Saadet Avrupa'nın Eindhoven'da bir otelde düzenlediği eğitim kampına katılan Karamollaoğlu, burada yaptığı konuşmada, batı ülkelerinin barış ve huzurun sağlanması için 2. Dünya Savaşı'ndan sonra getirdiği kanun ve koyduğu prensiplere Müslümanlar'ın bin 400 yıldır itibar ettiğini söyledi. Müslümanlar'ın bu mesuliyeti idrak etmesi, bu konuda nelere dikkat edileceğini mutlaka bulması gerektiğini belirten Karamollaoğlu, "Bugün batılıların özendiği ve 'böyle olması gerekir' dediği ne kadar mefhum varsa, hepsi inancımızda ve geçmişimizde yer alıyor." diye konuştu. Karamollaoğlu, batı ülkelerine dünyada barışın ve huzurun nasıl sağlanacağı ve ülkelerin hangi kurallara uyacağı sorulduğunda 2. Dünya Savaşı'ndan önceki dönemi ve sonrasını ayırmak mecburiyetinde kaldıklarını dile getirdi.

Yaşayan değil okuyan kaldı

İkinci Dünya Savaşı'na kadar batı ülkelerinin sürekli kendi aralarında kavga ettiklerine dikkati çeken Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

 "Savaştan sonra batı ülkeleri bir daha savaş çıkmaması için ellerinden ne geliyorsa yaptılar ve prensipler belirlediler. Batılılar bu prensipleri 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yeni keşfetmeye çalışıyorlardı. Halbuki tarihe baktıkları zaman bu söyledikleri prensipler bizim bin 400 yıldır benimsediğimiz ve itibar ettiğimiz prensipler. Biz bu prensipleri sözde benimsemiş değiliz. Bu bizim kimliğimizin bir parçası haline gelmiştir."

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki ilk dönemlerde büyük bir yıkım yaşandığı için batı ülkelerinin belirledikleri prensiplere sıkı sıkı sarıldıklarına işaret eden Karamollaoğlu, "Aradan 75 yıl geçti. Savaşı yaşayanlar değil okuyanlar kaldığı için ve o sıkıntıları çekmedikleri için, şimdi bu yeni dönemde kendi menfaatlerinin zarar göreceğini ihtimal verdikleri zaman bu prensipleri çiğnemekte hiç tereddüt etmiyorlar." ifadesini kullandı.

Karamollaoğlu, Avrupa ülkelerine, geçmişte hatalarının olabileceğini fakat bu yanlışlara artık Türkiye'nin ve dünyanın tahammülü olmadığını hatırlatarak, bunun üstesinden el birliğiyle gelinmesi gerektiğini söyledi.