Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlıyor. Şimşek, yapılandırmalar konusunda sorulan soruya yanıt verirken "İsim vermek istemiyorum ama bazı şirketler 3-5 milyar dolara yurt dışından şirket almış." ifadelerini kullandı.


TÜSİAD İLE YAPILAN GÖRÜŞME

Dün görüşme iyi geçti. Güzel bir istişare toplantısı oldu. Başbakanımız daha çok dinlediler soruları yanıtladılar. Bir takım sorunların orta vadeli çözümüne ilişkin sorular geldi. Genel çerçeve bu. Ülkemizin başarıları ortada. Aksayan taraflar da var. Fiyat istikrarı, enflasyonun kontrol altına alınması gibi. Reform çerçevesine ilişkin bir takım değerlendirmeler vardı.

BÜYÜME RAKAMLARI

Şimdi bu çeyrek üzerine yorum yapabiliriz. Yatırımlar bir süre durağandı. Şimdi hızlanmış bu en önemli kısmı. Büyüme kapsayıcı ise bu sağlıklı bir büyümedir. 2003-2017 arası ortalama ortalama 5.7 büyüdük. Türkiye 1927-2017 yılı arasında ortalama 4.7 yerine 5.7 büyüseydi Türkiye’nin ekonomisi 2.6 kat daha fazla olacaktı.

Reel olarak dünya ekonomisi 170’e çıkmış. Türkiye ekonomisi 231’e çıkmış. Nereden bakarsanız bakın önemli bir büyüme var. Her şeyden önce büyümenin istihdamın yaratıp yaratmadığı çok önemli bir husustur. AB’nin atamamı 512 milyon nüfusa sahip. AB’de son bir yılda 2 milyon kişiye iş bulundu. Türkiye’de 1.2 milyon kişiye iş bulundu. Türkiye’nin istihdam performansı ortada. Türkiye inşaatla mı büyüdü? 2002 sonundan itibaren 2003 2017 döneminde inşaat sektörünün GSYH içindeki payı nedir diye baktığımızda şimdi üretim içinde bütün katma değer içerisinde inşaatın payı AKP döneminde yüzde 7.9. Burada OECD ne kadar derseniz yüzde 5.9. 2002 sonrasında milli gelir içindeki payı yüzde 7’nin altında.

‘AVRUPA İHTİYACINI GİDERMİŞ’

Yüzde 93’ü inşaatın dışındaki alanlar. Üretim açısında baktığın zaman madencilik tarım hepsi büyümüş. AB oldukça oturmuş kurallara sahip. Şehirleşme anlamında söylüyorum. Biz de böyle değil. Avrupa’da gecekondulaşma falan yok. Bu hükümetlerimiz döneminden önce. Avrupa alt yapı ihtiyacını çok uzun süre önce gidermiş.

Çok uzun bir süredir Türkiye’de GSYH’ya harcamalar itibari ile bakarsanız her zaman tüketimin payı 3’te iki ile 4’te 3 arasında olmuştur. Türkiye genel olarak iç talep ağırlıklı büyümüştür. Onun için Türkiye’nin büyümesi tarihi olarak hep iç talebe dayalıdır.

Bunun zararı cari açık. Şu anda kamunun tasarrufu var. Genelde vatandaş büyüme gerçek mi bize yansıdı mı? dedikleri zaman bunu kastediyor.

HER KONUDA 8-10 KAT BÜYÜDÜK

2002 yılında 7 bin traktör almış geçen sene 73 bin traktör almış, geçen sene 723 bin otomobil satılmış. Yurt dışına gidenlerin sayısı 2002’de 3 milyon geçen yıl 8.9 milyon kişi. 2002’den bu yan her konuda neredeyse 8-10 kat büyüdük. Esas olan büyümenin kapsayıcı olmasıdır. Gelirin adaletli dağıtılmasıdır. Dünya’da da bu sorunlar konuşuluyor. Bu anlamda büyümenin ikinci dönemde dengeleneceğini söylüyoruz. Cari açık bir dengesizliktir. Fiyat istikrarını yakalamak enflasyonu düşürmek için tedbirler alıyoruz. Para politikasında sadeleşmeyi sağladık. Orada önemli adımlar attık. Şu anda dış talep turizm canlı. Bu bize yardımcı olacak. Zaten bizim OVP’de öngördüğümüz büyüme yüzde 7.4 değil.

