“Vatandaş geçim ve canının derdinde, iktidar ise siyasi hesap peşinde. Fildişi kulelerde yaşarsanız, garip gurebanın derdinden anlamazsınız. 25 yıldır hayırseverlerin destekleriyle gerçek ihtiyaç sahiplerine hizmet veren aşevinin kapısına kilit vurursunuz. İktidar yardıma muhtaç olana yardım elini uzatmak yerine yardım yapanın peşine düşmüştür” dedi.

Sağlık önlemlerine ilişkinde uyarılarda bulunan Arslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Yaşadıklarımız tek adam yönetiminin devlet aklının, devlet kurumları arasında işbirliğinin önüne geçtiğini gösteriyor. Cuma akşamı Türkiye’nin yaşadığı manzara tam da bunu anlatıyor. Sokağa çıkma yasağı gibi önemli bir kararının alınacağı belediyeler başta olmak üzere tüm devlet kurumlarıyla paylaşılmalıydı, bilim kuruluna bilgi verdirmeliydi, çıkıp vatandaşın karşısına açıklama yapılmalıydı. Tüm bunların yapılmaması, ben yaptım oldu mantığıdır. Devlet ciddiyet ister. Akıl ister. Vatandaşına güven vermek onu panikten uzaklaştırmak için sağlam görüntü ister. Siz açıklamayı yazılı yapar sonrasında düzenleme ile ilgili detayları kaç saat sonra yayınlarsanız, sonuç bu olur. Umarız cuma akşamından sonra pandemi ile mücadelede korkulan bir sonuç yaşamayız.
 
Sağlık personeli yetersiz

Bu zor süreçte toplumun her kesimi çözümün bir parçası haline getirilmelidir. Türk Tabipler Birliğini yok sayacaksınız, KESK’i yok sayacaksınız, TMMOB’u yok sayacaksınız, belediyelerin yardım kampanyalarını engelleyeceksiniz sonra da vatandaşın size inanmasını bekleyeceksiniz! Hükümet bu anlayıştan bir an önce vazgeçmelidir. Savaşlarda, afetlerde zor dönemlerde devlet birlik ve beraberlik gerektirir. Ayrılık değil, ortak mücadele gereken dönemlerdir bu dönemler. Ama bundan siz siyasi rant elde etme yoluna girerseniz o zaman döner sonunda sizi de vurur. İnsan bizim insanımızdır, can bizim canımızdır. Biz yapıcı muhalefetimize, vatandaşın derdine çare olmak için bütün gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız doğruları da yanlışları da görecek ve değerlendirecektir. Bizim halkımızın aklıselimine güvenimiz tamdır.

Korona virüsle mücadele için İstanbul’da iki yeni sahra hastanesi inşa ediliyor. Peki, bu hastanelere personel nereden sağlanacak? Türkiye’de 2017 yılında hekime başvuru sayısı 719 milyon olarak gerçekleşmiş, bu sayı yaklaşık yüzde 9 artarak 2018 yılında 782 milyon 500 bine çıkmış. Doktor sayısındaki artış oranı ne olmuş peki? Sadece yüzde 2! Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre ülkemizde toplam 165 bin 363 doktor, 204 bin 965 hemşire görev yapıyor. Son atanan 11 bin hemşire bu sayının içinde mi bilemiyoruz. Ama her gün 5 binin üzerinde vaka sayısı gerçekleşiyor. Bu sayının artacağı ortada, bir de virüs bulaştığı için hayatını kaybeden, tedavi gören personel var.  Tüm bunlar dikkate alınarak sağlık personeli sayısına takviye yapılması gerekliliği ortaya çıkıyor.