CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV'de katıldığı canlı yayında, soruları cevapladı, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı herkesin aldattığını bir tek kendisinin aldatmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "ne söylediyse doğru çıktığını" söyledi.

Fırat Kalkanı Harekatı ve Rakka'ya girilmesi konusunda söylediklerinde haklı çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben uyarımı yapmış olayım, o istiyorsa gitsin. Hükümeti yöneten o, ben değilim ama tarih onu değil, beni haklı çıkaracak." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, egemen güçlerin karşıt grupları veya herhangi bir grubu silahlandırmasının hem Ortadoğu hem de Türkiye için büyük risk olduğuna dikkati çekerek, "Bütün samimi Müslümanlara sormak istiyorum, silahları veren kim, orada hayatlarını kaybedenler kim? Silahları veren egemen güçler, hayatlarını kaybedenler Müslümanlar. Neden? Bizim üstümüze düşen temel görev şu olmalı, biz dünyayı, Amerika'yı uyarmalıyız. Amerika PYD'ye niçin destek veriyor, neden para veriyor, neden silah veriyor?" ifadelerini kullandı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "PYD terör örgütüdür müdür?" sorusuna "Evet" karşılığını verdi.

Mahkeme kararına rağmen PYD terör örgütü lideri Salih Müslüm'ün Ankara'ya davet edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, kendi açıklamasından sonra Salih Müslüm'ün terör listesine alındığını söyledi.

Salih Müslüm'ün Ankara'ya gelişine ilişkin Erdoğan'a soru sorduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Soruya cevap vermek yerine her türlü hakareti yaptı." şeklinde konuştu.

"Salih Müslüm" açıklaması üzerine AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın "Devlet işleri ayrıdır, siyaset işleri ayrıdır. Sayın Kılıçdaroğlu bu ikisini ayırt edemiyor." sözlerini sarf ettiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, devlet ile hükümetin ayrı olduğunu, devlet ile siyasetin ayrı olmadığını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Devlet siyaset üzerine inşa edilir. Mahir Ünal onu da bilmiyor. Demek ona da anlatmak lazım. Hükümet ayrıdır, devlet ayrıdır. Devlet bakidir, hükümet devleti yönetmek üzere gelir." değerlendirmesini yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Türkiye'ye geleceği anımsatılarak, "ABD'nin Türkiye'ye tavrı nasıl olmalı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Türkiye en sert tepkiyi göstermeli. PYD bir terör örgütüdür, terör örgütünü silahlandıramazsın, benim sınırlarımda konuşlandıramazsın tepkisini vermeli. Bunu yaparsa, bu Türkiye ile Amerika arasında oluşan bütün bağları koparır. Türkiye'nin çok açık ve net tavır koyması lazım. Bu konuda alınacak her tavra, her türlü desteği veririz." cevabını verdi.


"Suriye'nin bu hale gelmesinin ana sorumlusu Erdoğan"

"Ortadoğu bataklığına Türkiye'yi sokmayın." uyarısı yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Suriye'nin bu hale gelmesinin ana sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu iddia etti.

Kılıçdaroğlu, "Silah gönderdi. '24 saatte gideceğiz, Emevi Camisi'nde namaz kılacağız.' dedi. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldı. IŞİD'in doğmasına, El Nusra'nın doğmasına sebep oldu." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, 2013'te Suriye sorununu çözmek için bir konferans düzenlenmesi talebini içeren bir mektup yazdığını aktaran Kılıçdaroğlu, tarafların katılmasını istediği konferans talebinin kabul görmediğini, konferans yapılmadığı için çözüm üretilemediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, eline bir milyondan fazla insanın kanının bulaştığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'le görüşmek istemediğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"İyi de Soçi'de nasıl görüşüyorlar? Esad'ın adamları orada. Bizimkiler de orada. Milleti kandırmanın bir alemi yok ki, niye kandırıyorsun? Sen Suriye'nin toprak bütünlüğünü istiyor musun? İstiyorsun. Suriye'de terör bitsin istiyor musun? İstiyorsun. Müslüman kanı akmasın diyor musun? Diyorsun. O zaman kiminle konuşacaksın. Birleşmiş Milletler'de kim temsil ediliyor? Suriye temsil ediliyor. Temsilcisi var mı? Var. Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde büyükelçilikleri var mı? Var. Siyasette düşmanlık olmaz."

Hükümetin, dolaylı yollardan Esed yönetimiyle görüştüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, "Zaten görüşüyorlar, bakmayın. Söylediklerinin tamamı yalan, zaten görüşüyorlar. Kim dedi görüşmüyorlar diye. Devleti yöneten en yetkili ağızdan bana ifade edildi bu, zaten görüşüyorlar." diye konuştu.

"Erken seçim olur mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, seçimin büyük bir ihtimalle zamanında olacağı cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, "İktidar yerel seçimleri erken yapmayı göze alır mı?" sorusunu da "Seçim kararını alacak kişi parlamento değil tek adam alacak. Kararı o alacak, öbür tarafa dikte ettirecek. AKP Grubu da ona emredersin diyecek, kararını verecek. Çünkü Parlamentodaki AKP Grubunun bağımsız bir iradesi yok. Zaten demokrasinin bugün yaşadığımız en temel sorunu da bu." şeklinde cevapladı.

