CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan'a oğlu Bilal Erdoğan üzerinden yüklenen Kılıçdaroğlu "Çocuğu olan bütün yurttaşlara sesleniyorum. Çocuğu işsiz olanlara sesleniyorum. Birisi yolsuzluk davası dolayısıyla aranacak. Aranan senin çocuğunsa alır götürürler ifadesini verir. Başbakan'ın çocuğu ise kimse onun ifadesini alamaz. Uzun süre saklandı. Baktık geçen gün babasıyla aynı arabaya biniyor. Ne demek bu? Bu devlete meydan okumadır" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

Başbakan hala mağdurum da mağdurum edebiyatı yapıyor. Ayda 10 bin lira para alıyorsun. Emekli aylığın var. İki uçak aldın. Dolmuş taksi parası vermiyorsun. Sen mağdursun da 9 buçuk milyon emekli mağdur değil mi?

"MAĞDURİYET EDEBİYATI HALA BİTMEDİ"


Bakın mağduriyet edebiyatı hala bitmedi. Eskiden sağlığı bedava yapacağız diyorlardı. Bir hastanede, iki eczanede, üç aylığından para kesilerek para veriyor. Mağdur olan kim, emekli değil, Recep Tayyip Erdoğanmış. Böyle mağduriyet mi olur? Bakan 700 bin liralık kol saati alıyor, o mağdur, ama çocuğuna harçlık veremeyen baba mağdur değilmiş.

"MİLLETLE ALAY ETMEYİN ARTIK"

Ben dedim ki 247 milyar avroluk yolsuzluk var. Bu çok afaki bir rakam diyorlar. Yolsuzluk yok demiyor ama afaki bir rakam diyor. Ama bu ülkede bir Başçalan var. Başbakan değil başçalan. Afakiyse kardeşim, sen çıkarsın rakamı açıklarsın biz de öğreniriz. En iyi rakamı hırsız bilir, ne kadar götürdüğünü çalan bilir. Daha bu çıkan kısmı. Hüsnü Mübarek'i bilirsiniz. Götürdüğü mal 55 milyar dolarmış. Bunlarınki ne kadar 85 milyar avro. Orada bir kişi bunlar kolektif götürmüşler. Bari mağduriyet edebiyatı yapmayın. Milletle alay etmeyin yeter artık.

"NE KADAR DA HAYIRSEVERMİŞ"

247 milyar nasıl alınır? Herhalde bir kişi tek başına götüremez. Nasıl götürecekler? Devletin içinde bir paralel yapı gerekiyor. Ona göre de bürokrat savcı hakim gerekiyor. Ona göre işadamı gerekiyor. O işadamlarına ne diyor? Hayırsever işadamı diyor. Hayırsever işadamı bakana 700 bin liralık kol saati veriyor. Ne kadar da hayırsevermiş. Binlerce yatağa aç giren çocuk var onlara yemek vereyim demiyor da bakana 700 bin liralık kol saati veriyor.

Başka kimler var? Siyasetçiler olması lazım. Siyasetçi olmadan yolsuzluk olur mu? Devletin içinde bir çete yolsuzlukları yapıyor. Darbe oldu, mağdur olduk edebiyatını bırakın. Ülkenin gerçeği var, ülke soyuluyor, 76 milyon yurttaşın cebinden çıkan her kuruş verginin hesabını sormak benim boynumun borcudur.

"FOTOĞRAFI DA ÇIKTI, NEREDEN ALINDIĞI DA"

Milyonlarca lira dolar rüşvet aldılar gene onlar mağdur. Vatandaş mağdur değil. Bunlar mağdur. Yetmiyor rüşveti veren adamın uçağıyla umreye gidiyorlar. 700 bin liralık kol saati dediğimiz zaman vatandaş diyor ki o kadar kol saati olur mu? Vallahi ben de bilmiyordum ama oluyormuş demek. Fotoğrafı da çıktı. Nereden alındığı belli. 700 bin liralık kol saati ile 10 tane apartman dairesi alınır. Mamak'ta oturan kardeşlerime söylüyorum. Evsizlere kira ödeyenlere söylüyorum. 10 apartman dairesini bakanın koluna takıyorlar. Bakan mağdur olsun diye...

"SEN ÇETE REİSİSİN"

Bu çetenin reisi kim? Çetenin reisi çete üyelerinden biri açıkladı zaten. Hiç boşuna milleti kandırmasın. Bize karşı darbe yapıldı edebiyatı yetti artık. Sen çete reisisin ve yolsuzluklar konusunda ustasın. Kimse senin eline su dökemez.