Bizim son bir kaç yıldır Türkiye’nin başına gelmeyen felaket kalmadı. Bunlar Türkiye algısına olumsuz yansıdı ve fon akışı aksadı. Lirada bir değer kaybı var. En son açıklanan enflasyon yüzde 12.2. Bu enflasyonun 4 puanı liradaki değer kaybı bundan ve petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor. Liranın bu dönemi atlatması için desteğe ihtiyacı vardı.

‘OHAL’İ İNŞALLAH KALDIRACAĞIZ’

Bu adımları attık. Türkiye’ye fonu bir kaç türlü çekebiliyorsunuz.Türkiye’de yaşadığımız travmaların etkisi yok desem doğru olmaz. Doğrudan yatırımlar azaldı. Yatırım ortamı reformu yaptık. OHAL’i inşallah kaldıracağız.

Sıcak parada getiri lazım. Merkez Bankası politika faizinİ yukarı çıktı yani liraya destek oldu. Ben de doğrusu proaktif olmayı daha erken öngörüp gereken tedbirleri almalıydık. Ekonomide geç de olsa doğru adım attık ABD dolaşımda olan doları geri çekiyor.

Bu genel olarak dünyada doların değer kazanmasına ve gelişmekte olan ülkelerden dolar çıkmasına neden oldu. Petrol fiyatlarını  yükselmesi de bizi olumsuz etkiledi. Arjantin’de benzer bir durum ortaya çıktı. Faizi yüzde 40’a çıkardılar kontrol edemediler en son IMF ile 50 milyar dolarlık bir anlaşma yaptılar. Şimdi Brezilya baskı altında.

BAZI ŞİRKETLER YURT DIŞINDAN ŞİRKET ALMIŞ

İsim vermek istemiyorum ama bazı şirketler 3-5 milyar dolara yurt dışından şirket almış. Yapılandırmalar doğaldır. Önemli olan bunların daha iyi yönetilmesidir. Bahsedilen firmalar borçlarını ödeyebiliyorlar. Şu anda toplam yapılandırılan kredilerin, toplam krediler içindeki payı yüzde 3.8. Bankacılık sektörünün sermaye yapısı güçlü, karlılığı makul. Bizim tasarruflarımızın yetersiz olduğu ve bunun cari açığa yol açtığı açık ve net. Seçim sonrasında bakanlık sayısını azaltacağız harcamaları kontrol altına alacağız.

CHP’YE OY VERECEK Mİ?

O günü çok iyi hatırlıyorum. Sadece bir emeklilik ikramiyesine ilişkin değildi. Paketin tamamına ilişkindi. Belki o program Youtube'da vardır. Ben bütün vaatleri topladığınız zaman o dönem için söyledim. 180 milyar TL'ye denk geliyor. Bugün ön gördüğümüz bütçe açığının yönetilebilir değil dedim. Bunun kaynadığını sordum. Ben dedim orada oy veririm dedim. Ama yapmadılar.

AK Parti hükümeti doğrudur emekliye iki bayramda 1000'er lira ikramiye 65 yaş üstünün maaşını 500'e bazı memurların öğretmendir polistir ek göstergeyi 3600'e bunları toplayınca maksimum 30 milyar TL'lik bir vaatle karşı karşıyasınız. Önemli bir rakam. Mevcut açığın neredeyse yüzde 40'ın üzerinde. Peki bugün yine bakıyorum, o çalışmayı yaparsak muhalefet liderlerinin vaatlerinin karşılığına bakarsanız 300 milyar TL ile 450 milyar TL arasında değişiyor. Bizimki 30 milyar liralık bir vaatken önemli bir ölçüde yaptık. Bizim 10 katımız vaat veriyor muhalefet.

Tabii ki seçim arifesinde program açıklanacak, vaatler olacak. Ben bunu bu dünyada da olan bir şey, mesele bunun dozu. Kaynak ne olacak? Birincisi kısa vadede baktığınız zaman, imar barışından gelecek rakam. 48 milyar dolar. Bu tahmini bir rakam. Gelir gelmez ayrı. Vergi yeniden yapılandırması var.