Referandumda 51,2 "Hayır" çıktığını savunan Kılıçdaroğlu, "Yüksek Seçim Kurulu içine çöreklenmiş bir grup çete mensubu 'Evet çıktı.' dedi. O nedenle biz bunu meşru kabul etmiyoruz. Devletin parası, uçağı her şeyi kullanıldı. Ona rağmen başarılı olamadılar, ona rağmen çekiniyorlar. Bugünden bütün altyapıyı oluşturuyoruz. Sandığa gideceğiz. 2019'da bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz." diye konuştu.


"Bu bir ortak mücadeledir"

Kılıçdaroğlu, seçim ittifakıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, kim demokrasiden, insan haklarından, kim adaletten, haktan, hukuktan yanaysa onunla ortak mücadele edeceklerini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Buna a partisi b partisi bağlamında bakmak yanlış. Bu bir ortak mücadeledir. Diyelim ki Akşener de bu şekilde bir tavır takınıyor ve bunun mücadelesini yapıyorsa biz de aynı tavrı takınıp mücadeleyi yapıyorsak... Referandumda ne yapıldı? Her partinin kişiliği, kimliği ayrıydı ama demokrasi konusunda ortak bir tavır vardı. Benzer bir tablo çıkacak ortaya, demokrasiye sahip çıkılacak. Şu tablo netleşmeden bir şey söylemek için erken. Siyasi partiler arasında iş birliği nasıl olacak? Bu daha netleşmedi. Yüzde 10 seçim barajı duracak mı? Netleşmedi. Gerçi 'baraj bundan sonra 50+1' oldu deniyor. 50+1 olduğuna göre partilerin tamamını kapatmak lazım. Bunu geçen bir parti yok. Bu tablo netleşmeden, bu yasalaşmadan farklı yönlere çekilebilecek bir yorumu doğru bulmuyorum."

Kurultay'da Muharrem İnce'nin "Kürtler doğru söyleyemez mi, niye çekiniyoruz ki?" dediği hatırlatılarak, bir kaygısının olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Niye kaygımız olsun, niye çekinelim. Birisi doğru söylüyorsa doğru, yanlış söylüyorsa yanlış söylüyor diyeceğiz. Biz siyasetimizi kendi parti programımız çerçevesinde yaparız." sözlerini kullandı.  

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "HDP'ye baktığınızda ne görüyorsunuz, nasıl bir parti sizce?" sorusu üzerine HDP'nin Siyasi Partiler Yasası'na göre kurulmuş, grubu bulunan, kendi siyasi görüşlerini açıklayan bir parti olduğunu söyledi.

HDP ile ilgili, "Terör örgütüyle arasına mesafe koyamıyor" eleştirilerinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Benim, siyasi partiler ve terör konusundaki düşüncem çok net. Hangi siyasi parti olursa olsun, adı ne olursa olsun, her siyasi parti çok açık, çok net, terör ve terör örgütlerine karşı açık ve net tavrını ortaya koymalıdır." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bu açık tavır konmadığı için pek çok sorunun gelip Türkiye'nin gündemine oturduğunu belirtti.

FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bilmeyen mi var? Hükümeti defalarca uyardık, yanlış yapıyorsunuz diye. Orduyu, Milli Eğitim Bakanlığını teslim ettiler. Kim yaptı? Bunlar yaptı. Çıkıp milletten özür dilediler mi? Hayır, özür dilemediler. Siyaseten bedelini de ödemediler. Böyle bir acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Bütün siyasi partiler olarak yapmamız gereken, terör örgütlerine karşı açık net tavır koymak. Bunun adı PKK olur, YPG olur, FETÖ olur, IŞİD olur, El Nusra olur. Bakın El Nusra terör örgütü müdür diye sordum, yarım ağızla 'Terör örgütüdür' dedi. Putin'le yaptığı bir görüşmeyi basın mensuplarına anlatırken, 'Putin bizden ricacı oldu El Nusra şu bölgeden çekilir mi diye, bizde arkadaşlarımıza söyledik El Nusra o bölgeden çekildi.' Ne demek bu? 'Terör örgütüyle bizim ilişkimiz var.' demektir."

Kılıçdaroğlu, 2019 ve sonrası için ne gördüğünün sorulması üzerine, hiç kimsenin kaygılanmaması gerektiğini vurguladı.  

Türkiye'nin çok gerildiğini ve bundan kurtulması gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu, sözlerine "Bir ve beraber kalacağız hiç kimsenin endişesi olmasın, biz güçlü bir ülkeyiz. Kurtuluş Savaşı'nı verdik, dolayısıyla hiç kimsenin ümitsizliğe kapılmasına gerek yok. Hiç kimse en ufak endişe yaşamasın, biz ülkemizi çağdaş uygarlığa taşıyacağız." dedi.