CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Terör ile mücadeleye değinen Kılıçdaroğlu, "Terörden şikayet etmek kolay, terör ile mücadelenin akıl, mantık yolu ile yapılması lazım. Kolektif yapılanması lazım. bir siyasal iktidar ben tek başıma terörü engellerim derse olmadı, olamadı zaten. Teşhisin doğru konulması lazım. Sadece PKK terörü değil IŞİD terörü de var. Türkiye'de 70 ilden IŞİD terör örgütüne katılım varsa, bu terör örgütü de Türkiye'de taban tuttu demektir. Sorgulamamız gereken pek çok alan var" dedi.

"14 YILDA 6 KEZ MALİ AF ÇIKARILDI"

Mali Af Kanunu'na ilişkin Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Mali Af Kanunu'nun da yanayız ama düzenlemenin eksik tarafları var. 14 yılda 6 kez mali af çıkarıldı. 2 yılda bir af kanunu çıkıyorsa, vatandaş vergi ve sigorta primini ödeyemiyor duruma geliyorsa hepimizin düşünmesi lazım. Demek ki yönetimde bir sorun var. Arkadaşlarımız küçük esnaf için ödeyebileceği bir taksitlendirmeden yana olduklarını söylediler ama kabul görmedi. Umarız amacına ulaşır. Dürüst mükellef var bir de. Vergisini sigorta primini ödeyenler var. Adaletli devlet bunları da ödüllendirmeli, avantaj sağlamalı. Yüzde 1 düşük vergi almalı" diye konuştu.

HÜKÜMETİ BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ TÜRKİYE KARA PARA CENNETİ OLUR

Üzerinde durdurduğumuz diğer bir nokta ise, para uyuşturucu parası mı, terör örgütünün mü kaynağı belli değil Türkiye'ye gelsin. Kara para aklanmak için geliyor. Türkiye bu noktaya taşınırsa dünya ekonomi çevrelerine vereceğimiz hesaplar var. bizim bankalarımız için risk. Türkiye itibarını kaybeder Türkiye kara para cenneti olur. Saygınlığını, itibarını kaybeder. Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. Bu teklif bu haliyle yasalaşırsa bunun ceremesi çok ağır olur. Kimse bize hatırlatmadı demesinler. Bu söylediklerimiz muhalefet şerhine yazdık. Dün bu konuda sayın başbakana da açıklamalarda bulundum. Ülkemizi seviyor itibarını korumak istiyoruz."

"CAMİYE, KIŞLAYA, ADLİYEYE SİYASET GİRERSE İŞTE BUNLAR OLUR"

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "15 Temmuz darbe girişimi oldu. Hala etkilerini toplum üzerinden atmış değil. Bu girişimden Hepimiz ders çıkarmalıyız. Şunu herkesin iyi bilmesi lazım. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girmeyecek. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girerse işte bunlar olur. Camiye siyaset girmemeli. Farklı inançlar var. Birilerinin emir ve komutasında olmamalı. Din farklı bir alan.

NİÇİN GÖZ YUMDUNUZ BUGÜNE KADAR?

Kışlaya siyaset asla girmemeli. Orduyu ele geçireceğiz. Sınav sorularını çalıp yandaşlarımızı harp okullarına sokacağız. Niçin göz yumdunuz bugüne kadar? Niçin gereğini yapmadınız bugüne kadar? Atatürk, Nutuk'ta askerin siyasete girmemesi gerektiğini çok net anlatır. Oradaki gelişmelere sıcak siyasetin doğrudan müdahale etmesini sağlamak ya da ortam hazırlamak Türkiye'yi felakete sürükler bugün geldiğimiz nokta budur."

CHP Parti Okulu'nun sosyal projesi kapsamında projeleriyle ödüle değer görülenler, onur konuğu olarak grup toplantısını izledi.

"AKLINI KİRAYA VEREN BİR DÜZENDE SİSTEM DEĞİŞMEZ. AKIL İLE SADAKAT BİR ARADA OLMALI"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu darbe bize bir şey daha öğretti. Bilimsel, Laik eğitimin ne kadar önemli olduğunu söyledi. Bilge insan eğitim ile olur. Aklını kiraya veren bir düzende sistem değişmez. Akıl ile sadakat bir arada olursa iyi olur. Aklını tamamen bir tarafa bırakıp körü körüne sadakat bugünkü tabloyu hazırlar. Umarım ve dilerim görüştüğüm kişiler eğitim sistemindeki yozlaşmayı anlattı. Bu eğitim sisteminden hiçbir nane baba memnun değil. Bilimsel laiklik eğitimin gelmesi gerektiğini yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledim. Aklınızı kullanacaksınız. Birisine körü körüne bağlanıp sadece onun söylediklerini yapmak Allah'ın verdiği en değerli aklı yok saymak demektir. Aklımızı kullanacağız dünyayı sorgulayacağız. Bir şey daha öğretti darbe girişimi siyaset kişisel, aile, bir zümrenin, cemaatin çıkarları için yapılmaz. Toplum için yapılır.

