CHP Grup Toplantısı'na Uludere'de hayatını kaybeden 34 vatandaşın ailelerinden bazıları da katıldı. Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludere'de ölenlerin sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu öne sürdü. Sınır ötesi tezkere yetkisinin Meclis'te olduğunu, Meclis'in de hükümete bu yetkiyi verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sorumlu olan Erdoğan'ın medya tarafından saklanmaya çalışıldığını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Uludere annelerine söz veriyorum. Bunun sonunu bırakmayacağız. Onlar da bizim çocuklarımız. 35 yurttaşın katlinden sorumlu olan kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sınır ötesi yetkisini Meclis hükümete vermiştir. Hükümet de yetkisini katlederek kullanmıştır. Bunun hesabını soracağız." şeklinde konuştu.

"DİZİ İLE BELGESELİ AYIRT EDEMEYEN BİR BAŞBAKAN"

Açlığa mahkum edilen öğretmenlerin çocuklara bir şey vermeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, öğretmenin para sorunu olmaması gerektiğini, geleceğe hazırlaması gerektiğini vurguladı. "24 Kasım Öğretmenler Günü'nde hep beraber öğretmenlerin sorunlarını tartışıyoruz. Öğretmenler için ağlama duvarı. CHP iktidarında atama bekleyen öğretmen kavramı olmayacak." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Öğretmenin derdi var da çiftçinin derdi yok mu? Pırasayı, limonu ithal ediyoruz. Yaklaşık 500 bin yurttaş kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Yaklaşık 1 milyon yurttaş banka kredi taksidini ödeyemiyor. Bu tablo AKP iktidarının 10 yılda getirdiği tablodur. Bu ülkenin umudu vardır, bu ülkenin CHP'si vardır. Borcunu ödeyemeyenlerin ilk 9 aydaki artışı yüzde 68. Vatandaşın sorununa çözüm üreten iktidar var mı? Hayır. Gündem saptırıyorlar. Bari onu da adam gibi yapsalar itiraz etmeyeceğiz. Dizi ile belgeseli ayırt edemeyenin Başbakan olması ayıp değil midir? Bu gidişle Türkiye asla ve asla ilk 10'a giremeyecektir. Ben söylemiyorum OECD söylüyor. Bu politikalarla 48 yıl sonra bile giremezsiniz diyorlar. Çıkan sonuç bizim açımızdan iç karartıcı bir sonuç. 2002'de cari açıkta dünyada 40. sırada ilken 2012'de dünyada ikinciyiz. Neden üretmeden tüketiyoruz. Tasarruf yapmıyoruz. Bir çılgınlıktır gidiyor. Fatura, işçiye sanayiciye üreten güçlere çıkacak. Daha dikkatli politika izlemek gerekiyor."

"70 MİLYON İÇİN TÜRKİYE GELECEĞİNİ SATAMAZ"

"Çiftçi haline baksın, işsizler, emekliler haline baksın ve dönüp kendine sorsun; memnun muyum değil miyim. Memnunsanız gidin AKP'ye oy verin, değilseniz onun da adresi belli CHP." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Merkez Bankası açıkladı, gelecek yıl eylül ayına kadar ödemesi gereken para 142 milyar dolar. Biz bu riskleri görmezsek Türkiye'nin geleceği karanlıktır. Yeni bir teşvik politikasına ihtiyaç var. CERN diye bir kuruluş var. 1961'den beri bu kuruluşun gözlemcisiyiz. Batı'ya sırtını döndü ya, bilime de sırtını dönüyor. 70 milyon lira için CERN'den çıkıyorsan vay bu ülkenin haline. Bu ayıbı kabul edemiyorum ve hükümeti tekrar düşünmeye davet ediyorum. Asla kabul edemeyiz. Dizi film ile belgeseli karıştıran adam Türkiye'nin fizikçisini mi belirleyecek? Hani bu ülkede para çoktu? 70 milyon için Türkiye geleceğini satamaz, karartamaz. Türkiye o uluslararası kuruluşun parçası olmak zorundadır."

