Meclis’te partinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 2013’te ‘bölücü terör örgütüyle masaya oturduğunu, örgütün Andımız’ın kaldırılmasını şart koştuğunu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da Erdoğan’ın talimatıyla kaldırdığını’ öne sürdü.

CHP lideri, Andımız’ın yeniden okunması kararını haklı bulduğunu 2018’de dile getirdiğini anımsatarak ‘Andımız’ın doğruluğu, sevgiyi ve saygıyı çocuklara anlattığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Danıştay İdari Davalar Dairesi kararı verdikten sonra, ben daha önce şu çağrıyı yapmıştım: ‘Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızsın, çık millete bunu anlat’ demiştim. Bunu söyledim 2013’te… 2021’e geldik, bu soruma cevap alamadım. Ben bütün kardeşlerime seslenmek istiyorum… Bahçeli’ye de seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızdır? Çıkıp açıklasın. Ben tahmin ettiğime göre Bahçeli’nin de etmesi lazım. Andımız’ı ‘cumhur ittifakı’ kaldırdı. Sayın Bahçeli, Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı muhatap alıyorsa, muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı suçluyorsun. Andımız’ın okunmasını istiyorsan, açarsın Erdoğan’a telefon, ‘Bu ant okunmadan tekrar bir araya gelemeyiz’ dersin. ‘Ben ülkemi, bayrağımı seviyorum, Andımız’ın okunmasını istiyorum’ dersin.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak için bütün çalışmaları birlikte yapacaklarını belirtti. Bu nedenle birlik ve beraber olmanın, sorunlara doğru teşhis koymanın, sağlıklı ve tutarlı çözüm üretmenin görevleri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye'ye huzuru, bereketi, birlikteliği getirmek mümkündür; ama bunun tek yolu vardır CHP'nin iktidar olması. Bütün baskılara, iftiralara rağmen yapacağız. Çünkü biz görüşü, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun vatandaşlarımızı seviyoruz. Biz onların sorunlarına talibiz. Biz devletin bütçesine talip değiliz. Devletin bütçesinden malı götürmeye talip değiliz. Biz vatandaşın sorunlarını çözmeye talibiz ve çözeceğiz" dedi.

'BİR TEK DERTSİZ KİŞİ GÖRMEDİK'

Kılıçdaroğlu, geçen hafta Uşak, Manisa ve İzmir'de ziyaretlerde bulunduğunu, vatandaşlarla beraber olduğunu ve onları dinlediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bir tek dertsiz kişi görmedik. Onlara ümit vermeye çalıştım. Onlardan karamsar olmamalarını istedim, 'beraber düzelteceğiz, birlikte olduğumuz zaman Türkiye bu sorunları aşar' dedim. 'Bu memleketi aydınlığa çıkarmak için bütün çalışmaları birlikte yapacağız' dedim. 'Beraber düzelteceğiz. Sizlerin desteğiyle düzelteceğiz. Birlikte olduğumuz zaman Türkiye bu sorunların tamamını aşar' dedim" diye konuştu.

'SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ KARŞILANMADI'

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla sağlıkçıların sorunlarını gündeme getiren Kılıçdaroğlu, "Sağlık çalışanlarının bütün hakları teslim edilmedi, talepleri göz ardı edildi. Bir kişinin hayatını kurtarmak için hayatını feda eden kişiye 'sağlık çalışanı' denir. Biz onlara minnet borçluyuz, onların en büyük zevki tedavi ettikleri hastanın yürüyerek hastaneden çıkması. 387 çalışanımız pandemi döneminde hayatını kaybetti. Onlar içinde bulunduğumuz dönemin bir meslek hastalığı sayılmasını istediler; ama iktidar bu görevi yerine getirmedi. Parlamento hazır buna; ama iktidar tarafından kanun teklifi gelmediği için geçemiyor. Bizim bu konuda verdiğimiz mücadele sayımızın yetersizliği nedeniyle gerçekleşmedi. İlk seçimde iktidar olacağız Allah'ın izniyle, o zaman gerçekleştireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