Geliyor o kadar matrah artırımı gibi bir şey var. Bir yıla denk gelen en muhafazakar harcama artışı karşılanıyor. Gelici gelirle kalıcı harcama finanse edilemez. Samimi bir şekilde oturup zaten konjektürde bunu gerektiriyor. Harcamaları gözden geçirip…

DÖVİZ GELİRİN VARSA BORÇLANABİLİRSİN

Şimdi kamunun bir miktar büyüdüğü doğrudur. Altyapı ihtiyaçlarını giderdik, demiryolu öncelikli bu sorunları çözdük. Dünya ekonomik forumuna göre Türkiye altyapı kalitesinde dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında. 284 bin derslik yapmak zorunda kaldık. Hastane konusu bunlar ihtiyaçtı. Bunları giderdik. Şimdi nitelike yoğunlaşacağız.

Şu an itibariyle hazinenin garanti ettiği özel sektör borçları kapsamında toplam 13.8 milyar dolar civarı bir şey. O da çok cüzi bir rakam. Milli gelirin 850 milyar dolar olduğunu düşünürseniz düşük bir rakam. Bütün izleyicilerimiz için söylüyorum. Kamu borç bülteni diye detaylı bir şey koyuyor hazine internete. Bunun faizi para birimi bütün bu detayları koyuyor ortaya. Türkiye'nin genel anlamda borcu yüksek bir ülke değil. Kamu ve hanehalkı itibarıyla borcu hanehalkı 3'te 1'i düzeyinde. Reel sektörün borcunun döviz geliri var mı yok mu? Bir takım sıkıntılar var orada. Döviz gelirin varsa borçlanabilirsin. Yoksa sadece makine teçhizat yani yatırım borç alabilirsin ya da devletle yap işlet devret veya kamu özel işbirliği kapsamında dövizle borçlanabilirsin.

KENDİMİZ YATIRIM YAPACAĞIMIZA ÖNE ALIYORUZ

2008 yılında 2008'e kadar vatandaşlar dövizle borçlanabiliyordu. Bugün bir sürü dövizzede olacaktı. Çok doğru reformlar sayesinde bugün vatandaşımızın döviz, bu değer kaybından vatandaşımız biz dövizle borçlanmasına izin vermedik.

Bir yatırım yapmanız lazım. Bu yatırımı iki türlü finanse edebilirsiniz. Vergi toplayıp devlet yapar. Ya da çıkıp özel sektörü yarıştırıp onlara yaptırıp onlara garantiler, kira verebilirsiniz. Bugüne kadar şehir hastanelerine kira garantisi, biz bunu 25 yılda geri ödeyeceğiz. Kendimiz yatırım yapacağımıza öne alıyoruz hizmeti 25 yıl kira ödüyoruz.

Köprü otoyol Avrasya Tüneli, onlar yapıyorlar, bu trafiği, özel sektör. Burada devlet bir kuruş harcamıyor.

Yolcu garantiniz var. Şirket de ihalede şunu demiş. Ben şirkete 1 milyar avro kira ödeyeceğim demiş. Bugün Atatürk Havalimanı'nda o kadar trafik yoğun ki… 32 milyon kişi için yapılmış şu an 65 milyon yolcu var. Sabiha Gökçen boştu bir sürü yolcu var şimdi. Sürekli büyüyor Türkiye.

NEW YORK’TA ÖDENİYOR

İsmail Küçükkaya: Bir köprüye 108 TL ödenir mi ya?

New York'ta ödeniyor Hudson nehrinin orada. New York tüneli çok yıl önce yapılmış. Çok az meselesi maliyetiyle ilişkili. Bir maliyetle alakalı. Tam olarak devreye girmedi girince yük gibi görünen proje…

Avrasya Tüneli bu sene sonunda, o bir tünel onun bağlantıları yok. İzmir otoyolu henüz tamamlanmadı, o zaman farklı olacak. Baş başa geliyor Avrasya Tüneli bu model çok eleştiriliyor. Çok başarılı uygulamaları var.