"ÜLKEYİ SAVAŞIN EŞİĞİNE GETİREN BİR HÜKÜMET"


İlk başta 'Patroitler Türkiye'ye gelecek mi gelmeyecek mi?' dendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın konuya ilişkin ilk sözlerini söyledi. "At atabildiğin kadar. Dış politikada atarsen kimse yemez. Dışarıda farklı. Sen bir devlete karşı yapıyorsun, desteksiz atıyorsun. Sonra dönüyorsun neden böyle oldu diyorsun. Patriotlar için Başbakan aynen şunları söylüyordu: NATO'dan füze talebimiz olmadı iddialar asılsız. Libya için de aynı şeyi söylüyordu." diyen Kılıçdaroğlu, "Vah bu ülkenin haline. Patriot için talepte bulunuyoruz. Başbakan benim haberim yok diyor. Kendi halkına yalan söylüyor. Patriot istemedik diyor. Milli Savunma Bakanlığı, haberi yok diyor. 22 Kasım'da AKP sözcüsü açıklama yapıyor. Diyor ki tetiği bizde olacak diyor. Hani Başbakan'ın haberi yoktu. 2 saat sonra düzeltme yapıyor. NATO ve Türkiye ortaklaşa yürütecek diyor. Davutoğlu da diyor ki NATO komutası çerçevesinde Patriotlar Türkiye'ye gelecek. Türkiye'nin saldırgan tutumu çerçevesinde gönderelim göndermeyelim mi tartışması var. Patriotlar bize niye gelecek? Çıkıp bize açıklasınlar. Suriye'den veya başka ülkeden balistik füze tehdidi oldu mu? Niçin altı ay önce değil de şimdi geliyor? Böyle bir tehdidi biz duymadık varsa çıkın açıklayın." şeklinde konuştu.

"KÜRECİK İÇİN Mİ KURULUYOR?"

"Uçuşa yasak bölge oluşturacağız diyorsanız onu da çıkıp söylesin. Bu millet bilsin. Yoksa Kürecik üssünü korumak için mi? İsrail'i korumak için mi geliyor?" diyen Kılıçdaroğlu, İran'ın olası İsrail'e bir saldırısı olduğu zaman Kürecik için mi kurulduğunu sordu. Kılıçdaroğlu, Rusya ve İran'ın rahatsızlığının sebebini de sordu.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Suriye'nin işi başından aşkın. Onu bırakacak Türkiye saldıracak. Fındık kadar beyni olan gayet iyi bilir. İran'ın İsrail'e saldırısı olduğunda Kürecik'i korumak için mi? Kürecik konusunda da yalan söylüyorlar. NATO üssü diyorlar. 2014 yılına kadar NATO'nun tesisi olmadığını gayet iyi biliyorlar. Orası Amerikan tesisi. Radar istasyonundan gelen her bilgi İsrail'le paylaşılır. ABD-İsrail ortak tatbikat yaparken Kürecik'i kullanmadı mı? Bu milletin doğruları bilmeye hakkı vardır. Füzelerin yerleştirilmesi konusunda hiçbir mantıklı gerekçe konulmuş değil. Başbakan'ın çıkıp kamuoyuna doyurucu açıklama yapması lazım. Eğer güvenlik tehdidi varsa AKP hükümetidir. Ülkeyi tehlikeye sokan adres onlardır."

"TÜRKİYE'NİN NATO ÜYESİ OLDUĞUNU BİLMEZ MİSİN?"


Başbakan'ın "Türkiye NATO toprağıdır." sözlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Hadi dizi ile belgeseli bilmiyorsun. Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu bilmez misin? Çıkacaksın bu milletten özür dileyeceksin, yanlış söyledim diyeceksin. Türkiye güvenilmez itibarsız oldu. İçime sindiremiyorum. Bu ülkede pek çok başbakan geldi, ama hiçbirisi alay konusu olmadı. Aslan parçası El Cezire'ye demeç veriyor. Bundan böyle Gazze'ye gidecek gemilerimize donanmamız eşlik edecek diyor. Aslan parçasına 'Türk savaş gemileri limana kadar gidecekse seni alnından öpeceğim dedim. Aradan bir yıl geçti alnından öpme fırsatı olmadı. Bunu söyleyeceksin sonra başbakanım diye ortada gezeceksin."