"DEVLETİN ORTAĞI VAR"

Bunların bakanı devlet şerik kabul etmez diyor. Kardeşim bunu millete söyleyeceğine başındaki zata söylesene. Sen bu devletin ortağı değlisin sayın başbakan diye hatırlatsana. Adam kendisini devletin ortağı biliyor. Parayı götürüyor. Yolsuzluklar almış başını gidiyor, Devletin ortağı olmaz diyorlar. Devletin ortağı var. O ortak da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Erdoğan'ın bir korkusu var. Mağdur edebiyatı yapıyor. Altında yatan şu. Oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Özellikle de AKP'ye oy verenlere sesleniyorum.

"BU DEVLETE MEYDAN OKUMADIR"

Çocuğu olan bütün yurttaşlara sesleniyorum. Çocuğu işsiz olanlara sesleniyorum. Birisi yolsuzluk davası dolayısıyla aranacak. Aranan senin çocuğunsa alır götürürler ifadesini verir. Başbakan'ın çocuğu ise kimse onun ifadesini alamaz. Uzun süre saklandı. Baktık geçen gün babasıyla aynı arabaya biniyor. Ne demek bu? Bu devlete meydan okumadır. Ey yargıçlar siz benim çocuğumu alamazsınız, ona dokunamazsını, onun ifadesini alamazsınız, neden, çünkü benim çocuğum yolsuzluk da yapsa, katliam da yapsa, hırsızlık da yapsa, rüşvet de verse, onun yaptığı meşrudur ve güvencesi benim. Buna da hukuk devleti diyor.

"DARBELERDEN DAHA AĞIRDIR"

Bütün yurttaşlara sesleniyorum, onun çocuğunun sizin çocuğunuzdan farkı ne? Özelliği ne? Temel bir özelliği var. Rüşvet almak... Temel özelliği bu. Bütün dünyanın teröre finans desteği veriyor diye damgaladığı bir adamla sohbet etmek, ortaklık yapmak, onunla konuşmak. Hepsi belgeli. Bu darbe 60, 70, 80 darbesinden de daha ağırdır diyor. Daha ağır olduğu kesin. Senin bütün rüşvetlerinin ortaya çıktığı kesin.

Ben seçimlerde hesaplaşacağım diyorsun. Sandıkta hesabımızı göreceğiz diyorsun. Demokratik bir ülkede rüşvet ve yolsuzluğa adı bulaşanların hesap verdiği yer yargıdır. Benim görevim de seni o yargının karşısına çıkarmaktır.

Efendim diyor ki bu öyle darbeki biz mağdur olduk diyor. Milyarları götüreceksin, dünyanın en zengin başbakanı olacaksın, 12 yıl bir ülkeyi yöneteceksin, astığın astık kestiğin kestik olacak sonra mağdurum diyeceksin.

"İŞTE MAĞDURİYET BUDUR"

Emine Akçay kim? Adana'da eşi bir yıl süredir iş arayan bir kadındı. Küçük bir çocuğu vardı. Kıştı ve evi soğuktu. Son parası kaldı 6 lira. Onunla gitti oduncuya, odun istedi. Oduncu 6 lirayla bacı odun olmaz dedi. Kendisine 10 kilo odun verdi. Al bunu götür çocuklarını ısıt diyor. Odunu getiriyor sobaya koyuyor, odunlar ıslanmış. Yağmurdan dolayı. Yanmıyor. Bir eski kamyon lastiği var, onu parçalayıp yakmak istiyor. Küçük çocuğu anne üşüyorum diyor. Saç kurutma makinesini veriyor çocuğa al bununla ısın diyor. Yan odaya geçip kendisini asıyor. İşte mağduriyet budur.

"MİLLETİN AHI TUTTU AHI"

Sen milyarları götüreceksin yırtık ayakkabıyla siyasete girip dünyanın en zengin başbakanlarından biri olacaksın. Hala utanmadan sıkılmadan bize darbe yapılıyor ben mağdurum diyeceksin. Utan artık. Milletin ahı tuttu ahı. Utan artık.

"PARAYI NERDEN BULACAKSINIZ DİYORLARDI"

Benzer bir olay Konya'da yaşandı. 40 günlük çocuğu olan genç bir kadın. Eşi askerde. Kırık pencereleri naylon örtüyle örtüyor. Çocuğu zatürre olmuş. Devlet yardım yapmadı bize diyor. Eşi askerde bu annenin. 40 günlük çocuğunu toprağa veriyor. Bizim bir aile sigortamız vardı. Kimseyi birisine muhtaç etmeyecektik. Yoksul ailelere her ay 600 lira para ödeyecektik. Gidecekti parasını alacaktı. Alnı dik bir şekilde gidecekti çocuğuna istediğini alacaktı. Nasıl finanse edeceksin diyorlar. Bu parayı nerden bulacaksınız diyorlardı. Hesap yaptık. Bir yıllık maliyeti 7 buçuk milyar liradır. Bunların hortumladığı parayla bu aile sigortasıyla 32 yıl bu para ödenebilirdi.