Söz konusu alana ocak kurmak için başvuruda bulunulduğunu ancak olumsuz görüş verildiğini belirten Kaya, "Konuyla ilgili olarak İl Tarım ve Orman Müdürümüz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürümüz ve ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürümüz ile görüştüm. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından, başvuru yapılan alanla ilgili yapılan saha incelemesinde, saha içerisinde ve çevresinde bitişik konumda zeytinlik alanların olduğu görülmüştür. Bu sebeple, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması hakkındaki kanunun 20. Maddesi gereği bu alana mermer ocağı kurulması uygun görülmemiştir. Zaten onun öncesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da alanda ÇED gerekli olduğu yönünde karar verilmişti. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün bu görüşü doğrultusunda, ÇED Yönetmeliğinin 6. Maddesi (4) bendi gereğince söz konusu projeye ait ÇED süreci olumsuz yönde sonuçlandırılmıştır. Çevreye, insanlara ve gelecek kuşaklara ciddi zararlar vermesi muhtemel olan girişimlere onay verilmesi hiçbir şekilde mümkün değil." dedi. 

Görüş olumsuz yönde

Ortada onaylanmış bir proje yokken CHP'li Selçuk Belediye Başkanı ve Milletvekilleri tarafından yapılan açıklamaları samimi bulmadığını ifade eden Kaya, "Selçuk'a mermer ocağı kurulması için onaylanmış bir proje yok ortada. Sadece bir başvuru var. Başvurusu yapılan tüm madencilik faaliyetlerinde olduğu gibi yapılması gereken şeyler yapılıyor. Önce çevresel şartlara bakılıyor, başvurunun mevzuata uygun olup olmadığı hususunda inceleme yapılıyor. Bütün başvurularda bir süreç izleniyor. İlgili kurumların görüşleri, ÇED raporları, bölge sakinlerinin hassasiyeti, bunların hepsi değerlendirilerek bir karara varılıyor. Burada sadece başvuru var ve yapılan başvuruya olumsuz yönde görüş var. Bir başvuru üzerinden siyasi çıkarımlar yapmak, hükümeti suçlamak tamamen gündem değiştirmeye yönelik hamlelerdir. Selçuk'un da içlerinde bulunduğu CHP'li belediyelerde gerçekleşen eş-dost-akraba atamalarının kamuoyunda yarattığı infiali örtme gayreti içerisindeler. Acaba buradan bir şey çıkarabilir miyiz diye uğraşıyorlar ama olmaz. Milletimiz her şeyin farkında" ifadesinde bulundu. 

CHP'lilerin hassasiyeti kendi çevreleri

Konuyla ilgili olarak CHP'lilerin yaptıkları açıklamaların gerçekleri yansıtmadığını savunan Kaya, "CHP İzmir Milletvekilleri Sayın Murat Bakan ve Sayın Kamil Okyay Sındır'ın açıklamaları oldu. Sadece kendisine oy verenlerin değil, 'flamingoların, toprağın ve denizin de başkanı' olacağını söyleyen Sayın Tunç Soyer'in de ifadeleri var. Bu açıklamalar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Bu açıklamalara baktığımızda bir 'çevre hassasiyeti' olmadığını görüyoruz. CHP'lilerin bildiğimiz tek 'çevre hassasiyeti' çevrelerindeki akrabalarını işe almalarıdır. Selçuk Belediye Başkanı Sayın Filiz Ceritoğlu Sengel'in de çevresine karşı gösterdiği hassasiyeti kuzenini 'Sekreter' olarak atamasından biliyoruz. Birisi oğlunu, diğeri kardeşini, ötekisi kuzenini, bir başkası yengesini işe alıyor. İşe almakla kalmayıp, Genel Müdür yapıyorlar. Bunların kamuoyunda ve kendi parti tabanlarında yarattığı infiali de bu türden suni gündemlerle örtmeye uğraşıyorlar. Ben kendilerinden farazi şeyler yerine somut gerçekler üzerinden siyaset üretmelerini beklerim" dedi. 

Bülbül Dağı'na bakın

AK Parti hükümetlerinin çevreye karşı duyarlılığının tartışılamayacağını iddia eden Kaya, "Tarihin, tabiatın iç içe geçerek bütünleştiği ve muhteşem bir güzellik sergilediği Selçuk'ta doğaya nasıl baktığımızı görmek isteyenleri tek bir yere davet ediyorum. Selçuk Belediye Başkanı Sayın Filiz Ceritoğlu Sengel makamından kafasını kaldırıp baktığında Bülbül Dağı'nı görecektir. Herkesin bildiği gibi, Selçuk'taki Meryem Ana Evi'nin de içinde bulunduğu Bülbül Dağı 20 Ağustos 2006 yılında çıkan orman yangınında büyük zarar görmüştü. 350 hektar alan kül olmuştu. 7 yıl süren ağaçlandırma çalışması sonucu, yanan yerler yemyeşil bir görünüm kazandı. O alana dikilen 46 bin fıstıkçamı, 160 bin kızılçam, 30 bin kara servi, 21 bin mavi servi, 4 bin 500 toros sediri, 15 bin yalancı akasya, 3 bin mersin, 900 mantar meşesi, 300 top akasya, 500 dişbudak, 315 defne, 3 bin zakkum, 200 erguvan ve 300 katırtırnağı buna şahittir. Çevrecilik lafla değil iş üretmekle, icraatla olur. Hemşehrilerimize şunu da özellikle hatırlatmak isterim ki, AK Parti olarak biz buradayız, doğanın tahrip edilmesine, çevresel dengenin bozulmasına asla müsaade etmeyiz. Bu tür konularda hepimizin ortak değerlerinin ve hassasiyetlerinin korunması adına gerekeni yapmaktan da asla çekinmeyiz." sözlerini sarf etti.