Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Nazlıaka, Türkiye'de Eylül ayında 23 kadın öldürüldüğünü, 8 kadına ve kız çocuğuna tecavüz edildiğini ifade etti. 47 kadının yaralandığını, 12 kadına ve kız çocuğuna da cinsel tacizde bulunulduğunu anlatan Nazlıaka, karısının kafasını ütüyle ezen bir erkeğin "Eşimi ben öldürmedim, Ergenekon öldürdü." diye kendini savunduğunu söyledi.

Kadın cinayetlerindeki tablo böyle iken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın kadına yönelik şiddetle mücadele etme biçiminin 'beddua etmek' şeklinde olduğunu savunan Nazlıaka, şöyle devam etti: "Kadın cinayetlerine çözüm olarak 'elleri kırılsın' demeyi seçmiştir. Geleneksel düşünce yapısı ve toplumsal cinsiyet rollerini zihin yapısında aşamayan İslam, var olan egemen zihniyeti tüm konuşmalarında yeniden üretmektedir. Kadın katillerine 'elleri kırılsın' diyerek sorumluluktan kurtulabileceğini sanan Ayşenur İslam'ın istifası için sadece bu söz bile yeterlidir. Kadının bedeni üzerinden yürütülen politikaları kürtaj tartışmaları başladığı günlerde 'gündem değiştirme' olarak yorumlayanlar,, bugün ilköğretime giden türban için de aynı şeyleri söyleyebilecekler mi? 10 yaşındaki kız çocuğunun başını örtmesini normalleştirmeye çalışanlar, bu çocukları başı açık çocuklardan ayrıştırmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerini küçücük çocukların omuzlarına yükleyenler, cinselliği erkenden o çocukların kafalarına yerleştirdiklerini de biliyorlar. Bir sonraki aşama karma eğitimin son bulması olacaktır. Laik, eleştirel ve özgürlükçü eğitim sisteminden vazgeçmek Türkiye'nin geleceğini, bir bataklığın içinde kurmak demektir."

Yıllar önce bir kız çocuğunun hunharca öldürüldüğünü ve katilinin intihar ettiğini dile getiren Nazlıaka, bu konuyla ilgili sorumsuzca yazı yazdığını söylediği Perihan Mağden'in herkesten özür dilemesi gerektiğini ileri sürdü.

Erken seçim ve milletvekillerine yapılan zam konusundaki bir soruya Nazlıaka, "Biz yarın da olsa kendimizi seçime hazır hissediyoruz. İktidar gerçekten erken seçim yapabilecek kudreti görüyorsa yapsın, hodri meydan. Milletvekillerine yapılan zam gereksiz bir zamdır. 2015'te Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 97 oranında artırıldı. Milletvekillerine zam yapılarak, kendi grubuna sus payı mı vermek istiyor acaba. Koluna 700 bin TL'lik kol saati takanlar, çocuklarının odasında ayakkabı kutuları ile para sayma makinesi bulunanlar bu zam hakkında ne düşünüyor acaba. Benim asıl öğrenmek istediğim budur." şeklinde konuştu.

Nazlıaka, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun isminin "Yakılan her TOMA yerine 5-10 tane TOMA alacağız." açıklamasının ardından "Ahmet Tomaoğlu" olarak değiştirilmesi gerektiğini savundu.