BİR CEMAATE, BİR TARİKATA, BİR İNANÇ GRUBUNA DEVLETİ TESLİM EDEMEZSİNİZ

Bir cemaate, bir tarikata, bir inanç grubuna devleti teslim edemezsiniz. Ettiğiniz andan itibaren devleti yok ederseniz umarım bundan da ders çıkarmış oluruz. Geçmişten ders alınmazsa tekerrür eder. Şunu sormaktan kendimi alamıyorum? Nasıl oluyor da Türkiye tekrar bir darbenin eşiğine gelebiliyor? Geçmişten ders almayan bir siyaset kurumu var.

DARBE GİRİŞİMİ BİZE. SİYASETİN BİR DAYATMA DEĞİL UZLAŞMA OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Bir şey daha öğrettiği bu darbe girişimi bize. Siyasetin bir dayatma değil uzlaşma olduğunu gösterdi. Darbeciler ve dikta heveslileri dayatır. Siyasette dayatma yok uzlaşma vardır.

BİR DAYATMA KÜLTÜRÜ VARDI BİZE. TOPLUMA, PARLAMENTO'YA, MEDYAYA

Bir dayatma kültürü vardı bize. Topluma, Parlamento'ya, medyaya. Darbe girişimi sonrası bunun ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı. Umarım bundan siyaset kurumu bir ders çıkarır ve siyasetin uzlaşma alanı olduğu ve yerinin TBMM olduğunu kimse unutmaz.

DEVLETTE LİYAKAT ÖNEMLİDİR, BUNUNLA OYNARSANIZ DEVLETİ ÇÖKERTİRSİNİZ

Darbe girişimi bir şey daha öğrettiği bu bize. Devlette liyakat sisteminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İnancımızda bile işi ehline verin der. Falan aileye verin denmiyor. Kimliği inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun işi ehline verin diyor. İşi neden ehline vermedik. Devlette liyakat önemlidir, bununla oynarsanız devleti çökertirsiniz.

SIZDI DİYORLAR. YOK ÖYLE BİR ŞEY, BUNLAR DEVLETE BİLEREK VE İSTENEREK YERLEŞTİRİLDİ

Birileri bunlar devlete sızdı diyorlar. Yok öyle bir şey, bunlar devlete bilerek ve istenerek yerleştirildi. Bu gerçeği bilelim. Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Parlamenter sistemin önemini, gücünü gösterdi. Meclis bombalanırken açık kaldı. TBMM Başkanı'na teşekkür ediyorum, bombalar altında Meclis'i açık tuttu.

BAŞKA ARAYIŞLARA GİRMEK TÜRKİYE'Yİ YENİ FELAKETLER İLE KARŞI KARŞIYA GETİRİR

Demokratik parlamenter sistemi daha güçlü hale getirelim, başka arayışlara girmek Türkiye'yi yeni felaketler ile karşı karşıya getirir. Bu darbe girişimi bize demokrasiye sahip çıkmanın önemini de gösterdi. Biz halk olarak direnme hakkımızı kullandık. Bu kürsüde direnme hakkımızı kullanacağız dediğim zaman tepki gördük. Almanya direnme hakkını anayasasına koymuştur. Bu tür direniş meşru bir haktır. Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Cumhuriyetin kurucu değerlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Cumhuriyeti kuranlar Osmanlı'nın nasıl çöktüğüne, yıkıldığına tanık oldular. Bu tabloyu gördüler.

ÜMMET DEĞİL, MİLLET DEDİLER. OSMANLI'DA MİLLET YOK ÜMMET VARDI

Ümmet değil, millet dediler. Osmanlı'da millet yok ümmet vardı. Her kişi padişahın kölesi, kuluydu. Vatandaş kavramı yoktu. Cumhuriyet olmasaydı bu makamlara gelinemezdi.

