FATİH ÖZKILINÇ- Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, partisinin İzmir İl Başkanlığı binasında ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Merkezi iktidara yönelik eleştirilerde bulunan Kılıç, “Türkiye bugün ehliyetin ve liyakatin bir yana bırakıldığı, partizanlığın tek geçer akçe olduğu, toplumun tehlikeli şekilde kutuplaştırıldığı bir yönetim zihniyetiyle idare ediliyor. Bunun sonucu olarak da ekonomide, dış politikada, tarımda, eğitimde, sağlıkta büyük çıkmazlar yaşanıyor. Ülkenin çok değerli zamanları, imkânları yaşanan sorunlar içinde ziyan oluyor. Seçim derken, oy hesabı derken, bunların gölgesinde heba oluyor. Ülkemizde bütün problemlerin kaderi aynıdır. Neden böyle diyoruz? Çünkü iktidarın hiçbir problemde sorunun özüne derinleşmek ve kaynağına inerek çözüm sağlamak gibi bir vizyonu yoktur” dedi.

 

“İktidar lobi üretme derdi”


“Ülkede küçük veya büyük hangi problem, hangi sıkıntı, hangi sorun varsa mutlaka başkalarını suçluyorlar” diyerek sözlerini sürdüren Kılıç, “İktidar sorun çözme makamıdır. İktidarın asli görevi budur. Ancak çok ilginçtir ki, hatta trajikomiktir ki, her gün çılgınca artan hayat pahalılığından, temel ihtiyaçlara yağan zamlardan, bozulan adalet terazisinden, eğitimin tıkanan sistemsel sorunlarından, dış politikada giderek daha da itibar kaybeden görüntümüzden ne hikmetse bir tek iktidar sorumlu değil. Soğan-patates zamlandığında soğancılar sorumlu ve suçlu oldu. Temel ihtiyaçlardaki fiyat artışları durmak bilmez hale gelince marketler sorumlu ve suçlu oldu. Yurtlardaki ciddi kontenjan yetersizliği sonucu barınma sorunu yaşanınca gösteri yapan öğrenciler suçlu oldu. Suçlu avında hedef, soğan- patates lobileriydi. Şimdi ise market lobileri. Her defasında daha garip bir lobi icat ediliyor. Yarın kim bilir ne lobisi suçlu ilan edilecek. Milyonlarca aile geçim darlığı çekerken, insanların hayat standartları düşerken, gelecek umutları tükenirken, iktidar lobi üretme derdinde. Hep başkaları suçlu, hep başkaları kabahatli. Gördüğünüz gibi bir tek iktidarın hiç suçu ve sorumluluğu yok. Kendileri gibi düşünmeyenler, en ufak bir itirazda bulunanlar, hakkını talep edenler ise hain. Hep aynı yöntem, aynı söylem, aynı taktik uygulanıyor. İktidar her defasında sanki ülkenin problemleriyle ilgili hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi, gelen bütün günahları iç ve dış düşmanlara yüklüyor” diye konuştu.

Görmezden, duymazdan geliyorlar


Hayat pahalılığı üzerinden eleştirilerini sürdüren Kılıç, “Başta hayat pahalılığı, gelir düşüklüğü ve işsizlik olmak üzere, ciddi bir ekonomik problem yığını vardır. Ekonomi doğru yönetilmediği için faiz yüksektir, fiyatlar yüksektir, döviz yüksektir. Elektrik, doğalgaz ve ev kiraları gibi temel giderlerde büyük oranlarda artış vardır. Gıda ürünleri korkunç oranlarda zamlanmıştır. Enflasyonun güçlü şekilde kendini hissettirmesiyle hayat pahalılığı ve maliyetlerdeki artışlar hem tüketicileri hem üreticileri dayanılmaz bir noktaya doğru itmektedir. Ekonomik durumun daha da kötüleştirmesiyle birlikte işsizlik de toplumun en ciddi meselelerinden birisi olarak aileleri tehdit etmektedir. Özellikle gençlerin daha hayatın başında yüz yüze geldikleri işsizlik gerçeği, sıkıntılı bir sosyoekonomik tabloya da işaret etmektedir. Hükümetin görevi insanların yaşam standartlarını yükseltmek, hayat pahalılığı için somut ve kalıcı çözümler uygulamaktır. Yoksa market baskınlarıyla, algılarla oynamakla bu sorunlar çözülmez.  İktidarda bulunanlar sıkıntı çeken insanlarımızın feryadını görmezden, duymazdan geliyor olabilir. Ancak biz Saadet Partisi olarak bu feryatlara şahidiz ve bunları çözmeye de talibiz” şeklinde konuştu.

Sorunları çözecek taze kana ihtiyaç var

Millet İttifakı’nın erken seçim çağrısı hakkında değerlendirmelerde bulunan Şerafettin Kılıç, “Muhalefet partilerini seçim beklemeleri doğaldır. Bir an önce seçim olsa da biz de bu seçimlerde mecliste ve iktidarda söz sahibi olsak diye düşünürler. İktidarda kan kaybettiğini görünce kan ve güç tazelemeye ihtiyaç duyacaktır. Erken seçim isteyecektir demiyorum ama mümkündür. Onlarda gidişatı görüyorlar. Onlar da seçim isteyebilirler. Her iki seçimin ayrı mı birlikte mi olacak karar verilmeli. Anayasa gereği o süre doldurulmalı, genel seçimler 2023’te yapılması lazım. Anayasa  değişikliğine böyle bir hususu da ortaya koyarlarsa en erken 1 yıl sonra seçim yapılabilir. Buna ihtiyaç var mıdır Türkiye’nin içinde durumları özellikle ekonomik durumları göz önüne aldığımızda sık seçimleri kaldırma imkanı yok. Ama bir taraftan da sorunlar da büyüyor. Sorunları çözecek taze kana ve yönetime ihtiyaç vardır” dedi.

“Ülkeyi düzlüğe çıkaracak olan milli görüş iradesi”


Erken seçimin yaşanan tüm sorunların çözümünde yeterli olacak mı sorusu üzerine konuşan Kılıç, “Erken seçim tek başına yeterli değil o sorunları çözecek irade önemlidir. Gerçekleri görebilmek önemli ve bu gerekçelere karşı gerekli dirayeti gösterebilmek önemli. Bu iktidar en uzun soluklu iktidar. 20 yıllık süreç bir ülkenin yeterli manada kalkınması için gerekli zamandır. 20 yıl içinde en güçlü ülkeler seviyesine ulaşabilmeliydik. Kısa zamanda olsa elimizi taşın altına koymayı bildik. Ülkeyi düzlüğe çıkaracak olan milli görüş iradesidir” ifadelerini kullandı.