Devletin kontrol ve koordine etme görevini yerine getirmediğini bu nedenle çiftçinin, üreticinin hakkını arayamadığını belirten Bakırlıoğlu Tarım ve Orman Bakanına soru önergesi vererek üretim sözleşmelerinin sıkı denetimi için neler yapılacağını sordu.  Son günlerde ilçe ilçe dolaşarak domates üreticileri ile bir araya gelen CHP Milletvekili Bakırlıoğlu yaptığı açıklamada; salçalık domates üreticileri 50 kuruştan sözleşme imzalamalarına rağmen fabrikalar domatesi 30 kuruştan alıyor, yada almayarak çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Zarar eden sözleşmeli üretim mağduru çiftçiler üzerindeki ürünleri toplamadan tarlalarını sürmeye başladı. Çiftçi hakkını arayacak durumda değil. Çünkü sözleşme nüshaları yasal olarak zorunlu olmasına karşın çiftçilere, Tarım ve Orman Müdürlüklerine verilmiyor. Bu sorunu meclis gündemine getirmek amacıyla Tarım ve Orman Bakanın soru önergesi verdim. Ülke genelinde yapılan üretim sözleşmeleri sayısını, tarım ve orman müdürlüklerine ne kadarının teslim edildiğini sordum. Yönetmelik gereği ilgili kurumlara teslim edilmesi gereken sözleşmelerin neden teslim edilmediğini ve Bakanlık olarak nasıl bir yaptırım uyguladıklarını sordum. Burada asıl irdelenmesi gereken konu "sözleşmeli üretim" modeli. Ülkenin birçok bölgesinde ve Manisa'da yaygın olarak uygulanıyor. Salça fabrikaları, konserve ve turşu fabrikaları, tütün şirketleri Manisa bölgesinde sözleşmeli üretim yaptırıyorlar. Üreticiler ve firmalar arasından ürünün ekimi, dikimi veya çiftçinin belirli bir ekiliş alanı ve üretimi gerçekleştirme sorumluluğu yüklemesine karşın, firmalarında elde edilecek ürünü belirli koşullarda almayı garanti ettiği anlaşamaya dayalı üretim ve pazarlama modeli olarak ortaya çıkan sözleşmeli üretim modeli herkesin yararına bir model olmadığı sürece sürdürülebilir değildir.  Sözleşmeli tarım amacından sapmıştır Üreticiyi satış, sanayiciyi hammadde, tüketiciyi de sağlıksız ürün derdinden kurtaracak denilerek uygulamaya konulan sözleşmeli üretim modeli maalesef üreticinin aleyhine dönmüştür. Adeta çiftçi üzerinden bir sömürü düzeni kurulmuştur. Çiftçi sözleşme şartlarını yerine getirmediğinde, firmalar yüklü tazminatlar almak için yasal yollara başvururken, firmalar sözleşme şartlarına uymadığında ya da taahhüt ettikleri fiyattan ürünü almadıklarında çiftçinin elinde bir belge olmadığından ve resmi kurumlara da bu belgeler teslim edilmediğinden çiftçi hakkını arayamamaktadır. Mevzuatta olmasına rağmen, uygulamada çiftçinin hakkını koruyacak bir sistem kurulamamıştır.

Yasal Yükümlülükler Yerine Getirilmiyor

Ortada bir sözleşme var fakat yönetmelik gereği çiftçiye ve Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine teslim edilmesi gereken nüshalar verilmiyor.  Tarımsal potansiyeli en yüksek, en fazla sözleşmeli üretim yapılan Akhisar ve Salihli İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri ile görüştüm. Kendilerine bir tane bile sözleşme gelmediğini belirttiler. Türkiye genelinde de durumun farklı olmadığı çiftçi örgütleri tarafından dile getirilmektedir ifadelerine yer verdi. Çözümün güçlü çiftçi örgütlerinden geçtiğini ifade eden CHP manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu Sözleşmeli üretim modelinde çiftçiyi koruyacak bir kontrol sisteminin kurulması için devletin kontrol ve koordine etme görevini mutlaka üstlenmesi gerektiğini ve bu amaçla çiftçilerle imzalanacak üretim sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için ziraat odası başkanlıklarının, ya da il ve ilçe tarım ve orman müdürlüklerinin huzurunda, onların şahitliğinde imzalanması şartı getirilmesini istedi.