HER ŞEY HAKKINDA BEN KARAR VERECEĞİM CUMHURİYET, DEMOKRASİ, TBMM, CHP BUNU KABUL ETMEZ

Her şey ban sorulacak, her şey hakkında ben karar vereceğim cumhuriyet, demokrasi, TBMM, CHP mantık da bunu kabul etmez. Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Özgür medyanın gücünü öğretti. Benim, sizin vergilerinizle TRT iktidar partisinin borozanı haline gelmişti. Tarafsız yayın yapması lazım. Umarım siyaset kurumu bütün bunlardan bir ders çıkarmıştır. Birilerinin aleyhine yayın yapmak suç oldu. Medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunun farkına varmamız lazım. Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Demokratik, Laik bir hukuk devletinin önemini bize öğretti. Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün ana güvencesidir. Hangi görüşten olursa olsun darbeye karşı çıktık. Bunu sağlayan Laikliktir ve hukukun üstünlüğü ve demokrasidir. Değiştirilmesi teklif bile edilemez deniyor "Arkasında Kurtuluş Savaşı var" dedik. Birileri ben bunu değiştireceğim dedi. Sen bunu değiştirmezsin kardeşim dedik. Ve darbe bunu bir kez daha gösterdi ne kadar önemli bir kavram olduğunu.

DARBELERLE MÜCADELE EDERKEN HUKUK İÇİNDE HAREKET EDİLMELİ

Darbelerle mücadele ederken, bir devleti devlet yapan, saygın kılan, herhangi bir suçla karşı karşıya geldiğinde hukuk içinde hareket etmesidir. Darbeciler suç işlemişse adalete teslim edersiniz. Baskı, kötü muamele devletin saygınlığına gölge düşürür, darbecileri haklı konumuna çıkarır. Hukuk içerisinde kalarak mücadelenin sürmesi lazım.

BİR AİLEYİ MAHALLELİNİN ORTASINDA DARBECİ DİYE SUÇLAMAK SON DERECE TEHLİKELİ

Suçluların şahsiliği ilkesinin göz ardı edilmemesi lazım. Bütün ailesini suçlayamazsınız. Şu telefon geldiğinde ter içinde kaldım. Çocuk gece kalkıyor feryat içinde benim babam darbeci değil diyor. Bir çocuğu bu konuma getirmek tehlikeli. Bir aileyi mahallelinin ortasında darbeci diye suçlamak son derece tehlikeli. Yeni mağdurlar yaratmamalıyız. Umarım siyaset kurumu darbecilerle mücadele ederken bunları dikkate alır.

ER VE ERBAŞLARI LİNÇ EDENLER DE YAKALANIP ADALETE TESLİM EDİLMESİ LAZIM

Adalet ama intikamla değil. Sadece darbeciler değil, er ve erbaşları linç edenler de yakalanıp adalete teslim edilmesi lazım. Son derece dikkatli bir dil kullanmak siyasetin gereğidir. Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz ve dikkatli bir dil kullanmamız lazım.

NE DARBE NE DİKTA TAM DEMOKRASİ DİYORUZ

Ne darbe ne dikta tam demokrasi diyoruz. Geçmişte FETÖ terör örgütünün mağdur ettiği binlerce kişi var. İntihar edenler oldu, en verimli çağlarını hapishanelerde geçirdiler. Aileleri bile suçlandı bunların tamamının suçsuz olduğu ortaya çıktı. Bir kumpasa kurban edildiklerini artık devletin tüm yetkilileri dile getiriyor. O, insanların itibarları iade edilerek görevlere dönmeleri sağlanmalı.

HİÇBİR İTİRAZ YOK. 1577 DEKAN İSTİFA DİLEKÇESİNİ VERİYOR. "VERMEZSEM FETÖ ÜYESİ SANARLARSA" DİYOR

Darbelerden sonra bir cadı avı başlar. Bir ihbar furyası başlamıştır. Bu atmosfer tehlikeli. Bir örnek vermek gerekirse bir kurum bütün dekanlara istifa dilekçelerinizi gönderin. Hiçbir itiraz yok. 1577 dekan istifa dilekçesini veriyor. "Vermezsem FETÖ üyesi sanarlarsa" diyor. İstifa etmiyorum diyemiyor korkudan. Böyle bir atmosfer insanlığa, bilime zarar verir.

HAKİM, "TUTUKLAMAZSAM BENİ DE TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ SANARLAR" DİYE KAYGILANIYOR

Başka bir örnek yakalanan kişiler mahkemeye gidiyor. Hakim tutuklamazsa şöyle bir kaygısı var; ya beni de terör örgütü üyesi sansarlarsa. Kendisini adeta tutuklayıp, hapise atmak ile yükümlü hissediyor. Atmosfer böyle son derece tehlikeli,.

