de, CHP’nin de kabahati var. Sen gidip kahvede vatandaşın derdini dinlendin mi? Doğruya doğru. Biz şimdi gerçek anlamda halkın partisiyiz. CHP elitlerin partisidir diye eleştiriyorlar. Taşeron işçinin derdini kim dile getirdi? Eğer bugün kısmen kadro aldıysa bugün o işçilerden hakkımı helal etmek için onlardan oy bekliyorum oy. Asgari ücret ayda bin 500 lira olacak dediğimde kıyameti kopardılar. Tüm belediyelerimiz net yaptı. Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir’dekiler değil. En küçük belediyelerimiz de yaptı. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti para yok dedi. Para var da sen yapmak istemiyorsun. İzmir’de rahat edebilirsiniz. Ama geldiğiniz topraklarda aileleriniz var, İzmir’de huzur içinde yaşıyoruz diyeceksiniz. Ama siz İzmir gibi yaşamak istiyoruz diyorsanız, CHP’ye Muharrem İnce’ye oy vereceksiniz” dedi.

‘14 yılda 2 trilyon 94 milyar doları nereye harcadın?’

Akademik meslek odalarının zor koşullarda görev yaptığını ve bu görevlerini onurlu ve dik durarak yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Hiçbir zaman iktidara, güve boyun eğmediler. Sayılarının artmasını isterim. Üzerindeki baskılarının azalmasını isterim. Onlara sözüm söz; bu ülkeye gerçek demokrasiyi getireceğiz. CHP’yi yeri geldiğinde özgürce eleştirecekler.  Her inanca, yaşam tarzına, kimliğe saygılıyız. Bunun üzerinden siyaset yapmak toplumu ayrıştırdı. Herkesin kimliği kendine aittir ve onunla onur duyar. Son 16 yılda geldiğimiz nokta ayrışan toplum… Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden siyaset yapılıyor. Bize zaman zaman parayı nereden bulacaksınız diyorlar. Son 16 yılda dışarıdaki faiz lobilerine 151 milyar dolar kaptırdılar. Erdoğan Londra’ya gidiyor. Bakan, merkez bankası başkanı Londra’ya gidiyorlar. Dış güçlerin oyunu… Niye oraya gidiyorsunuz? Çünkü borç para vermeleri için yalvarıyorlar. MB, müdahale edip dolar yükseliyor diyorlar. Dolar yükselmiyor, yerinde duruyor. Değeri düşen, değer kaybeden Türk Lirası. Dünyanın diğer yerlerinde dolar aynı. İçeriye ödenen faiz 687 milyar. İktidar olarak siz ödüyorsunuz ama gerçek ödeyiciler vatandaşlar. Çiftçi, esnaf, sanayici, işçi, sanatçı memnun değil. Tüm bu saydıklarım alın teri dökenler. Hepsi üretir. Ama bir sınıf var. Hiç emek dökmez. Parasını yatırır faiz yer. O sınıf rantiye sınıfıdır. 79 yılda tüm hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolar.  Son 14 yılda 2 trilyon 94 milyar dolar. Nereye harcadılar? Bunun hesabını sormak zorundayız. Ben değil. Sandığa giden her vatandaş elini vicdanına koysun bu parayı nereye harcadılar desin ve ona göre oy kullansınlar.

‘AK Parti’ye verilecek oy harama ortak olmaktır!’

