CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, 1 Mayıs nedeniyle bir mesaj yayınladı. Yüksel, 19. yüzyılda, İngiltere'de etkili olan vahşi kapitalizm bugün Ak Parti iktidarında ülkemiz için acı bir gerçeğe dönüştüğünü kaydettiği açıklamasında, hükümetin TBMM'den geçirdiği yasalarla sendikal örgütlenmeye ve hak arama mücadelesine ağır darbe vurduğunu iddia etti. AK Parti iktidarının her alanda taşeronlaşmanın önünü açan politikalarını her gecen gün daha baskıcı bir şekilde sürdürdüğünü söyleyen Yüksel, "Türkiye şu anda günde ortalama 190 iş kazasının meydana geldiği, bu kazalarda günde ortalama 4 kişinin öldüğü ve 6 kişinin malul kaldığı bir ülke konumundadır. Ülkemiz şu anda iş kazalarında Avrupa'da ilk, dünyada üçüncü sıradadır. AKP iktidarında iş güvenliği ve sağlığıyla ilgili etkin hiçbir önlem alınmamıştır. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz 2012 yılının ilk 4 ayında da iş kazaları ve ölümler azalmadan devam etmektedir. Tersanelerde, madenlerde, inşaatlarda ölümlere her gün bir yenisi eklenmektedir. Son olarak geçtiğimiz Cumartesi günü Zonguldak'ta bir maden işçisi daha hayatını kaybetmiş, 2 işçi ise yaralanmıştır" dedi.

Hükümet, sermayedarlara hizmet ediyor

Ekonomik ve mali bütün kararların sermaye lehine alınmakta olduğunu belirten Yüksel açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Açlık sınırının 1047 TL olduğu ülkemizde asgari ücretliler 704 TL gibi oldukça düşük bir maaşa mahkum edilmektedir. Taşeronlaşma devlet eliyle teşvik edilmekte, emekçiler acımasızca sömürülmektedir. Vergi yükünü dolaylı vergilerle tamamen yoksul halkın sırtına yükleyen hükümet, kurumlardan toplayamadığı vergiyi asgari ücretlilerden toplamaktadır. Türkiye'deki tüm ücretlilerin ödediği vergi, 652 bin şirketin ödediği vergiyi geçmekte; asgari ücretlilerin ödediği vergi ise en fazla kurumlar vergisi ödeyen 100 firmanın 90'ının toplamını geçmektedir. 2012'de toplam vergi gelirlerinin artacağı fakat kurumlar vergisinin azalacağı bizzat Hükümet tarafından açıklamıştır. Bu çok açık bir politik tercihtir ve fakirden alıp zengine vermek demektir. Hükümet ve üst kurullar halka değil, sermayedarlara hizmet etmektedir. Bankacılık sektörü kanunlara açıkça aykırı olduğu halde halkımızdan yılda 4,5 Milyar Lira (Katrilyon) "kredi kartı ücreti" almakta, Hükümet ve BDDK adeta Bankaların hizmetkârı gibi davranarak Anayasa ve Kanunların tüketicileri korumak için kendilerine vermiş olduğu görevleri yok saymakta, Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin tüketici lehine vermiş olduğu binlerce karar görmezden gelinmektedir. Aynı şekilde, elektrik dağıtım şirketleri de kanuni hiçbir dayanak olmadığı halde halkımızdan yılda 2,7 Milyar(Katrilyon) kayıp/kaçak bedeli ve 129 milyon lira sayaç okuma bedeli almakta, EPDK ise adeta bu haksızlığı meşru hale getirmek için düzenleyici işlemler yapmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır. Türkiye, yüksek elektrik faturası nedeniyle cinnet geçiren insanların olduğu ve bu nedenle aile facialarının yaşandığı, bankalara olan kredi borçları nedeniyle insanların tefecilerin eline düştüğü ve borcunu çeviremeyip intihar ettiği bir ülke haline gelmiştir. Kadınlarımızın maruz kaldığı şiddet olayları başta olmak üzere ülkemizdeki tüm şiddet olaylarının en önemli nedeni AKP iktidarının bu zengini kollayan yoksulu ezen ekonomi politikalarıdır. CHP iktidarında tüm halkımızın insan onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için gereken tüm adımlar atılacak; işsizlik, yoksulluk, iş kazaları ve şiddet olayları kader olmaktan çıkacak ve emeğin acımasızca sömürülmesine izin verilmeyecektir. Tüm emekçilerin ve halkımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramını kutluyor, 1 Mayıs'ın ülkemizde AKP'nin kurduğu bu vahşi kapitalist düzenin yerle bir olacağı ve adil, özgür, sömürüsüz bir dünyanın kurulacağı günlerin habercisi olmasını diliyor, 1 Mayıs 1977'de ve diğer saldırılarda katledilen tüm emekçilerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyorum."