Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca(AFAD), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde düzenlenen 2. Uluslararası İnsani Yardım Operasyonları Gücü Konferansı (HOPEFOR), Antalya'nın Aksu ilçesi Kundu bölgesinde başladı. Burada konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Suriye'de yaşanan olaylara değindi. Suriye'de büyük bir zulüm yaşandığına dikkat çeken Atalay, Suriye devletinin kendi vatandaşlarına zulüm yaptığını kaydetti. Türkiye'nin Suriye'ye 910 kilometre sınırı olduğunu hatırlatan Atalay, bu nedenle olaylardan en fazla Türkiye'nin etkilendiğini söyledi. Nisan 2011'den itibaren ülkesindeki zulümden, baskından kaçıp Türkiye'ye sığınanların 125 bine yaklaştığını açıklayan Atalay, " Çadır kent kurulumda uluslararası standartların ötesinde bir başarı yakalandı. Şuanda bizim 13 çadır kentimiz 12 bin kişilik de prefabrik kentimiz var. Şu günlerde konteynır kent kuracağız. Bütün çadırları kışa dayanıklı hale getirdik. Suriye'den gelenlerin sağlık ve eğitim hizmetleri tamamıyla verilmektedir. Buda bir afettir ve bundan zarar görmüş büyük bir kitleye hizmet veriyoruz." dedi.

Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından hızlı bir müdahale gerçekleştiğini belirten Atalay, "Van'daki depremde çalışmaların bütçeye getirdiği yük, yaklaşık 5,5 milyar liradır. Yaklaşık 4 milyar dolar. Mali yönden bütçemizin rahatlığı, bu çalışmalara imkan sağlamıştır." dedi. Türkiye'nin olarak son yıllarda her alanda gelişme gösterdiğini belirten Atalay, yaşadığımız afetlerden edindiğimiz tecrübe ile afetlerle mücadelede önemli değişiklikler yapıldığını söyledi. Afetle mücadele çok mesafe katedildiğini belirten Atalay,"Marmara depreminde çok insan kaybımız oldu. Ondan sonra deprem olmadan, ne yapmalı sorusunun cevabını aradık. Ve Türkiye'yi binalarıyla, insanlarıyla depreme dayanıklı hale getirmek için seferberlik başlattık. Bütün binalar gözden geçirilecek depreme dayanıklı olmayanlar yıkılacak ve yenileri yapılarak vatandaşlarımıza teslim edilecek. Her bölgede afet olursa çadır, aydınlatma, ısıtma malzemeleri bulunacak. Şuanda çadır stokumuz 65 bin. Bunu yıl sonuna kadar 100 bine çıkaracağız. Bir afet olduğunda her an herşeye hazır olacağız. Bir stratejik bir plan hazırladık. Bunun özü afetlere dirençli toplum oluşturmak." diye konuştu.

2011'DE DÜNYADA 29 bin 780 KİŞİ AFETLERDE HAYATINI KAYBETTİ

Afet ve Acil Durum Yönetim (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, 2010'da 373 afet olayın yaşandığını, bunlarda 296 bin 800 kişinin hayatını kaybettiğini, 207 milyon kişinin etkilendiği ve 109 milyarlık ekonomik kaybın meydana geldiğini kaydetti. 2011'de de 302 büyük afet yaşandığını belirten Oktay, "29 bin 780 kişi öldü, 206 bin kişinin etkilendiği bu olaylarda 166 milyarlık bir maliyet var. Afetin sınır tanımadığı ve bütün dünyanın gündemde olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"AFETLERDE ASKERİ ARAÇLARIN KULLANILMASI ÖNEMLİ"


Katar Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar Kurulu'ndan Sorumlu Devlet Bakanı Ahmad bin Abdullah bin Zaid Al-Mahmoud, doğal afetlerde insani yardımlarda sivil kesimin yanı sıra askeri araçların kullanılmasının da son derece önemli olduğunu söyledi. Al-Mahmoud, Birleşmiş Milletler'in doğal afetlere müdahalede sivil ve askeri araçların kullanımı kararını hatırlattı. İnsani yardımlarda sivil kurumların önemli olduğunu belirten Al-Mahmoud, askeri araçların kullanılmasının da doğal afetlerde önemli olduğunu söyledi. Al-Mahmoud konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birleşmiş Milletler Koordinasyon Ofisi'nin çalışmaları bizim için önemli. İnsani yardım gönderme ve koordinasyon alanında bu ofis büyük çalışmalar yürütmüştür. Özellikle insani alanda ne yapacaksak yapmamız gerektiğini burada vurgulamak istiyorum. İklim değişikliği bütün olayları alt üst etmiştir. Kuraklık, seller, kasırgalar, küresel ısınma, bütün dünyayı etkilemektedir. Bunun içindir ki bugün gördüğünüz gibi dünyamız gerçekten daha fazla doğal afetlerle karşı karşıya kalmaktadır. Son yıllarda birçok ülke bu tip doğal afetlerle karşı karşıya kaldı. Yıkıcı etkileri görüldü bu afetlerin."

"İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİN ETKİSİ SINIR TANIMIYOR"


Dominik Cumhuriyet Devlet Bakanı Gustavo Adolfo Montalvo Franco da, yakın zamandaki afetlerin iklim değişikliğinin etkilerini gösterdiğini belirtti. Franco, iklim değişikliğinin günlük hayat üzerindeki etkilerinin konferansta ele alınacağını söyledi. Ülkelerinin ada üzerinde kurulu olduğunu ve doğal afetlerden sık sık etkilendiklerini belirten Franco, "Adamız tropik iklimlerin ortasında yer alıyor. Bu fırtınalardan sık sık etkileniyoruz . Bunlar ağır hasar ve tahribat yaratmaktadır. 1998 yılındaki fırtınada yüzlerce insan öldü, 2 milyar dolardan fazla zarar meydana geldi. Türkiye gibi bizim ülkemiz de depremlerden zarar görmekte. Biz 4 fay hattı üzerinde yer aldığımız için ciddi zarar görmekteyiz. Ülkemizde 70 yılda bir büyük deprem yaşanmakta. 1946'da 8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, şehirler yerle bir oldu. Bazı köyler tamamen yok oldu. Onun ardından bir diğer büyük depremi iki yıl önce yaşadık, 7 büyüklüğünde bir depremdi bu. Ne yazık ki 100 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 1 milyon civarında insan yerinden oldu. " dedi.

KONFERANS KAPSAMINDA TATBİKAT YAPILACAK


Üç gün devam edecek konferansta, doğal afetle müdahale operasyonlarında, sivil-asker işbirliği ve koordinasyonunun ulusal ve uluslararası düzeydeki örnekleri, doğal afetlere hazırlık aşamasında sivil-asker işbirliği koordinasyonu ile bölgesel ve uluslararası düzeylerde sivil-asker unsurlarının etkin koordinasyonu konuları ele alınacak. Konferans kapsamında AFAD başkanlığında, 29 Kasım'da, Afyon ve Antalya İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türk Kızılayı, AKUT, GEA ve TODOSK'un katılımıyla tatbikat gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün video mesaj gönderdiği toplantıya Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın yanı sıra, Dominik Cumhuriyeti Devlet Bakanı Gustavo Adolfo Montalvo Franco, Katar Devleti Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar Kurulundan Sorumlu Devlet Bakanı Ahmad Bin Abdullah Bin Zaid Al-Mahmoud ile ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülke ile çeşitli uluslararası kuruluşlardan oluşan 300'den fazla temsilci katıldı.