Başbakan Binali Yıldırım, referandum çalışmalarını sürdürdüğü İzmir'de, esnaf odalarının temsilcileri ve üyeleriyle bir araya geldi. Burada konuşan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirip, "Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki gururlanarak, 'Ben 82 anayasasına hayır' dedim. Ben de 'Hayır' dedim. Çünkü o anayasaya yapılırken kimseye sorulmadı. Darbe anayasası. Şimdi de 'Hayır' diyor. Nedir bu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bunu değiştiriyoruz kardeşim. Ona da 'Hayır' dedin, buna da 'Hayır' diyorsun" dedi.



Referandum çalışmalarını İzmir'de sürdüren Başbakan Binali Yıldırım, Kaya Termal Otel'de, kentteki esnaf odalarının yöneticileri ve üyeleriyle kahvaltıda bir araya geldi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın ardından konuşan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, hükümetin esnafa yönelik desteklerini anlatıp, "Sizinle aynı masada oturmaktan, sofrayı paylaşmakta mutluluk duyduk. Size sıcak ekmek veren fırıncı burada, işe götüren minibüsçü burada, herkes burada. Sayın Başbakan'a teşekkür ediyorum. Taleplerimiz de var. Bankalar naz yapıyor. Vermiyorlar bize KOSGEB kredisini. Bunun için destek istiyoruz. Dükkan kirası kadar katı atık ödüyoruz. Su faturalarından katı atık bedelinin kaldırılmasını istiyoruz. Uçak ve gemilerdeki gibi akaryakıt desteği istiyoruz. Milli Piyangocularımız var. Bu arkadaşlarımızın haklarının, Milli Piyango özelleştiği zaman korunması lazım. Yoksa özelleştirmeden sonra hepsi işsiz kalır. Emeklilik gününde adaletsizlik var. Bunların çözülmesi talebimizdir" dedi.

İzmir Milletvekili Necip Kalkan da esnaftan gelen her talebi, hükümete ilettiklerini anlattı.


"BEN DE ESNAFLIK YAPTIM"


Konuşmalardan sonra Başbakan Binali Yıldırım, kürsüye çıktı. Esnafa seslenen Başbakan Binali Yıldırım, kendisinin de esnaflık yaptığını allatıp, "Ahi Evran'ın torunlarıyla beraberiz. Ben de esnaflık yaptım. Necip Kalkan'dan daha önce şehirlerarası otobüsüm vardı. İlk Mercedesler çıktığında bir otobüs aldık babamla. Otobüsçülük yaptık. Esnaflığın ne demek olduğunu iyi bilirim. Alın teri demektir. Çile demektir. Dişiyle tırnağıyla kazanmak demektir. Havada bulup tavada yemek değildir. Rantiyecilik değildir. İhracatımızın yüzde 60'ı sizin çabalarınız, ürünlerinizle olur. Türkiye ekonomisinin bel kemiğisiniz. Ekonomimizi ayakta tutan esnafımızdır. Zor zamanda da iyi zamanda da hep siz varsınız. Masa başında bulunup ülkeyi yönetmeye kalkanlar geçmişte bu ülkenin başına neler getirdiğini hep gördüm. Doğru karar vermek için sahadan geleceksiniz. Damdan düşeceksiniz. Bunu yapamazsanız, yaptığınız iş kimsenin derdine derman olamaz. Hayat zordur, mücadele etmek gerekir. Mücadele etmeden, yorulmadan, terlemeden yaşamak mümkün değil. Başkalarının güdümü altına girersiniz. Biz bu mücadeleyi başkalarının uydusu olmamak için, kendimiz olmak için, bölgemizde güvenin istikrarı olmak için onurlu bir mücadele veriyoruz" dedi.


"NİYE TÜRKİYE'YE BU KADAR SALDIRIYORLAR?"


