CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Sözlerinin başında 12 Haziran'ın Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 7-14 yaş grubu arasındaki her 3 çocuktan birisinin çalıştırıldığını söyledi. 6-11 yaş grubunda 11 milyon çocuğun olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, " Bu yaş grubunda 3 milyon 842 bin çocuk çalışıyor. Bu çocukların yüzde 37'si okuyamadığı için, yüzde 24'ü meslek öğrenmek için, yüzde 17'si aile bütçesine katkı sağlamak için çalışıyor. Böyle bir yapımız var. Bu yapı bizim demokratikleşme, eğitim, insan hakları açısında sağlıklı bir yapı değil" dedi.

"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN BU SORUNU ÇIKARALIM"

Geçen hafta AK Parti Genel Merkezi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan görüştüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "30 yıldır çözülemeyen bir sorun var. Hangi şehit annesiyle konuşsam kullandıkları bir cümle var; 'İnşallah bu son olur, başkasının çocuğu ölmez.' Bir yol haritası önerdik, çözelim bu sorunu. Türkiye'nin gündeminden bu sorunu çıkaralım. Siyaset kurumu çözüm üretmek zorundadır. 30 yıldır çözülmüyorsa bunda bir gariplik yok mu? 30 yıldır çözülemiyorsa bunda birilerinin sorumluluğu yok mu? Unutmamız gereken bir şey var; 30 yıldır devam eden bu sorun, hiçbir zaman bir etnik çatışmaya yol açmamıştır. Çünkü bu ülkenin insanları sağduyulu, bu ülkenin insanları erdemli, bu ülkenin insanları gerçeği görüyorlar, bu ülkenin insanları çatışmak istemiyorlar, bir arada barış içinde yaşamak istiyorlar" diye konuştu.

TESTİ KIRILDIKTAN SONRA YOL GÖSTEREN ÇOK OLUR


Uludere'de 34 kişinin öldüğü olaydan sonra iki AK Parti'li yetkilinin birbirine taban tabana zıt açıklamalar yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a seslenerek; "Kimden yanasın sen? Taban tabana zıt olan iki söylem var. Sen Başbakan olarak hangi söylemden yanasın? Bunun yanıtını almış değiliz. Söylediğimiz şey, 'Bir araya gelip konuşalım'. Bir ülkenin siyasetçileri bir araya gelip konuşamazlarsa puan kaybederler" dedi.

Yunus Emre'nin 'Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz' dörtlüğünü okuyan Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun sorunu çözmek için konuşup tartışması gerektiğini ifade etti.

MHP'yi eleştiren Kılıçdaroğlu, "Gelin konuşalım" diyoruz "Neden bizi çağıyorsunuz" diyorlar. Ülkede terör var, biz konuşmazsak kim konuşacak? 'TBMM'nin çatısı altında konuşalım' diyoruz. Eğer bu ülkede milli iradenin tecelli ettiği çatı altında biz bir araya gelip konuşmazsak nerede konuşacağız?" dedi.

"KAÇ ÇOCUK SAHİBİ OLACAĞIMIZA KARAR VEREN BİR REJİME DEMOKRASİ Mİ DENİR? "

Darbe hukukuyla hesaplaşılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 12 Eylül darbesinin getirdiği 105 kanun olduğunu, Kanan Hükmünde Kararname yetkisnin de hala yürürlükte olduğunu söyledi. Bu yasalarla demokrasinin gelmeyeceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Eğer samimiysek, bu ülkeye demokrasinin gelmesini istiyorsak bu konularda mücadele etmemiz gerekiyor. Hukukun üstünlüğü konusunda hep beraber mücadele etmeliyiz. Ve şu soruyu kendimize sormalıyız; 12 Eylül darbesinin üzerinden 32 yıl geçti. 102 gazetecinin hapiste olduğu bir demokrasiye demokrasi mi denir? Kaç çocuk sahibi olacağımıza karar veren bir rejime demokrasi mi denir? 'Parasız eğitim istiyoruz' diye pankart açmışlar, atın 8 yıl içeriye. Buna demokrasi mi denir? 600 üniversiteli hapiste, buna demokrasi mi denir? Halkın özgür iradesiyle seçilmiş milletvekilleri içerde, buna demokrasi mi denir? Bunlar demokrasi değil, bunlar 12 Eylül darbe hukukundan nemalanan düzendir."

BAŞBAKAN'A 'ÜSLUP' ELEŞTİRİSİ


Başbakan Erdoğan'ın uslübunu da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Başbakan'a sesleniyorum; Lütfen kırıcı bir üslup kullanmayın, kimseye 'Morg kapısında bekliyorsunuz' demeyin, kimseye 'Ölüseviciler' demeyin. Biz çağrı yapıyoruz, aynı üslupla çağrıyı sen de yap. Biz kavga ediyoruz arkadan şehitlerimiz geliyor. Bunun sorumluluğu birilerindedir. Bu sorumluluk ağır bir sorumluluktur. Bunun vebali vardır. Bu vebalin altında kalırsınız" diye konuştu.