Kürt sorununun çözümüyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin çıkarları eğer siyasi hayatımın sonlandırılmasını uygun görürse, ben siyasi hayatımı bu ülke için feda etmeye hazırım. Her türlü riski alırım. Yeter ki bu ülkenin çıkarları, birliği, bütünlüğü korunsun. Barışı bu coğrafyada egemen kılmak zorundayız" dedi.

"Yeni CHP'nin kimliği, evrensel sosyal demokrat bir CHP'dir" diyen Kılıçdaroğlu, CHP kadar zengin siyasal birikime sahip partinin çok az olduğunu belirterek, CHP’nin dokularındaki devrimci, yenilikçi ruhun Türkiye Cumhuriyeti'nde yeniliklere öncü olduğunu söyledi. Görüşlerini açıklarken, CHP'nin etnik köken ve inançlara, özgürlüklere saygılı bir anayasadan yana olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, anayasada etnik kimlik tanımı yapılmaması gerektiğini, üst kimlik olarak 'Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı' tanımının yapılmasının uygun olacağını kaydetti. Kılıçdaroğlu, bir siyasi partinin mutfağında anayasa hazırlanamayacağını, partilerin sadece ilkeleri ortaya koyması gerektiğini söyledi.

'BARIŞI BU COĞRAFYADA EGEMEN KILMAK ZORUNDAYIZ'


Kılıçdaroğlu terörün bitirilmesi konusunda, parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurulması, Meclis dışında ise akademisyen ve kanaat önderlerinden oluşan akil adamlar komisyonu oluşturulması ve tüm görüşmelerin bu ikinci komisyon aracılığıyla gerçekleştirilmesini önerdiklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu ülkenin çıkarları eğer siyasi hayatımın sonlandırılmasını uygun görürse ben siyasi hayatımı bu ülke için feda etmeye hazırım. Her türlü riski alırım. Yeter ki bu ülkenin çıkarları, birliği, bütünlüğü korunsun. Barışı bu coğrafyada egemen kılmak zorundayız. Bu coğrafyada çatışma, 21'inci yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor. 21'inci yüzyılın Türkiye'sinin siyaset kurumu bu sorunu çözmeye hazır olmalıdır. Eğer hazır değilse iktidarda da olmamalıdır. Ölen bizim insanımız. Kan kaybeden bizim insanımız. Biz kendi insanımıza, kendi ülkemizin çıkarlarına sahip çıkacağız. Bunu yapabilirsek bu coğrafyada güçlü oluruz."

'İSTİHBARAT İSRAİL VEYA AMERİKA KAYNAKLIDIR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Uludere’de yaşanan olayla ilgili olarak, alınan istihbaratın kaynağının önem taşıdığını ve tüm çağrılarına rağmen iktidarın bu konuda bir açıklama yapmaktan kaçındığını söyledi. Yurt içindeki istihbaratla ilgili kurumların, istihbaratın kendilerinden gelmediği yönünde açıklama yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"İstihbarat içerden gelmediğine göre, o zaman istihbarat dışarıdan geldi. Eğer dışarıdan geldiyse vahim durum oradan başlıyor. İki kaynaktan gelebilir. İsrail veya Amerika kaynaklıdır. Bu işin sorumlusu hükümettir. Çünkü sınır ötesi harekata karar verecek olan parlamentodur, yetkiyi hükümete vermiştir ve hükümetin talimatıyla gidilip bu bombalama yapılıyor. Başbakan bu konuda bir açıklama yaptı mı? Hayır. Niye yapmadı? Kendi ülkesinin geleceğini yabancı istihbarat örgütlerine teslim eden, onun istihbaratıyla yola çıkan bir hükümet bu tür açmazlarla her zaman karşı karşıya kalır."

'ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KALDIRACAĞIZ'

Kılıçdaroğlu, MİT görevlilerinin ifadeye çağrılmasında bazı savcıların, ellerinde ciddi deliller olduğu yönünde açıklamalarda bulunduklarını hatırlattı. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Buradaki sorun şu; milletvekiline sağlanmayan bir olanak bir bürokrata sağlanıyor. Bu olmaz. Başbakan'a çete kurma yetkisi veriliyor. Çünkü sadece MİT görevlileri için değil bu, Başbakan’ın özel olarak görevlendirdiği kamu görevlileri için. Niye böyle bir şey olsun? CHP'nin iktidar olması durumunda öncelikle özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız. "Bunlar eski sıkıyönetim mahkemeleridir, siyasi mahkemelerdir. Siyasi iktidarın görevini yapan mahkemelerdir. Bunlar operasyon mahkemeleridir. Siyasi iktidar talimat verir, bunlar talimatın gereğini yapar. Dolayısıyla biz bu mahkemeleri kaldırırdık. Askeri dönemde getirilen bu mahkemeler 21'inci yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor."

ALMANYA CUMHURBAŞKANI VE SAVCI ÖRNEĞİ

Bir savcının, herhangi bir kamu görevlisi hakkında soruşturma açmak istemesi halinde, yasalar da buna izin veriyorsa o soruşturmayı yapması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Herkes gelip savcıya ifade vermelidir. Eğer Almanya'da savcı Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açıyor ve o Cumhurbaşkanı görevini bırakıyorsa, benim ülkemde bir bürokrat hakkında dava açılacak, kıyameti koparacağız, nasıl oluyor bu? Bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı'nın kozmik odasına girersiniz bir şey olmaz, bir bürokratı ifadeye çağırırsınız kıyamet kopar. Olay bürokratın ifadesini almak değil, olay Başbakan'a ulaşacak."