DÜZENLEMELER İLE PARLAMENTO DEVRE DIŞI BIRAKILMAMALI

İş dünyası üzerinde baskılar. Falan bankaya neden para yatırdın. Bu bankaya siz izin verdiniz millet de yatırırdı. O zaman gel bunun hesabını ver. Bunun adı hükümetin vatandaşına tuzak kurması demektir. Böyle bir şey olabilir mi? iş dünyasını tedirgin edersen bu son derece tehlikeli.

DÜZENLEMELER İLE PARLAMENTO DEVRE DIŞI BIRAKILMAMALI

Tereddüdümüz OHAL uygulamalarının amacını aşan şekilde kullanılması. Hukuku anayasayı aşan. Düzenlemeler ile Parlamento devre dışı bırakılmamalı. Hâkimiyet milletin değil, hakimiyet yürütme organın olur. Yani hâkimiyet milletin değil, hakimiyet yürütme organın olur bu temelden demokrasiye ve millete de saygısızlıktır.

'BİZ DEVLETİ YENİDEN YAPILANDIRACAĞIZ.' DENİYOR. KİMSİN SEN. BU DEVLET SENİN DEVLETİN Mİ?

'Biz devleti yeniden yapılandıracağız.' deniyor. Kimsin sen. Bu devlet senin devletin mi? Bu devlet hepimizin, 79 milyonun. Bu devlet hepimizin devletiyse yasaların parlamentoda çıkması lazım. Devletin yapısı ile bu kadar oynanmaz.

ADRES YÜRÜTME ORGANI DEĞİL YASAMA ORGANIDIR

Adres yürütme organı değil yasama organıdır. Devlette bir genel müdür düşünün. Cumhurbaşkanı talimat verecek başbakan talimat verecek bakan talimat verecek. Bu genel müdür ne yapacak? Böyle bir yapı olmaz arkadaş. Bu yapı ABD'de vardı diyorlar olabilir. Biz kendi tarihimize bakarız.

METEHAN'DAN BU YANA ORDUDA HİYERARŞİ VARDIR VE BOZULMAMIŞTIR

Metehan'dan bu yana orduda hiyerarşi vardır ve bozulmamıştır. Onun bozulmaması lazım. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nden yanayım Merkez Bankası'nı nasıl savunuyorsam orduyu da öyle savunuyorum.

ORDU SİVİLLEŞMEZ. SİVİL YÖNETİME ORDU HESAP VERİR

Ordu sivilleşmez. Sivil yönetime ordu hesap verir. TBMM'ye gelip hesabını verirler. Ordunun her aşaması sivil denetime açılmalı. Her kurum denetlenmeli.

SAYIN İSMAİL KAHRAMAN, YA BU KOMİSYONA GELİP ADAM GİBİ BİLGİ VERİRLER YA DA KOMİSYONU KAPATIN

TBMM'ye Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kuruldu. Sözde güvenlik, istihbarat birimleri gelip TBMM'de soruları cevaplandıracaktı. Kurulduğu günden bu yana bir güvenlik birimi başkanı gelip bu komisyona bilgi vermedi. Ne MİT Müsteşarı ne de diğerleri geldi. Bilgi vermiyorlar. Gelmiyorlarsa, siyasi otoritenin isteği üzerine gelmiyorlar. Bakan, başbakan gitme demiştir o yüzden gelmiyordur. Sayın İsmail Kahraman'a çağrı yapıyorum; ya bu komisyona gelip adam gibi bilgi verirler ya da komisyonu kapatın. Böyle bir gölgeyi kabul etmiyoruz.

BAŞKOMUTANLIK GÖREVİ, TBMM'NİNDİR. YETKİ DEVREDİLMEMİŞTİR. YETKİ MECLİS'İN NAMUSUDUR DEVREDEMEZ

Başkomutanlık görevi, TBMM'nindir. Herkes bunu kabul edecek. Cumhuriyet'in kuruluşundan beri başkomutandır. Atatürk'e de başkomutanlık yetkisi verilmiştir yetkiyi veren TBMM'dir. 3'er aylık sürelerle verilmiştir. Kendi yetkilerini yeri gelmiş kısıtlamış meclisi güçlendirmek için. Böyle bir durumda birileri ben komutanım, kumandanım diye ortada gezinmesin. Yetki Parlamento'nun Anayasamız dsa bu konuda çok açık. Cumhurbaşkanının sadece Meclis adına temsil hakkı vardır. Yetki devredilmemiştir. Yetki bu Meclis'in namusudur. Namusunu devredemez."