Meclisin kuruluşunun 100. yılı kapsamında düzenlenecek etkinliklere ilişkin açıklamalarda bulunan Şentop, önemli bir tartışma konusunun 'TBMM'nin itibari' meselesi olduğunu ifade etti. Özellikle hükümet sistemi değişikliğinden sonra bu konuda zaman zaman tartışmalar yaşandığını anımsatan Şentop, bu hükümet sistemi değişikliğinde çalışmış birisi olarak başından itibaren bu konuda  müteaddit defalar açıklama yaptığını anımsattı.

Konjektüre bağlı

"Yeni hükümet sistemi esasen parlamentoların gücünü artıran bir sistem" diyen Şentop, "ABD'de yaygın olarak sistem 'başkanlık' diye ifade edilir ama buna 'kongre sistemi' diyenler de var. Zaman zaman parlamentonun daha güçlü, etkili olduğu siyasi süreçler de durumlar da olmuş. Tabii bunlar hukuki düzenlemelerle olan şeyler değil. Siyasetin kendi dinamikleri içinde zaman zaman yürütme zaman zaman yasama öne çıkmıştır. Bu, biraz olayların gelişimiyle, konjonktürle ilgili bir durum" diye konuştu.

Sistem tartışması

Burada esasen hukuki imkanlara, potansiyele, parlamentonun güçlenmesine imkan verip vermediğine bakmak gerektiğini dile getiren Şentop, şunları kaydetti: "Parlamenter sistemde, yürütmenin kontrolünde olan bir parlamento var. Hem yasama hem denetim süreçleri bakımından bu işin mantığı gereği böyle. Çünkü eğer bir yürütme varsa, bu hükümet parlamentodan güvenoyu almış demektir. Eğer hükümet güvenoyu almışsa, parlamento çoğunluğu hükümetin arkasında demektir. Parlamento çoğunluğu hükümetin arkasındaysa o zaman çoğunluk hükümetin elinde demektir. Dolayısıyla hükümetin yasama sürecini, politikalarını yönetmesi gayet tabidir, mantık gereğidir. Denetim süreçlerinde de yine en sonunda ne yaparsanız yapın, gensoru, araştırma önergesi, soruşturma önergesi olsun, sayılara bakılıyor. Sayı çoğunluğu, hükümet varsa hükümetin arkasındadır. Denetim süreçlerini de hükümet yönetiyor. Bu parlamenter sistemin doğası gereğidir. Halbuki yeni sistemde yasama ve yürütme ayrı ayrı seçilmiş olduğu için sistem en azından parlamento çoğunluğun, Cumhurbaşkanı ile aynı partiden olma zorunluluğunu getirmiyor. Seçim sonucunda, Cumhurbaşkanının siyasi partisinin parlamentoda çoğunluk sağlamama imkanı, ihtimali vardır. Dolayısıyla bu ihtimal, bu hukuki imkan, yasama ve denetim süreçlerinin parlamento merkezli yürümesine teorik olarak yol açıyor. Geri kalan kısmı siyasetin kendi dinamikleriyle ilgili bir kısımdır. Bu siyasetin kendi dinamikleri üzerinden tartışırsanız, o zaman bu sistem tartışması olmaz. Hangi sistem olursa olsun sonuçlar o zaman aynıdır."

Anayasal düzenleme

Bir parti parlamentoda anayasa değişliği yapacak çoğunluğu sağlıyorsa, iki sistemde de parlamentoda yasama ve denetim süreçlerinin bu çoğunluğun elinde olacağını anlatan Şentop, "Bu sistemle alakalı bir husus değildir. Bu bakımdan hukuki imkan ve teori bakımından anayasa düzenlemelerin, parlamentoların güçlenmesi yönünde, itibarının artması yönünde bir imkan sunduğunu söylüyorum ve buna da inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Kötü niyeti anlamakta zorlanıyorum

Milletvekillerine, siyasetçilere, medyaya görev düştüğünü belirten Şentop, ""Münferit olaylar üzerinden parlamentonun itibarını zedelemeye yönelik sözler, konuşmalar, haberler, değerlendirmeler olmamalı" dedi. Bunun bir sorumluluk gereği olduğunu vurgulayan Şentop, "Sosyal bilimlerde bir hüküm kurabilmek, bir sonuç bölümü yazabilmek mümkün olduğu kadar çok sayıda tekrarlayan olaylar bulmanız lazım, müşahede etmeniz, gözlemlemeniz lazım. Bir tane münferit olay üzerinden kalkıp bir genelleme yaparak bunu da gerçekle bağdaşmayacak şekilde Meclise yönelik bir saldırıya dönüştürdüğümüz takdirde, bunun siyasetçiler, milletvekilleri, zaman zaman basın mensupları da yapıyor, bunun çok iyi niyetli olmadığını düşünmekte haklıyız" ifadelerini kullandı.