Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, anne sütünün erken doğmuş ve hasta yeni doğan bebekler için hayat kurtarıcı olduğu belirtildi. Hastanelerde bu bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesinin yeni doğan ölümlerini azaltacağı ve sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacağı belirtilerek, ”Bu bebekler için öncelikle kullanılacak olan kendi annelerinin sütüdür. Anne sütünün yeterli düzeyde veya hiç olmaması durumunda, bebeklerin anne sütünden yararlanabilmeleri için 'Anne Sütü Bağışı' sisteminin kurulması düşünülmüştür.” denildi.

Anne Sütü Bankası’nın, gönüllü annelerin bağışladıkları anne sütlerini, uluslararası standartlarda toplayacak, saklayacak, testlerden geçirecek, işleyerek güvenliğini sağlayacak ve ‘gereksinimi olan bebeklere, hekim kararıyla dağıtacak’ bir yapı olduğu belirtildi.

Bakanlık, yüz yıldan fazla geçmişi olan bu sistemin gelişmiş ülkelerde bebek sağlığını iyileştirmeye yönelik ulusal stratejilere entegre edildiğini, Türkiye’de ise Anne Sütü Bankacılığı ile asırlar öncesine dayanan ‘süt anneliği’ geleneğinin etkin ve güvenli şekilde sisteme kavuşturulmasının amaçlandığı kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı, süt kardeşliği hukukunu güvence altına alacak bir sistemin oluşturmasının göz önüne alındığını belirterek, “Anne Sütü Bankacılığı sisteminin sağlıklı ve güvenli şekilde hayata geçirilebilmesi noktasında, süt bağışlayan annelerin sütleri karıştırılmayacak. Her bebek için tek donörden süt alınacak. Bağış yapan bir annenin bir süt bebeği olacak, güvenli bir kayıt sistemi kullanılacak, süt bağışı yapanın ve alıcının kimlikleri kayıt altına alınacak, bu bilgiler her 2 nüfus kütüğüne gönderilecek ve her 2 tarafa da verilecek. Hem bağışçı hem de alıcıdan yazılı onam formu istenecektir. Bağışçı annenin bebeği ile alıcı annenin bebeği aynı cinsiyetten olacak. Süt alan bebekler 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyodda en az 5 defa bilgilendirilecektir.”