Bu not indirimleri hain darbe girişiminden sonra yoğunlaştı. Baktık analizine büyük bir siyasi kriz olacak, ekonomi yavaşlayacak diyordu. Bu öngörüleri tutmadı. İkinci konu şimdi. Son seçim kararı biz hükümet olarak meclis olarak bir seçim kararı aldık. Öne aldık seçimleri olumlu karar verdi piyasalar ilk açıklamada borsa yükseldi lira değer kazandı. Ben Washington'daydım. Herkes aa belirsizlik indirgendi Türkiye'nin önü açık, hızlı bir şekilde bu dönemi kapatacak diyordu. Reyting kuruluşu yeni gözden geçireceğini ağustosta yapacağını söylemiş. Seçim gelince öne alıyor, niye alıyor? Zamanlaması manidardır. Ben bu tür şeylere sığınmam. Benim şu anda hedefim şu. Biz şu anda Türkiye'nin realitesini iyileştireceğim. Şikayet etmenin zamanı değil. Şikayet etmeyi doğru bulmuyorum. Biz Suriye'de ABD'de çıkar çatışması var mı? Var. Bu terör koridorunu yırttık. Bize tehdit var.

MAKRO TEDBİRLERİ ALDIK

Ben şimdi ne diyorum. Kaygılarınız aşırı ısınma, yılın ilk çeyreğine kadar vardı. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren ekonomide iç talep yavaşlayacak, maliye politikasında hafif bir gevşeme var düzelteceğiz. Artı makro tedbirleri aldık.

Hukuk devleti demokratik standartlar anlamında bunları ister yabancı yatırımcı. Hükümetlerimizin AK Parti'nin fabrika ayarı budur. Daha çok demokrasi daha çok hak ve özgürlük, öngörülebilirlik, köklü çözüm. Son birkaç yıl zor oldu. Ortadoğu'da bir kaos var. Basit bir karşılaştırma yapacağım. Bize en yakın ülke piyasalarda Brezilya'dır. Bildim bileli. Brezilya yanıbaşında Suriye gibi bir komşu yok. Terör saldırıları yok.

DIŞ ŞOKLARIN ETKİSİ VAR

Brezilya'da son üç yıldır büyüyemiyor. Brezilya bütün bu Ortadoğu'da bütün ve iç dış şoklara rağmen Türkiye büyümüştür. Yılda 880 bin vatandaşa iş bulmuşuz. Yan etkileri yok mu var. Enflasyonla mücadele en büyük önceliklerimiz. Bu konuda da mesafe kat ettiğimiz dönemler var. Son bir yılda zemin kaybettiğimiz dönem var. Kısmen dış şokların etkisi var. Bir vize sorunu yaşıyorsun ABD ile bizim döviz açığı olan şirketimiz panik halde 8 ay önce nasıl öderim diye geliyor piyasaya.

GLOBAL ARKA PLAN ALEYHİMİZE DEĞİŞİYOR

Amerika'daki altın rezervlerimizin hepsini çektik. Eğer sabit kur rejimi olsaydı Türkiye'de bu rezervlerin seviyesi düşük olurdu. Ama biz 2001'deki krizden sonra dalgalı kur rejimine geçtik. Bir kur seviyesini garanti etmiyoruz. Bir aralığı bu tartışma ideal olarak bizim rezerv değiştirmemiz lazım. Global arka plan değişiyor. Aleyhimize değişiyor. Doların değer kazanması, gelişmekte olan ülkeler için kötü bir trend. Para politikasını gerçekliği dikkate alarak gideceksin. Yapısal reform. Rezev biriktireceksin. Seçimlerden sonra belirsizlik azalacak. 5 yıllık yeni bir dönem başlayacak. Bu yeni dönem yakın dönemin sorunlarına kapı kapatmış olacak. Türkiye bir anlamda bu 5 yıllık zor dönemi tramvatik dönemi, hain darbe girişiminin de olduğu dönem bitecek. Bu bize taze dönemde reform yapma, ama şu enerjimizi biz önemli bir ölçüde terörle mücadeleye harcıyoruz. Bölgesel mücadele yeni dönemde Türkiye oturacak, elini dirençli hale getirecek.