Sevgili okuyucularım, geçen hafta İzmir'in en özgün gruplarından, kuruculuğunu rahmetli Prof. Dr. Erdem Tunçbay ve değerli turizm duayeni Ergun Göksan'ın yaptığı, şehrimizin önemli isimlerini yer aldığı Çarşamba grubu ile muhteşem bir kültür gezisine katıldık. Çarşamba toplantıları İzmir'in, ülkemizin hatta dünyanın gündeminin konuşulduğu, tartışıldığı, öneri ve çözümlerin üretildiği, her meslek ve yaş grubundan kişilerin yer aldığı bir düşünce kuruluşu. 53 yıldır her çarşamba bir araya geliyor.
***
Gezimizin ana teması topraklarımızdaki eşsiz tarihi zenginlikler. İzmir'den yola çıkınca ilk durağımız Afrodisias oldu. Daha önce gördüğüm, tüm dünyanın tanıdığı, ziyaret ettiği antik kent. Ama bilgili bir rehber eşliğinde gezince, daha bir başka oluyor. Öğlen yemeğinden sonra yola devam ederek, Salda Gölü, Burdur Gölü kıyılarından geçerek, ülkemizin eşsiz doğal güzelliklerine hayran kalarak, Burdur'un Ağlasun Kasabası'nın dışında Sagalassos Lodge Spa otelimize ulaştık. Otel, büyük holding ve girişimcilerin desteği ile bölge ve antik kazıları desteklemek amacıyla kurulmuş, kazılara 2-3 km mesafedeki tepenin 500 metre aşağısında. Otel son derece şık, zevkle dekore edilmiş, hele odamıza yerleşip, balkonumuza çıkınca adeta nefeslerimiz kesildi. Ağlasun Ovası'nın yemyeşil doğası, arkadaki Batı Torosların tepelerini kaplayıp eteklerine, ovaya kadar inen bulutlar; sanki Machu Pichu'dayız, orayı ziyaret edenlerin anlattıklarından. Bence daha da güzel. Üstelik akşam otelin restoranında yöresel lezzetlerin yer aldığı enfes yemekler de cabası...
***
Ertesi sabah Burdur'un Ağlasun İlçesi'nde yer alan Antalya'ya yaklaşık 100 km uzaklıkta, denizden 1450-1600 m. yükseklikte kurulmuş antik kent Sagalassos'a çıktık, hemen doğusunda yer alan 2271 metredeki Akdağ manzarası ile çok iyi şekilde ortaya çıkarılmış ve restore edilmiş harika ve görülesi bir antik kent karşınıza çıkıyor. Antik çağlarda insanların bu kadar yüksek yerlere yerleşmesinin nedeni güvenlik kaygısı ve yer katmanlarının özelliği sayesinde suyun bolluğu. Bölgede bulunan düzinelerce pınar, geçirgen kireçtaşı kayaçlarından süzülen su kil tabakalarına rastlayıp, çatlaklardan çağlayan pınarlara dönüşüyor. Yüksek kaliteli kap kacak ve tuğla yapmaya uygun kil ve metal eşya üretmek için maden cevheri de sunmuş bu yamaçlar insanlara. Bir başka etken de kentin tarihinin en parlak zamanlarında Roma imparatorluk dönemlerinde Sagalassos'un Anadolu yol ağına bağlanması. Bu sayede kent hem Anadolu'nun içlerine hem de Ege ve Akdeniz limanlarına ulaşacak konumda. Kentin ekonomisinin temelini tahıl ve zeytin kadar, kaliteli seramik üretecek kil kaynakları ve etrafındaki çam ormanları oluşturmuş olmalı. Tüm bu koşullar insanları, refah içinde yeniliğe açık, itibarı giderek artan bu kente çekmiş.
***
Bölgede ilk izler M.Ö. 10.000'e kadar uzanıyor. Hatti, Hitit, Luviler, Frig, Miken, Lidya medeniyetleri ve Helen kültürü etkisinde kalmış Sagalassos. Büyük İskender bölgeyi fethettiğinde kente dokunmaz. Kentin dönüşümünde ilk Roma imparatoru etkili olur, yaptırdığı yollarla kenti denizlere bağlar ve vergilerini düşük tutar, barış ortamı kente yatırımları arttırır. M.S. 5. yüzyılda Hristiyanlaşma sürecinde de kent önem kazanır. Altıncı ve yedinci yüzyıllarda iki büyük deprem, M.S. 541-542'deki veba salgını kentin sonunu getirir. XIII. yüzyılda Selçuklular, aşağıdaki ovada Ağlasun'u kurarlar. Sagalassos'un yeniden keşfi oldukça yeni. 1983 yılında Stephen Mitchell yönetiminde başlatılan yüzey araştırması, 1986'da Marc Waelkens'in katılıp sonra başkanlığını yürüttüğü kazılar ve alınan izinlerle restore edilip kent bu günkü haline getirilmiş.
***
Sevgili okuyucularım, tüm bu bilgileri sevgili rehberimiz Emre Gezgin'in anlatımından sizlere aktardım. Benim keşfim, Emre'nin sevgili dostlarımız Bekir ve Ülkü Gezgin'in oğulları çıkması. 2007'de Paris'ten İzmir'e dönen Emre, edindiği bilgi ve deneyimlerle Vispo Travel Seyahat Acentası'nı kurarak, kapalı guruplara yönelik yurt içi ve yurt dışı tematik turlar konusunda uzmanlaşmış. İzmir'de kruvaziyer turizmine yönelik Gemi Gezgini web sitesini kurmuş. Bu genç İzmirli ile hepimize yaşattığı, köşeme sığmayan muhteşem zaman diliminde, iftihar ettik, mutlu olduk. Tüm güzellikleri yerinde inceleyerek bu muhteşem ülkede niye rahat bırakılmadığımızı tekrar anımsayarak.