İstanbul'da gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

SÜREÇ BAŞARILIYSA AKP NEDEN CHP'Yİ ORTAK ETSİN

AKP Kürt sorunuyla ilgili girişimlerini gizli tuttuğu sürece CHP sürecin hangi aşamasına nasıl dahil olacaktır.
Bir bilinmeze ve maceraya ortak olmak CHP’nin sorumluluk anlayışıyla bağdaşmaz.
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere süreç konusunda açıklama yapan bütün AKP yetkililer şunu söylüyor: Öcalan’la pazarlık yapmadık PKK’ya taviz vermedik.
Süreç bu kadar başarıyla devam ediyorsa AKP bu başarıya CHP’yi neden ortak etsin.
AKP CHP’nin katılımıyla bugün yapamadığı hangi işi yapacaktır.

GÜNAH KEÇİSİ ARIYOR


Üçüncü konu: bize göre AKP’nin CHP’yi ilişkilendirme çabası  bir başarısızlıkta günah keçisi arama çabasıdır.
CHP samimi adımların destekçisidir. Ama özel çıkarlı siyasi hesaplara dayanan aldatmalara CHP’nin destek vermesi beklenemez.

MECLİS YERİNE ÖCALAN'I MUHATAP ALDI


Kaygılarımız ise şunlardır;
AKP’nin Kürt meselesine karşı girişimleri başarısızlıklarla doludur.
AKP süreçle ilgili bugüne kadar hiçbir açıklama yapmamıştır.
Meclis'in çatısı altındaki siyasi partilerle görüşmek yerine Öcalan’ı muhatap almayı tercih etmiştir.
AKP, PKK’ya geri dönülmez biçimde meşruiyet kazandırırken Öcalan’ı da Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi muhatabı haline getirmişti ve yabancı devletlerin PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirme gerekçesini ortadan kaldırmıştır.
Türkiye uluslararası alanda bugüne kadar savunduğu tezleri artık savunamayacaktır.

ÖCALAN VE KANDİL BUNDAN KAÇINIYOR

Silahların susması elbette olumlu ve gereklidir. Toplumda geçici de olsa bir rahatlık sağlayacaktır. Bu unsurların silahlı ya da silahsız ülke dışına çıktıktan sonra gerekli gördükleri hallerde terör eylemleri için tekrar Türkiye’ye dönecekleri kendileri tarafından ifade edilmiştir.
Yapılması gereken PKK’nın silahlı mücadeleden vazgeçildiğini ve silahlarını teslim edeceklerini açıklamasıdır. Öcalan ve Kandil bundan özenle kaçınmaktadır.

HALK ÖCALAN'A TAVİZ VERİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR

Çözüm süreciyle yeni anayasa çalışmaları beraber yürümektedir. Halkımız Öcalan’a tavizler verildiğini düşünmektedir. Öcalan’la görüşmelerde Başkanlık sisteminin de gündeme gelmesi bunu düşündürmektedir.
AKP süreci tamamen Öcalan ve terör örgütünün inisiyatifine bıraktığı görülmektedir. AKP’nin sorumluluktan kaçınmasının iki nedeni olabilir, birincisi bu sürece kendilerinin de inanması iki Öcalan’a kabulü imkansız sözler verilmiş olmasıdır.

“SURİYE’NİN KUZEYİ” İFADESİNİ İLK KEZ BAŞBAKAN KULLANDI

“Suriye’nin kuzeyi” ifadesini ilk kez Başbakan Erdoğan dile getirmiştir. Bu ifadeyi kullanması için çok büyük boyutlu ve gizli  toplantıların yapılmış olması gerekir. Belleğine yerleşen “Suriye’nin kuzeyi” ifadesini dile getirmiştir.
AKP meseleyi silahların susması noktasına indirgemiştir oysa demokrasi gibi boyutlar göz ardı edilmiştir.
Mesele geniş ve kapsamlı bir toplumsal mutabakatla, hükümetin belirleyeceği kapsayıcı bir yöntemle ele alınmalı PKK’nın inisiyatifine bırakılmamalıydı.

