Türkiye ve AB mülteciler konusunda anlaştı. Geri Kabul Anlaşması'yla Türkiye'ye yaklaşık 1 milyon kaçak göçmen daha gelecek. Avrupa mülteciler içinden istediklerini belirleyip, geri ülkesine alabilecek. Geriye kalan mülteciler ise Suriye'deki iç savaş bitene kadar Türkiye'de kalacak. 2 milyon 720 bin Suriyeli mültecinin ihtiyaçlarını karşılayamayan Türkiye, 1 milyon mülteciyi kabul etti. Ancak bu insanların nerede yaşayacağı belirsizliğini koruyor. Türkiye'ye ilk olarak 29 Nisan 2001'de gelen mülteciler ise, 1 ay sonra Türkiye vatandaşlığına başvuru hakkı kazanacak. Bu gelişme de beraberinde AKP'nin olası bir başkanlık referandumu ve erken seçime gidilmesi durumunda mültecilerin vatandaşlığa kabulü, siyasi hesaplar ve seçmen tabanının genişletilmesi açısından kritik önem taşıyor.

Seçmen dengeleri değişecek

AKP'nin, Türkiye'deki siyasi dengeleri etkileyebilecek böyle bir adıma istekli olduğunu öne süren CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, hazırladığı raporda; 2019'daki üç seçime milyonu aşkın mültecinin, yeni seçmen olarak katılımı söz konusu olacak. Suriyelilerin vatandaşlığa kabulüyle, seçmen dengeleri değişecek. Bu yıl olası bir erken seçim ya da referandum durumunda, 29 Nisan 2011'den sonra giriş yapmış olanların vatandaşlığa kabulü halinde, asgari 400-500 bin, yeni 'mülteci seçmen' oy kullanabilecek' görüşünü dile getirdi. Mültecilerin yoğun olarak yerleştikleri Güneydoğu ve sınır illerinde siyasi tablonun daha da derinden etkileneceğini belirten Toprak, 'Örneğin, 90 bin nüfuslu ve 120 bin Suriyeli mültecinin yaşadığı, Nobel Barış Ödülü adaylığına başvuran Kilis'te, gelecek seçimlerde, Suriye asıllı bir belediye başkanının, ya da TBMM'ye "Suriye asıllı TC vatandaşı" vekillerin seçilmesi söz konusu olabilecek' ifadelerini kullandı.

AKP'ye karşı tepki geliştirecekler

CHP olarak mülteci konusuna seçimlerde oy kullanacaklar ve şu partiye oy verecekler diye bakmadıklarını söyleyen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 'AKP hükümeti bu konu üzerinde hiç ahlaki olmayan bir pazarlığa girdi. Kafasında böyle bir düşünce ya da plan olabilir. Mültecileri kendine oy deposu olarak da görüyor olabilir. Ancak bu plan AKP'nin elinde patlayacak. Çünkü Türkiye'ye gelen mültecilerin ana amacı Avrupa'ya geçmek. Ancak anlaşmayla birlikte Avrupa'ya gidenler Türkiye'ye geri gönderilecek. AKP hükümeti bu planıyla kendisine yeni seçmen ordusu yaratmaya çalışırken, tam tersi bir tablonun ortaya çıkacağını düşünüyorum. Çünkü şu anda mülteciler iyi bir yaşam için ölümü göze alarak Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor. Türkiye'nin bu anlaşmasıyla mülteciler AKP hükümetine tepki geliştirecek. Çünkü olayların sorumlusunun AKP hükümeti olduğunun bilincindeler' diye konuştu.

En başında büyük yanlış yapıldı

Türkiye ile AB'nin anlaşması sonrası 1 milyon Suriyelinin önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gönderileceğine değinen Balbay, sözlerini şöyle tamamladı: Bu insanlar Suriye'den kötü yaşam koşulları ve savaş ortamından kaçtılar. Yapılan anlaşmayla, iyi bir hayata adım atmak için yola çıkmış olan bu insanları Türkiye'de yaşamaya mecbur bırakıyoruz. Mülteciler, bu sürecin sorumlusu olarak Türkiye'yi görecek. Dolayısıyla AKP izlediği politikalarla sadece kendine değil, Türkiye'nin de önümüzdeki süreçlerde büyük ölçüde başını ağrıtacak bir yola girdi. AKP gömlek düğmesinin ilk yanlış ilikledi ve hala yanlış gidiyor. Suriye konusunda en başında büyük yanlış yapıldı ve şimdi de yanlış sürdürülüyor. Avrupa ise,  bencil ve bana dokunmayan mülteci nerede yaşarsa yaşasın mantığıyla hareket ediyor. Bu AKP'nin elinde patlayacak. Suriyeliler, AKP'ye kendilerini Avrupa yolundan alıkoyan parti gözüyle bakacak. Türkiye'de de artan terör olaylarında da Suriye sınırının güvensizliği önemli rol oynuyor. Sınırdan geçenlerin denetlenemez olması bu olaylarda çok önemli bir paya sahip.

Türkiye'den kaçmak istiyorlar

Söylediklerine en önemli kanıt olarak da anlaşmanın yürürlüğe gireceği son günü mültecilerin Ege Denizi'ne akın etmesini gösteren Balbay, 'Son günde 3 bin kişi yakalandı ama yakalanmayanların ya da geçmeye çalışırken ölenlerin sayısı henüz belli değil. İnsanlar Türkiye'den kaçıp, Avrupa'ya sığınmak istiyorlar ama Türkiye onları tutmaya çalışıyor. Gerçekten kabul edilemez ve hak etmediğimiz bir tabloyla karşı karşıyayız. Avrupa yasadışı yollardan ülkesine girenleri Türkiye'ye gönderecek ve karşılığında eğitimli, meslek sahibi olan, donanımlı ve istihdamda kullanabileceği mülteciyi alacak. Bakılması gerekenler Türkiye'ye, kullanılması gerekenler Avrupa'ya düşüncesiyle hareket ediliyor. Bu bencilce yaklaşım kabul edilemez. Bunun yanı sıra mülteci sorununda Davutoğlu, Erdoğan'dan ön almak için Avrupa'yla böyle bir anlaşma sürecine girdi. Avrupa'yla muhatap olduğunu herkese göstermeye çalışıyor. Şu anda Erdoğan Avrupa'ya kafa tutan, Davutoğlu'da çanak tutan bir politikayla, kendilerini ön plana çıkarmaya çalıştıkları yarışa girdiler. Ancak bu yarışta, altta Türkiye'nin kaldığını görüyor ve görmeye de devam edeceğiz' dedi.