"Niye Türkiye'ye bu kadar saldırılıyor düşündünüz mü" diye soran Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam etti:

"Herkes Türkiye'ye saldırıyor. Recep Tayyip Erdoğan'a saldırıyor. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan söylenmesi gerekeni söylüyor. Birileri konuşup onun arkasından konuşmuyor, 'Bölgede Türkiye var. Türkiye'ye rağmen bölgede operasyon yapamazsınız' diyor. Türkiye bunu geçmişte söyleyemedi. Çünkü Türkiye'nin gerekli gücü yoktu. Bugün Allaha şükür savunma sanayisi yüzde 24'ten yüzde 65 yerlilik oranına gelmiştir. Türkiye var. Savunması için gerekli olan her türlü araç gereci yapabilecek bir Türkiye'ye gelmiş bulunuyoruz. Borç alan ülke yok mu? Herkes alıyor ama sürdürülebilir olması lazım. Şartlar olumsuza döndüğü zaman elinin tersiyle itmen lazım. Bu da birlikte beraberlikle olur. Başka vatanımız, bayrağımız yok. 15 sene her türlü olumsuzluğa rağmen dünyanın gıptayla izlediği büyük işler yaptık. Güçlü olmamız lazım. Güçlü olmanın yolu da engelleri ortadan kaldırmaktır. 15 yıldır iş yapıyoruz. Çok iş yapıyoruz. Ama şeytan taşlamaktan vakit buldukça iş yaptık. Şimdi artık bu engelleri teker teker kaldıracağız. İşi sahibine vereceğiz. İşin sahibi millettir. Kendimizi yenileyeceğiz, geçmişe takılıp, bozup plak gibi aynı şeyi tekrarlarsak gelişimi yakalayamayız. 'Bu sistem niye değişiyor?' Bunu söyleyen Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki gururlanarak, 'Ben 82 anayasasına hayır' dedim. Ben de 'Hayır' dedim. Çünkü o anayasaya yapılırken kimseye sorulmadı. Darbe anayasası. Şimdi de 'Hayır' diyor. Nedir bu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bunu değiştiriyoruz kardeşim. Ona da 'Hayır' dedin, buna da 'Hayır' diyorsun."


"ANAYASA SÜREKLİ İKTİDAR ÜRETİYOR"


Anayasanın sürekli iktidar ürettiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni sistemle Belirsizlik ortadan kaldırıyor. Seçim oldu ne olacak sorusu ortadan kalkıyor. Ama mutlaka işin sonunda iktidar var. Çünkü siz karar veriyorsunuz. Sandığa gidiyorsunuz, ülkeyi kim yönetecek belli. Bunun neyi yanlış? Şeçim oldu günler geçti, hükümet yok. Kuruldu, kurulmadı. Güvenoyu aldı, almadı. Bunlar ortadan kalkıyor. Çünkü siz seçiyorsunuz. Garantili hükümet var. Tek adam, padişahlık! Milletin patron olduğu yerde padişahlık olur mu? Çocuk mu kandırıyorsunuz. İşin sahibi millet yetkiyi verdi, yetkiyi aldı. Bitti. Partilere var, herkes seçime giriyor. Nasıl inandıracaksınız insanları padişahlığa? Oğul babayı bile yanlış söylediği zamana dinlemiyor. Hala siz tek parti döneminin hikayelerini anlatıyorsunuz. Tek adam o zaman vardı. Şimdi yok. Şimdi milletini adamı var, Recep Tayyip Erdoğan var. Onun gibileri ülke yetiştirecek. Gençlere siyasetin önü açılıyor. Bunun ne mahsuru var? Gençler siyasete girmesin mi? Karşı çıkıyor ama kendi kendine tezata düşüyor. CHP tüzüğünde gençlik kotası var. Sırf bunu AK Parti, MHP getirdi diye doğru olan şeylere de karşı çıkıyor. Yetmedi, '2011 seçim beyannamelerinde seçilme yaşını 21'e düşüreceğiz' diyor. 2015 yılının 5 Şubat'ında bir milletvekilleri teklif veriyor. Seçilme yaşı 18 olsun. Şimdi bunlar ortadayken 18 yaş 25 yaş arası insanlar siyasete girmesin! Oy versin ama karışmasın! Böyle bir anlayış olur mu? Gençlere güvenmeyen geleceği güvenmez. Biz onlara ülkeyi teslim edeceğiz. Öğrenecekler. Ülkeyi öğrenecekler. Siyaseti öğrenecekler, ülkenin değerlerini öğrenecekler. O beğenmediğiniz gençler, 15 Temmuz gecesi meydanlardaydı. 39 şehidimiz, 25 yaşın altında. Sizin beğenmediğiniz gençler bu bayrağı düşürmedi, bu ezanı dindirmedi" dedi.