KOMİSYONA ÜYE VERMEDİK ÇÜNKÜ...

TBMM bir icra organı değil bir yasama organıdır.
CHP, icra organının tek taraflı ve yanlış uygulamalarına TBMM’yi ortak etmemek için AKP’nin önerdiği komisyona üye vermemiştir.
İsim benzerliği dışında CHP’nin önerdiği akil insanlarla AKP’nin akil inşaları heyeti arasında hiçbir benzerlik yoktur taban tabana zıttır.
Öcalan’ın vurguladığı kollektif haklar toplumsal ayrışmanın habercisidir. Süreç Öcalan’ın belirlediği yol haritasına göre ilerlemektedir.
Türkiye’den çekilen silahlı unsurların Suriye’de cepheye sürüleceğine dair ciddi iddialar vardır.
Hükümet Irak merkezi hükümetine karşı kuzey Irak’la yakın ilişkiler kurmaktadır.
Gelişmeler orta vadede Ortadoğu’da yeni savaşların habercisidir.
AKP’nin oynadığı rol bazı güçler için taşıyıcı annelik rolüdür.
İşin özü demokrasi ve özgürlüklerdir. Biz bunu tüm Türkiye için istiyoruz.

YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI KALDIRALIM

Gelin yüzde 10 seçim barajını kaldıralım. Terör de PKK’da 12 Eylül’ün eseridir. 12 Eylül geçti ama getirdiği kanunlar devam ediyor.
Milletin vekilini millet seçmelidir liderler değil. Gelin değiştirelim. Siyasi partiler kanunun gelin değiştirelim. Biz hazırız.
Toplantı gösteri ve örgütlenme özgürlüğü evrensel bir haktır. Bu hak kullanılmamaktadır. Haklar kısıtlanmaktadır. Haklar kısıtlandıkça demokrasiyi bu ülkeye getiremezsiniz.

TUTUKLU VEKİLLER DEMOKRASİ AYIBI


Anayasada basın hürdür, sansür edilemez diyor. Türkiye’de böyle olmadığını herkes biliyor. Başbakan’ın isteğiyle bir köşe yazarı işinden olabilir mi?
BDP’li belediye başkanları tutuklandı, elleri kelepçelendi, sıraya dizildi, fotoğrafları çekildi. Tek eleştiren genel başkan benim. 8 milletvekili halen tutuklu bu bir demokrasi ayıbıdır.
Özel yetkili mahkemelerin 2005 yılından itibaren verdiği kararlar için yeniden yargılama yolu açılsın.
Gizli tanık ve yasa dışı dinlemeler demokrasi olmaz.

ULUDERE'Yİ UNUTTURMAK İSTEMEYEN TEK PARTİ BİZİZ

Uludere’de bir facia yaşandı. 34 yurttaşımız katledildi ve unutuldu. Unutturmak istemeyen tek parti CHP. Sonra ne deniyor “CHP statükocu parti.”
Uludere’yi kapatan adamın Dersim’i dile getirmesini ne kadar içinize sindiriyorsunuz.
Diyarbakır Müzesi'ni gelin demokrasi ve insan hakları müzesi yapalım diyoruz yanaşmıyorlar. Devlet işkence yapmışsa onun hesabını vermeli ve yüzleşmeli.
Mayınlı arazilerimiz var Suriye sınırlarında. Mayından temizleyelim ve tarıma açalım. Topraksız köylülere verelim.
Nevruz'u da bayram ilan edelim. Neden ilan etmiyoruz.
Hukuk sitemimizin darbe yasalarından arındırılması hepimizin ortak arzusudur.
Bu önerilerin hepsi için kanun tekliflerimizi Meclis’e verdik. Artık kimse bize gereğini yapmıyorsunuz diyemez.
Biz samimiyiz. Samimiyeti başka türlü nasıl test edeceğiz.