'MEDYAYA YANSIDIĞINDA SİYASETÇİ GÖREVİ BIRAKIR'


Kemal Kılıçdaroğlu, Oslo’da yapılan görüşmeden ana muhalefet lideri olarak haberinin olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu şöyle dedi; "MİT Müsteşarına, 'Git, Oslo’da görüşmeyi yap' diyen kim? Başbakan. Biz o görüşmeye izin vermezdik. Dünyanın her yerinde terör örgütüyle ilgili görüşmeler medyaya yansıdığında o siyasetçi görevi bırakır. Bu tür görüşmeler gizli olarak yapılır. Böyle bir sürece Başbakan olarak girdiğiniz andan itibaren böyle yasa dışı bir sürecin içine giriyorsunuz."

"DÜNYADA BUNUN ÖRNEĞİ YOK"


"Seçilmişleri atanmışlara kurban etmeyiz" diyen Başbakan'ın, kendisine ulaşılmasını engellediğini savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"MİT Müsteşarı seçilmiş mi? Hayır, atanmış birisi. Orada seçilmiş olan Başbakan. Yani 'Bana ulaşamazsınız, o kanaldan gelip beni sorgulayamazsınız' diyor. Dünyada bunun örneği yok. Savcı izin istedi Başbakan'dan. Başbakan izin vermezse Danıştay'a gidecek. Bu hafta bir operasyon yapıldı Danıştay'a. İzni verecek olan Danıştay 1'inci Dairesi'nin 3 savcısı değiştirildi. Bana hangi yargı bağımsızlığından bahsedeceksiniz bu ülkede?"

'TÜM KOMŞULARIMIZLA KÜSÜZ'

Dış politikada müthiş yanlışlar yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladı:

"Sıfır sorun isteniyordu ya hani, şimdi sonuçlar tamamen sıfır. Tüm komşularımızla küsüz. Bizim dış politikadaki hedeflerimiz, batının dış politikadaki taşeronluğunu yapmak noktasında. Onlar söylüyorlar, biz yapıyoruz. Bağımsız bir irademiz yok. Ortadoğu’da saygınlığımız yok. Suriye'de, Irak'ta, İran'da, hiçbir yerde yok. Ermenistan ve Yunanistan ile aramız zaten iyi değil. Libya'ya gittik, Kaddafi'nin linç edilmesini seyrettik. Hatta alkışladık. Ortadoğu'da insan hakları ve demokrasinin egemen olması için Türkiye her türlü desteği vermeli. İktidarda olsak, Ortadoğu’daki tüm sosyal demokrat partileri, yazarları, Nobel Ödülü almış kişileri, Rusya, İran ve Suriye’den yetkilileri bu sorunu çözmek için Türkiye’ye davet ederdik. Biz bu konuda Suriye yönetimine derdik ki, insan haklarını getir, demokrasiyi getir. Suriye'deki iki gruba her türlü desteği verirdik. Onlara bu gelişmeleri aktarır, görüş alışverişinde bulunurduk. İç işlerine karışmayız ama demokrasiye, insan hakları ve özgürlüklere davet ederdik. Diğer ülkelerle görüş alışverişinde bulunurduk."

'ARTIK AVRUPA'DA CHP'NİN SESİ ÇIKIYOR'

CHP olarak tüm ülkelerle daha dostane ve sıcak ilişkiler kurulmasını istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu AB ile ilişkiler dahil, bu konuda şöyle konuştu;

"Eğer bizim AB'ye girmemizi istemiyorsanız açıkça söyleyin deriz. 'Türkiye, Avrupa'ya uyum noktasında hükümlerin birçoğunu yerine getirmedi' dediler. Hükümet üyeleri, dış görüşmelerinde, 'Çıkardığımız yasaların hepsine CHP muhalefet ediyor, bizleri engelliyor' şeklinde Avrupa'ya şikayetlerde bulunmuş. ‘Hangi yasayı getirdiniz de reddettik?' dedik, cevap veremediler. AB ile görüşmelerimiz sürüyor. Artık tüm Avrupa'da CHP'nin sesi çıkıyor. Türkiye'yi Avrupa'da ve dış ülkelerde tanıtıyor ve anlatıyoruz. Biz AB'ye tam üye olmak istiyoruz. Ama bunu yaparken Türkiye hiçbir zaman sırtını doğuya çevirmeyecektir. Türkiye bu dinamizme sahiptir. Ülkemizin stratejik öneminden dolayı Türkiye Avrupa için kesinlikle vazgeçilmezdir."

'SEÇİMLERDEN SONRA MORAL BOZUKLUĞU YAŞADIK'


CHP’nin beklediği oy oranına ulaşamadığı için seçimlerin ardından moral bozukluğu yaşadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ama şimdi toparlanıyoruz, daha da iyiye gideceğiz inşallah. Haziran ya da Temmuz'da normal kurultay yapmayı planlıyoruz. Bizler iktidar olmanın yolunun halka güven vermekten geçtiğine inanıyoruz. Toplum bizden proje geliştirme konusunda beklenti içerisine girdiği için projeler geliştiriyoruz. Önümüzde yerel seçimler var. Aday ve proje bazında örgütlerimiz hızla çalışıyorlar."