Özer, sebep olarak tahılın yetişmesinden un haline getirilmesine kadar kullanılan kimyasalları, aşırı maya ve katkı maddesi kullanımını gösteriyor. Ayrıca fırınların ve çalışanların da hijyen koşullarına uymadığını söyleyen Kemal Özer, "Beyaz ekmek tüketen insan, fiziki açlığını giderse de biyolojik açlığını gideremiyor." ifadelerini kullanıyor. En sağlıklı ekmeğin ise İstanbul Halk Ekmek tarafından üretilen tam buğday unuyla üretilen ekmek olduğunu dile getiriyor.

Kemal Özer, Türkiye'nin 12 milyar dolarla dünyadaki ekmeğin yüzde 5,45'ini tükettiğini söylüyor. İnsan vücudu için gerekli enerjinin yüzde 44'ünün ekmekten karşılandığını belirten Özer, ekmeğin en sağlıklı gıda olması gerektiğine dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Türkiye'nin ilaç için 15 milyar dolardan fazla para ödediğini belirten Özer, "Ekmek tüketimi için harcadığımız para ise 12 milyar dolar. Bu veriler ekmekten karşılamamız gereken günlük gıda ihtiyacının ilaçlarda arandığının bir göstergesidir." şeklinde konuşuyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporundaki "Sadece beyaz ekmek tüketen Türkler gizli açlık çekiyor." ifadelerine katıldığını belirten Özer, ekmekte sağlık ve kalite sorununun çözülmesi durumunda diyabet, obezite ve bağırsak hastalıkları gibi çok sayıda hastalığın önlenebileceğini belirtti. Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin hazırladığı 'Ekmek Raporu-2010' çalışmasına da değinen Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı, İstanbul'da bulunan 4 bin 500 ekmek fırınından bin 500'ünün ruhsatsız olduğunun ortaya çıktığını söylüyor. Çözüm önerisi olarak İstanbul Halk Ekmek'in ürettiği tam buğday unuyla yapılan ve kağıt ambalajla satılan ekmeği tavsiye eden Özer, bu ürünün kanserden koruduğunu kaydediyor. Özer, hazırladığı ekmek raporunda ayrıca ekmek tebliği önerisi de sunuyor.