DANIŞTAY’IN 'ANDIMIZ' KARARI

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, Danıştay 8'inci Dairesi’nin 'Öğrenci Andı'nı kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğini iptal eden kararını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Danıştay'ın bu kararı ile ortalığın karıştığını söyledi. Öğrenci Andının, doğruluğu, sevgiyi ve saygıyı anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben tüm kardeşlerime sesleniyorum, Bahçeli'ye de sesleniyorum. Andımızın okunmasını istiyorsan, bizim gibi, yapacağın basit bir şey var. Açarsın Erdoğan'a telefon. 'Bu And okunmadan kusura bakma bir daha bir araya gelemeyiz, ben ülkemi bayrağımı seviyorum, andımızın okunmasını istiyorum' dersin. Yapar mı? Göreceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi'ne ilişkin ise, "Beklenen olmadı. Yapamayacaklarını gayet iyi biliyordum. 2002'den bu yana toplam 23 reform paketi açıkladılar. Açıklanan her reform paketinden sonra işsizlik arttı, döviz tutulamadı. Türkiye'nin sorununu bunlar çözemezler, Türkiye'nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eski kalkınma planlarından, programlardan cümleleri kopyalamışlar, alt alta yazmışlar. Ekonomi böyle düzelmez" ifadelerini kullandı.

EKONOMİ İÇİN 13 MADDE

2002'den bu yana toplam 23 reform paketi açıkladılar. Açıklanan her reform paketinden sonra işsizlik arttı, döviz tutulamadı. Türkiye'nin sorununu bunlar çözemezler, Türkiye'nin sorunlarını çözme kapasiteleri yok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Eski kalkınma planlarından, programlardan cümleleri kopyalamışlar, alt alta yazmışlar. Ekonomi böyle düzelmez. Nasıl yapılacağını anlatacağım:

1. İktidar olduğumuzda kamuda israfa derhal son vereceğiz.

Bütün bakanlıklar ve kamu kuruluşları kendi binalarında oturacak. Yandaş için mi kira veriyorlar? Araba saltanatına son vereceğiz. Fakir fukaranın açlıktan nefesi kokuyor bunların altında lüks araba var.  Döviz garantili işler ivedilikle Türk lirasına çevirelecek. Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bütün kamu ihalelerini canlı yayınlayacağız. Bizim belediyelerin yaptığı gibi. 100 liralık işi 1000 liraya yaptırmayacağız.İsrafın ve yolsuzluğun kaynağı olan kamu ihale kanunu değiştireceğiz. Vatandaşı iliğine kadar sömüren Özelleştirme Kurumlarını kapatacağız. Kamulaştıracağız. 600 milletvekili var. 450 neyine yetmiyor. 600'ün yarısı el kaldırıp indirmekle meşgul. El kaldırıp indiren adamlara fakir fukaranın parasından ödemeyeceğiz. Saray'da şatafata son vereceğiz. Devleti yöneten örnek olacak topluma. 50 bin avroluk çantayla gezerseniz devlete güvenmezsiniz. Devlet de size güvenmez.

2. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Yargının bağımsızlığını sağlayacağız. Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim tayin edemeyecek. Andımız'da gördük ne olduğunu. Devleti yönetenler mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edemeyecek. Demokrasiyi getireceğiz. Seçimle gelen seçimle örnek olacak. Tüm Müslüman ülkelere ve mazlum ülkelere örnek olacağız. Benzerini biz de yapacağız diyecekler. Can ve mal güvenliğinin olduğu yere yabancı sermaye gelir. Yatırım yapmak için değil vurgun için geliyorlar.

3. Devlet yönetiminde liyakat olur. Devletin kadrolarına eş, dost, partili, akraba atanmayacak. Bu rezaletlere son vereceğiz. Rüşvet alandan büyükeçi olmaz. Hırsız Türk bayrağı taşıyor. Hiç mi onur yok sizde?

4. Kuruluş kanununa göre bağımsız kurumlar var. Bu kurumlara müdahale olmayacak. Fiyat istikrarına kilitlenecekler.

5. Devleti yönetenlerin iç borçlanmada işledikleri ilk günah bizim yönetimimizde olmayacak. Kendi vatandaşınızdan Türk lirasıyla borçlanırsanız bunun adı iktisatta ilk günahtır.

