Beyin anevrizmalarının büyük kısmının patlamadan önce belirti vermediğini hatırlatan Uzm. Dr. Mehmet Emrah Güven, "Beyin atardamarında anevrizma gelişmiş olan hastaların önemli bir kısmında anevrizma teşhisi, anevrizmaya bağlı olmayan şikayetlerin araştırılması amacıyla yapılan manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayaralı tomografi gibi tetkiklerin sonucunda bulunur. Bununla birlikte, özellikle büyük boyutlu anevrizmalar, baş ağrısı, göz arkasında ağrı hissi, bulantı - kusma, göz kapağında düşüklük, çift veya bulanık görme gibi şikâyet ve bulgular oluşturabilir" diye konuştu.

Başarılı yöntemler

Hastalığın tedavisinin, anevrizmanın yerleşim yerine göre değişkenlik gösterdiğini anlatan Uzm. Dr. Mehmet Emrah Güven, "Küçük ve tedavi gerektirmeyen anevrizmalar takibe alınır. Tedavi gerektiren anevrizmalarda eskiden tek tedavi yöntemi ameliyatla bu damarın onarılmasıydı. Son 20 yılda girişimsel radyoloji tedavi yöntemlerinin gelişmesiyle, bunların hemen tümü doğal yol olan damar içinden tedavi edilebilir hale gelmiştir" ifadesini kullandı. Anjiyografiyle tedavide iki temel yöntem kullanıldığını kaydeden Güven, özel kumaş kaplı stentler (stent greft) ve balonlaşan damar içinin doldurularak sağlamlaştırılması yöntemlerinin de başarılı sonuçlar verdiğini sözlerine ekledi.