"ALÇAKLARIN KANDİLİNİ SÖRDÜRECEĞİZ"


Terörle mücadeleden de bahseden Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:

"Yolları böldük ama insanları birleştirdik. O alçakların kandilini de söndüreceğiz. İstedikleri kadar Avrupa'da orda burada sırtlarını sıvazlayanların yanında 'hayır' kampanyası yapsınlar. FETÖ, PKK, DEAŞ bazı ülkelerle kol kola vermiş, omuz omuza vermiş Türkiye'de 'hayır' çıkması için kendilerini parçalıyor. Hiç merak etmeyin siz bu milleti tanımadınız hala, tanımadınız bu milleti! Size pazar günü öyle bir cevap verecek ki, bir daha yerinizden kalkamayacaksınız. Türkiye'nin iyiliğini kim istiyor kim istemiyor bakın. Burada CHP'ye oy veren kardeşlerimizi tenzih ediyorum. AK Parti'ye oy verenlerle ilgili konuşmuyoruz. Türkiye'nin geleceğini konuşuyoruz. Türkiye bir kararın arifesinde. Dünyayı ileriye götürecek ülkeler arasına gidecek mi? Bu bir seçim değil. Ülkemiz hakkında karar vereceğiz" dedi.


ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ ANLATTI


Anayasa değişikliğine ve gelen eleştirilere değinen Başbakan Binali Yıldırım, "Yargı, darbeden kalmış bir yargı. Askerler ayrı yargılanıyor, siviller ayrı yargılanıyor. Kanun karşısında herkes eşittir. Oralarda rütbe geçmez. O rütbelilerin, rütbeleri söküldü şimdi içeride hesabını veriyorlar. Bu milletin başına tankı uçağı kullanırsan rütbeni sökerler, seni de kodese atarlar. Bu göz bebeğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bu işin dışındadır. Biz asker kılığına girmiş teröristlerden bahsediyoruz. FETÖ teröristlerinden bahsediyoruz. Onlar bu ülkeye, TSK'ya çok zarar verdi. Şimdi artık devleti bu virüslerden, mikroplardan temizleme zamanı gelmiştir. Onu da başarıyla yapıyoruz. Milletimiz arkamızda. Her türlü devlet içindeki yapılanmayı temizliyoruz. Hiç kimse, hiçbir gurup, devletle bilek güreşi tutamaz. İrade olmayan yerde idare olmaz. İrade tektir. İrade, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Onun dışında bir yapıya asla fırsat, imkan verilmeyecek. Güçlü ve devamlı iktidar olacak" diye konuştu.

AYAR VERİYORUZ, MERAK ETMEYİN

Esnafın kendilerinden taleplerine de değinen Başbakan Binali Yıldırım, bankalara yönelik eleştiri için, "Ayar veriyoruz hiç merak etmeyin, sürekli tepelerindeyiz. Merak etmeyin. Onların da yaşaması lazım. Sistemin birlikte yaşaması lazım. Taleplerinizde var, bunları biliyoruz. Biz ne yapacağız paraları. Elde ne kadar imkan varsa vatandaşın, esnafın ihtiyaçlarını karşılayacağız. Görevimiz bu. Çünkü bu paralar sizin, siz üretiyorsunuz, topluyorsunuz. Lazım olduğu zaman size verilecek, bizde bir söz var 'El eli yıkar el de yüzü yıkar" dedi.

9 Nisan Pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la İzmir'de yaptıkları mitinge de değinen Yıldırım, "Gündoğdu Meydanı'nda 200 bin kişiyi denizle buluşturdunuz. Milleti denize dökeceklerini söyleyenlere en güzel cevabı verdiniz" diye konuştu.