6. Bir Anayasal kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konsey'e işlev kazandıracağız. Rahmetli Ecevit'în bu ülkeye getirdiği en önemli kurumlardan bir tanesi. Ekonomi Koordinasyon Kurulu kuracağız diyorlar. Varolan kurumu bir daha kuruyorlar.

7. Bütçe disiplinini tam sağlyacağız. Ne demek bütçe dışında fon. Bir ayıptan Türkiye'yi kurturacağız. Duyunu Umumiyeyi çağrıştıran Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatacağız. İnsan utanır ya. Devlet o kadar borç aldı ki yönetemiyor. Osmanlı'nın son dönemindeki Duyunu Umumiye gibi.

8. TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız. Geçen yılın bütçesinin hesaplarını muhalefet partisine vereceğiz. Komisyon başkanlığı ana muhalefette olacak. 5 kuruşun hesabını vermekten onur duyacağız.

9. Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. Vergiyi en çok asgari ücretliler ödüyor. Bu ayıptan da Türkiye'yi kurtaracağız. Asıl vergiyi ödemesi gerekenler faiz baronları.

10. TBMM adına denetim yapan bir kurum var. Vatandaşın ödediği bütün vergileri Sayıştay denetler. Sayıştay'ın evrensel ölçülerde denetim yapması lazım. Sayıştay'ın mali raporu TBMM'ye gelmeden bütçenin görüşülmemesi lazım. Ve Sayıştay, Türkiye'nin en büyük kurumlarını bünyesinde toplayan Türkiye Varlık Fonu'nu denetleyemiyor. Yani TBMM bu kadar büyük bir potansiyeli denetleyemiyor. Tamamını bütçenin içine alacağız. Sayıştay'ın da evrensel ölçütlerde denetim yapmasını sağlayacağız.

11. Kaynakların en verimli ve güzel kullanılmasını sağlamak amacıyla mutlaka bir Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Bunlar kalktılar Devlet Planlama Teşkilatı'nı kapattılar. Ordaki insanların tamamını da sağa sola sürdüler. En yetişmiş beyinler. Stratejik Planlama Teşkilatı'nı kesinlikle kuracağız. En nitelikli insanları oraya alacağız. Varolan kaynaklar en verimli ve en çok kalkınmamıza hizmet edecek alanlarda kullanılacaktır.

12. Türkiye siyasetini kirlilikten arındıracağız. İhale takipçisi milletvekili olmaz. Milletvekilinin temiz ve ahlaklı olması lazım. Bir merkezden talimat almaması lazım. Siyasi ahlak yasasını mutlaka ama mutlaka çıkaracağız. Siyaset ahlaklı insanların alanı olacak. Siyasetçi yalan söylemeyecek milletine. Doğru neyse onu ifade edecek.

Erdoğan, 12 Şubat 2021'de açıklama yapıyor. "Milli Eğitim Bakanlığı 2 milyonu aşkın tablet dağıttı" diyor. İnanacaksınız tabii, koskoca Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyor, devletin bütün bilgileri ona geliyor. 2 milyondan fazla tablet dağıtılmışsa bunun doğru olması lazım. Bizim arkadaşımız Ömer Fethi Gürer, bir önerge vermiş. "Kaç tablet dağıttınız?" diye sormuş. 15 Ocak 2021'de cevabı gelmiş; "359 bin 120 tablet dağıttık." Arada 1 milyon 600 bin fark var. Devletin en tepesindeki adam kendi halkına yalan söyler mi?

13. İzlenen kavgacı ve İhvan politikasını tamamen değiştireceğiz. Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. Esnaf, sanayici, kamyoncu, ihracatçı, ithalatçı zarar görüyor. Mısır'la niye kavga ettin? Mısır'ın içişlerine karışmak senin neyine? Onlar İhvan'ı terör örgütü ilan etmiş. Sen baş tacı ediyorsun. Şimdi yalvarıyorsun.  Devletler Saray'dan yönetilmez. Akılla bilgiyle yönetilir. Kin ve nefretle yönetilmez. Dış politika ülkelerin çıkarlarıyla inşaa edilmez. Dün söylediğini bugün geri alıyorsan devleti yönetemiyorsun demektir.