‘Adalet istiyorum’ diyerek sözlerine sürdüren Kılıçdaroğlu, ‘Bağımsız yargı istiyorum. Sarayın hakimlerini istemiyorum. Namusuyla, onuruyla, tarafsız hareket eden, hiçbir makamdan talimat almayan hakimler istiyorum. Söylüyorum; Danıştay’dan bir kadın hakim sarayın atadığı, sarayın kölesi olan bu hakim Muharrem İnce aleyhine tweet atıyor. Onurluysan o görevden istifa edersin. Haysiyetin, onurun, yargıç kimliğin varsa derhal istifa edeceksin. İstifa etmiyorsan Danıştay’a leke sürüyorsun. Aldığın her karar şaibeli. Sarayın kölesi yargıç koltuğuna oturamaz. Bütün yargı camiasına sesleniyorum. O hakim değil, onurlu, haysiyetli biri değil. Onurlu olsaydı gider AK Parti kadın kollarına üye olurdu. Saygı duyardım. Hem hakim koltuğunda oturacaksın hem siyaset yapacaksın, olmaz. Biz cumhurbaşkanı partili olmaz diyoruz. Neden Muharrem İnce göğsündeki CHP rozetini çıkardı? Neden Türk Bayrağı’nı taktı? Tarafsız olmak için.  Tweet atan hakimin görevinden istifa etmesi lazım. Danıştay başkanına da sesleniyorum. Çay toplamaya gittiğini biliyorum. İstifa dilekçesini al. Onursuz, haysiyetsiz insanlar görevlerini sürdürmekte ısrar eder. Yol yapıyoruz, köprü yapıyoruz diyorlar. Kaça yapıyorsunuz dediğimizde; CHP yola, köprüye karşı diyorlar. Değiliz. Cebinden yaptıysan lafımız yok ama vatandaştan aldığınla yapıyorsan kaça yaptın diye soracağız. Bizim belediye başkanlarımız yaptıklarının hesabını son kuruşuna kadar verir. Bu para belediye başkanının değil belde halkından gelen paradır. Köprüyü, metroyu, sarayı kaça yaptın? Başbakan Binali Yıldırım Sabuncubeli için 536 milyona yaptık demiş. Kilometresi 134 milyon. Bir de bizim İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı Buca Tüneli’nin kilometresi 44 milyon lira. Arada 100 milyon fark var. Nereye gitti bu paralar? Bütün AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, AK Parti’ye vereceğin her oy harama ortak olmaktır. Harama ortak olma. Kul hakkı yiyenlere destek olma. Hesabını veriyorsa başımızın üstünde, git oyunu ver. İzmir’de İstanbul’da metro yapıyor. Arada 3 kat fark var. Biri 50 milyona yapıyor diğeri 150 milyona yapıyor. Üstelik İzmir bunların tamamını kendi imkanlarıyla yapıyor. İstanbul ve Ankara beceremeyiz diyor.  Antalya travmay yaptı. 23 kilometresi araçsız 697 milyon liraya mal oldu. İzmir 21 kilometreyi araç dahil 392 milyon liraya yaptı’ dedi.

‘Türkiye’yi yönetenler fakirin mutfağına el uzatıyor’

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: Hiçbir zaman oy veren AK Partili kardeşlerimi suçlamadım. Herkes herkese oy verir. Her siyasi parti de benim için saygındır. Ben yöneticileri eleştiriyorum. Türkiye’yi yönetenler, yolsuzluk yapıyor, fakirin mutfağına el uzatıyor. 17 milyon yoksulumuz var. Bu seçimler sıradan seçimler değil. Bu seçimler bir demokrasi seçimi. Önümüzde iki seçim var. Demokrasiden yana ve diktadan yana olanlar var. Demokrasiden yana olanların yeri belli; Millet İttifakı. Tek adam rejiminden yana olanların adresi de belli; Cumhur İttifakı. Hangi cumhur? Devleti tek adama emanet ediyorsun. Koskoca bir devlet bir adama emanet ediliyorsa o devletin sonu yoktur. Devlet liyakat üzerine yönetilir. Almanya’da 4 ay hükümet kurulmadı. Hiçbir sendika, işveren ne olacak halimiz? Demedi. Çünkü devlet çalışıyor. Belçika’da 1 buçuk yıl hükümet kurulmadı. Hükümet kurulur ya da kurulmaz ama devlet çalışır. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Benim STK’lar, odalarla toplantı yapmamın amacı budur. Sorumluluk sadece bizim değil. Bizim sorumluluğumuz kadar sizin de sorumluluğunuz var. Güzel bir Türkiye istiyoruz. ‘Parlamenter sisteme geçeceğiz’ diyoruz. ‘Eskiye mi döneceksiniz?’ diyorlar. Eski sistemi en fazla biz eleştirirdik. Her güç denetlenecek.