Esin Gençel-CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İzmir'de yeni fuar kompleksinin temel atma töreninde konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanlarının yönetim anlayışını şöyle anlattı: "İzmir; Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bir yerdir. Tüm Türkiye'nin gözbebeğidir. Dünya metropolleri içinde en sağlıklı ve en güzel gelişen dördüncü kenttir. İzmir'in bu başarısı altında imzası olan belediye başkanlarımızı yürekten kutluyorum. Bizim belediye bakanlarımızın özellikleri vardır. Pek çok yeniliğin altında Türkiye'de ilk kez uygulanın yeniliklerin altında CHP'li belediye başkanlarının imzası vardır. İlk metronun temelini CHP'li belediye başkanı atmıştır. Fuar mı diyorsunuz onun altında da CHP'li belediye başkanlarının imzası vardır. Tüm Türkiye'nin örnek aldığı Doğal Yaşam Parkı mı diyorsanız onun da altında CHP'li bir belediye başkanın imzası vardır. 'Önce kendine değil önce kentine belde halkına hizmet edeceğim 'diyen bir siyasal anlayışa sahiptir. 'Önce zenginleşeceğiz' diyorlar. Önce halk zenginleşecek. Bu fuar alanı istihdam yaratacak İzmirli'nin yüzü gülecek, İzmirli dünyada tanınacak. Dünyanın en büyük mermer fuarı burada açılacaksa mermere ihtiyaç duyan tüm dünya ülkeleri İzmir'e gelecekler yiyecekler, yatacaklar. İzmir'i tüm dünyaya tanıtacaklar."

Baskı yaparsanız yapın

Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanlarının hizmetlerinin Hükümet tarafından engellendiğini öne sürerek, şunları söyledi: "İzmir'in güzel bir körfezi var. Tebessümle bir haber okudum gazetede. Körfezin yeniden canlandığını gördük. Deniz ve körfezi ile çevresi ve doğasıyla yeşil alanlarıyla Türkiye'ye örnek olan bir kenttir. 'Yeşil alanları fazla ama belediye başkanları az' diyorlar. Yeşilliği ranta kurban etmiyor tam tersine İzmir halkına sunuyorlar. Bir belediye başkanının tek başına yaptığı, yüzde 100 kendi kaynaklarıyla finanse ettiği bir yatırımdır bu. İhaleye çıkıldı, itiraz geldi KİK'e gitti. KİK bu itirazı 20 günde sonuçlandırabilirdi tam 7.5 ay beklettiler. Neden? 'Acaba hizmeti engelleyebilir miyiz?' diye. Ne yaparsanız yapın hangi baskıyı uygularsanız uygulayın hiçbir CHP'li belediye başkanını kendi halkına hizmet etmekten alıkoyamazsınız."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir devlet adamında olması gereken özellikleri anlatarak, iktidarı şu sözlerle eleştirdi: "İzmir, Türkiye'nin uygarlığa açılan kapısıdır. İzmir kimsenin ötekileştirilmediği herkesin kucaklandığı bir kenttir. İzmir'de Büyükşehir Belediye Başkanı tüm İzmirliler'e hizmet eder. Kapısı herkese açıktır. Bizim belediye başkanlarımızın özelliği belde halkına seçmenine hesap vermeyi onurlu bir görev kabul eder. Onlar her türlü hesabı kendi halkına verirler. Devlet adamlığının tipik bir özelliği vardır. Sorunları önceden görüp, sorun kronikleşmeden çözüm üreten kişidir. Devlet adamı kendi tarihini bilmek zorundadır. Devlet adamı kendi tarihini kötülemez kendi insanını kötülemez. Yurtseverlik duygusunu ayaklar altına almaz. 75 milyon yurttaşa aynı gözle bakar. Devlet adamı devletine ve ülkesine sahip çıkar. Devlet adamı bir tek çocuğun bile yatağa aç görmediğini garanti eden kişidir. Devlet adamı hukuku üstünlüğüne inanır hapishanelerinde gazetecilerin olmamasını sağlayacak kişidir. Bilim insanlarının hapislerde çürütüldüğü bir düzeni yaratmayacak bir kişidir. Bizim devleti devlet adamı kimliği ile yönetecek yöneticilere ihtiyaç var. Devlet adamı dediğiniz kişi ülkesinin dış politikasını belli ülkelerin çıkarları üzerine değil kendi ülkesinin çıkarları üzerine inşa eden kişidir. "Yurtta barış dünyada barış' ilkesini tarihinde bir söylem olarak değil gelecek koşullara da miras olarak bırakılmasını da hedef olarak belirleyen kişidir. Devlet adamı çevresini doğasını insanını seven kişidir. Bizim devlet adamı kimliğini sahip yöneticilere ihtiyacımız var."

Milletin önünde konuş


Kılıçdaroğlu, İmralı ile yapılan görüşme tutanaklarının basına yansıması ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmadığını belirterek, "Çık milletin önüne konuş, ne düşünüyorsun" dedi. CHP lideri, şunları söyledi: "Türkiye iyi yönetilmiyor. Tüm komşularımızla kavgalıyız. Neden hangi gerekçeyle? Suriye, İran ve Irak ile alıp veremediğimiz nedir? Barış içinde yaşamak varken hakların kardeşliği varken bu nedir? Suriye'de akrabaları olan Türkiye'de yurttaşlar var. Bu güzel coğrafyada Batı'nın egemen güçlerinin tuzağına düşmeden neden savaş neden kavga? Bakınız, 2002 yılını düşünün, sıfır terör. Rahmetli Ecevit dönemi. 2013'ü düşünün. Neden 10 yılda bu noktaya geldik? Türkiye'ye 10 yılda terör batağına sokan düzeni hangi gerekçe ile haklı göreceğiz? Kim yönetiyor ülkeyi? İki gün önce gazetelere tutanaklar yansıdı. Tartışmayı bıraktık haberi kim sızdırıyor bunun üzerinde duruyor. Gazeteci arkadaşım görevini yapmış. Şimdi ülkeyi yöneten Başbakan'dan yanıt bekliyoruz. Konuşmasını bekliyoruz. Sen ne düşünüyorsun bu konuda? Çık milletin önünde açıkça görüşünü beyan et. Bunu bekliyoruz biz. Bir tarafta olanı gördük şimdi ortağın öbür yanına bakmamız gerekiyor. Öbür ortak konuşacak. 'Benim konuşmaya hakkım yok' diyemez. Eğer bu ülkeyi adam gibi yönetiyorsan devlet adamı kimliği ile yönetiyorsan yanıtını bekliyorum. Çık milletin önüne ve konuş, Ne düşünüyorsun."

Adalet yok

Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 375 yıl hapis cezasıyla yargılandığını belirterek, "Demokrasisi gelişmiş bir ülkede eğer siz bir belediye başkanın 375 yıl hapisle yargılıyorsanız orada adalet yoktur. Adalet farklı bir kavramdır. Adalet milletin vicdanı demektir. Milletin kabul etmediği şey olmaz. Yargıcın kararı, vatandaşın vicdanında ölçülür. Vatandaşın vicdanı adaletin terazisidir. Sıkı yönetim mahkemelerinde onlarca insan idam edildi olar da yargı kararıydı. Silivri'de savunmasını yapanlara yıllarca ceza verildi. Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı yerde toplum vicdanı rahat etmez. Özgürce düşüncelerimizi ifade edemeyiz. Çağdaşlaşmanın yolu adaletten geliyor. Bu ülkeye adalet gelsin diye hep beraber mücadele edeceğiz. Adalet ya gelecek ya da gelecek. Siz adaleti sağlayacağız" diye konuştu.