Mide kanserlerine geç evrelerde tanı konulması bu hastalığın kanser ölümleri listesinde ikinci sırada yer almasına sebep oluyor. Bu durum hastaların yanma, kaynama ve ağrı gibi şikâyetlerini bilinçsiz ilaç kullanımı ile gidermeye çalışmalarından kaynaklanıyor. Anadolu Sağlık Merkezi gastroenteroloji uzmanı Doç. Dr. Murat Gürsoy, mideye bağlı şikâyetlerin genellikle hekime gitmeden antiasitler kullanılarak tedavi edilmeye çalışıldığı için hastaların genellikle ileri evrelerde ve yayılmış kanser ile geldiklerini söyledi. Mide kanseri hastalarının şikâyetleri tümörün bulunduğu yere göre değişiyor. Medikal onkoloji uzmanı Dr. Yeşim Yıldırım da mide tümörlerinin kansızlığa neden olduğunu belirtiyor. "Özellikle erkeklerde kansızlık saptandıysa hem mide hem bağırsak kanseri yönünden izlenmelerini öneriyoruz." diyen Yıldırım, yemek borusunun alt ucunda yer alan tümörlerde ise lokma yutarken tıkanma hissi oluştuğunu ifade ediyor. Doç. Dr. Murat Gürsoy ve Dr. Yeşim Yıldırım mide kanseriyle ilgili soruları cevapladı...
Kanserin ortaya çıkmasını artıran faktörler var mı? Yanmış kırmızı et, dondurulmuş gıdalar, bayat tüketilen gıdalar, çok tuz kullanılan turşu, salamura ve çiğ balık gibi gıdaların tüketimi kanser riskini artırıyor. Bu tür gıdaların daha çok tüketildiği coğrafyalarda mide kanseri görülme sıklığı artıyor. Ülkemizde de doğuya doğru gidildikçe vakalarda artış var.
Mide kanserinden korunmak mümkün mü? Mide kanserine sebep olan yanık, dondurulmuş, bayat ve tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınmak, taze sebze ve meyve tüketimine ağırlık vermek önem taşıyor. Helikobakter pilorinin tedavi edilmesi, ülser tedavisinin ardından kontrollerin yapılması, mide ameliyatı geçirmiş hastaların düzenli kontrol edilmesi ve mide şikâyeti olan kişilerin bilinçsiz ilaç kullanmak yerine uzman hekime başvurması, mide kanserinin oluşumunu engelleyebildiği gibi erken tanı sayesinde tedavi edilmesini de sağlıyor.
Mide tümörü nasıl gelişiyor? En sık görülen intestinal tip mide tümörlerinde bilinen etkenlerin başında helikobakter pilori mikrobu gösteriliyor. Dünya nüfusunun yarısında bu mikrop bulunuyor. Bu mikrobu taşıyan her insanın mide kanseri olacağını söylemiyoruz ancak bu mikrop kansere yatkınlığı artırıyor ve tanı konulduğu anda mutlaka var olan standart antibiyotik tedavisinin uygulanması gerekiyor. Helikobakter pilorinin kansere zemin hazırlaması, bu mikrobun gastrit ya da iltihap oluşumuna neden olmasıyla gerçekleşiyor.
Mide kanserinin tanısı nasıl konuluyor? Görüntüleme yöntemlerinde altın standart endoskopi yöntemidir. Ancak görerek yüzde 100 tanı koymak mümkün olmadığı için, aynı sırada biyopsi alınıyor. Bu işlem sırasında hastayı uyutma seçeneğini sunmakla birlikte, daha çok sakinleştirici düzeyinde ilaçlar kullanıyoruz. Ağızdan hortum sokulması nedeniyle hastanın öğürtüden rahatsız olmaması için uygulanan bu ilaçla hasta yarı uyur yarı uyanık halde oluyor ve yüzde 90 oranında daha sonra işlemi hatırlamıyor.
Cerrahiden önce ilaç tedavisi mi uygulanıyor? Vakalarda cerrahiye yönelmeden önce mutlaka küçültücü bir kemoterapi ya da kemo-radyoterapi düşünülmesi gerekiyor. Ameliyattan önce ve/veya sonra uygulanacak kemoterapi ya da kemo-radyoterapi hastalığın nüksetme olasılığını azaltıyor ve yaşam sürelerini uzatıyor. Tümör mide duvarını tutup midenin etrafındaki lenf bezlerine yayıldığında lokal olarak ileri evre olarak tanımlanıyor. Cerrahiden önce uygulanacak bu tedaviler sayesinde mikrometastaz denilen, kanda dolaşan tümör hücrelerini de öldürüyoruz ve sistemik tedaviler ekleyerek korunmayı da sağlayabiliyoruz.