TBMM'de siyasi partiler 15 Temmuz nedeniyle bir araya geldi. Oturumda söz alan Kılıçdaroğlu, sert eleştilerde bulundu.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirdiği darbe girişiminin birinci yıl dönümündeyiz.Darbe girişimine halkımızla birlikte direnmiş Meclis’imizin değerli mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Peygamber ocağı olarak bilinen ordumuzun terör örgütüne karşı direnmesi bizlere onur verdi. Darbe girişiminin engellenmesine canı pahasına çalışan Ömer Halisdemir şahsında şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Dünyanın en kanlı ve sinsi örgütlerinden olan FETÖ’nün darbesinin başarısız kılınması halkımızın demokrasiye sahip çıkmasıyla olmuştur. Bir daha darbe girişimiyle karşı karşıya kalmamak için iki temel koşul var. Demokrasinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi. Bunu 16 Temmuz 2016 günü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda da ifade ettim. Darbe girişiminin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını sağlamaktır.”

HULUSİ AKAR’A BAKARAK ELEŞTİRDİ

CHP lideri, locada bulunan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a doğru bakarak 15 Temmuz soruşturmasına ilişkin eleştirilerini sıraladı. CHP lideri “Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın milli iradenin temsilcilerine, sizlerin arasındaki komisyon üyelerine bilgi vermesi sağlanamamıştır. Bu iki değerli bürokratın siz değerli temsilcilerin sorularına yanıt vermek yerine yazılı bilgi vermeleri kabul edilebilir değildir. Genelkurmay başkanı hangi gerekçe ve talimatla komisyona gelmeleri engellenmiştir.  Bu tablo üzerinde durmamız gereken temel konudur. Pek çok karanlık noktanın aydınlanmasına ortam oluşturamamıştır. MİT Müsteşarı’nın komisyona gönderdiği yazıdan bir paragraf: ‘MİT’in daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe girişimi yapabileceğini ancak TSK’da istihbarat toplayamadığı için net bir istihbarata ulaşılamadığı ifade edilmiştir.’ Yeminli tutanak düzenlemiş MİT’in orduya bilgi verdiği ortaya çıkmıştır. Bu açıklama pek çok noktadan sorunludur. 2012 tarihinden itibaren Adil Öksüz’ün hava kuvvetleri imamı olduğu bilinmektedir. Adil Öksüz asker değildir. Sadece Adil Öksüz değil, Kemal Batmaz, Nurettin Çiçek asker değildir. Darbe toplantıları özel evlerde yapılmıştır. Adil Öksüz GPS cihazı ile serbest bırakılmıştır.
Haydi diyelim serbest bırakıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı onu neden izlememiştir. Darbe yapılmış ama bir kişi Başbakanlık Müşaviri Adil Öksüz’ü ziyaret ediyor. Söyler misiniz? Bir kişi ortalık toz duman ama bu kişi elini sallayarak Adil Öksüz ile görüşmeye gidiyor. MİT’in verdiği bilgiler bizi tatmin etmiyor.  15 Temmuz günü darbeden bilgi var mı yok mu? O konuda da en somut bilgileri önünüze koyacağım.
Binbaşı O.K. savcılığa davet ediliyor. ‘Bana ne olabileceğini sordular. Ben de büyük bir faaliyet olabileceğini hatta darbe olabileceğini söyledim. Darbe olabilir kelimesi kullandığımı çok iyi hatırlıyorum’ diyor.  Bunlar üzerinde durulması gereken konular. Savcı ikinci kez bilgi almak ister. O.K. MİT kadrosuna alınır izin verilmez. FETÖ ara iddianamesi hazırlandı savcılar görevden alındı. Bu savcılar kimin bilgisine başvurmak istedi ve görevden alındı” diye konuştu.

“BU SORUYU SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA SORUYORUM….”

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü “Bu soruyu sayın Cumhurbaşkanı dahil herkese soruyorum. Ben Adil Öksüz olayını gündeme getirdim. MİT açıklama yaptı. Bylock’a ilişkin tespitler Mayıs 2016’dan itibaren, çalışmaya konu ham verilerle birlikte adli makamlar güvenlik birimleri ve diğer ilgili makamlara ilgili makamlar biri sarayda oturuyor biri arkada oturuyor. FETÖ’ye operasyon için neden 15 Temmuz beklendi. Size mayıs ayında bildirmişler. Bunlar devleti ele geçirdi demişler. Sayın başkan değerli milletvekilleri 250 şehidimiz 2193 gazimiz var en azından bunların anısına… Bu ayrıntıların ortaya çıkması engelleniyor. Darbe girişiminden hemen sonra üç önemli noktaya dikkat çektim. Hukuk içinde yapalım. Hızla normalleşme süreci, üç güçlü bir demokrasi yaratabiliriz demiştim. Ne yazık ki aradan geçen bir yıl içinde yapılması gerekenler yapılmamış yapılmaması gereken her şey yapılmıştır. Hukuk dışına taşmıştır. Yargıya müdahalelerle engellenmiştir. Darbe araştırma komisyonu soruşturmayı savuşturuyor. Kalıcı OHAL rejimi kurulmuştur. Darbeye karşı bombalar altında direnen meclisin yetkileri elinden alınmıştır. Darbenin siyasi ayağı ortaya çıkarmaya dönük çabaların önü kapatılmaktadır. Darbede bulunanların darbecileri destekleyenlerin devleti en hassas noktaya koyanların hesap vermesi sağlanmadan darbe ile mücadele yapılamaz. Darbenin merkez örgütü FETÖ bu güce bir günde erişmedi. Yargıda bürokraside bu çeteyi hakim güç haline getirenler teşhir edilmelidir. Devleti başka tehlikeli ittifaklardan uzak tutmak şanstır”