Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener, çocuklarda kulak hastalıkları ile ilgili bilgiler verdi.

Orta kulak enfeksiyonları tehlikeli diyen Güvener, “Kulak zarının arkasında yer alan içi hava dolu boşluğa orta kulak adı verilir. Buradaki enfeksiyonlar, östaki borusu aracılığıyla geniz bölgesinden gelen bakteri ve virüslerden kaynaklanır. Bir üst solunum yolu enfeksiyonu ardından devam eden halsizlik ve rahatsızlıklarda kulaklar mutlaka kontrol edilmelidir.” diye konuştu.

Güvener, “Çocuklarda özellikle yatarken şiddetlenen kulak ağrısı, kulakta basınç hissi, işitme güçlüğü, ateş, baş ağrısı, bazı olgularda mide bulantısı ve iştah bozuklukları sık rastlanan bulgulardır. Kulak zarı delinmişse kulaktan dışarı doğru akan iltihabi akıntı görülebilir. Daha küçük çocuklarda ise nedeni anlaşılamayan ateş, beslenme ve uyku düzeninde bozulma, ağlama atakları, elini kulağına doğru götürme ve çekiştirme gibi bulgular şüphe uyandırmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Op. Dr. Gökhan Güvener şöyle konuştu: “Orta kulak enfeksiyonlarının çocuklarda daha sık görülmesinin temel sebepleri, bu dönemde daha sık rastlanan üst solunum yolu enfeksiyonları ve östaki borusunun daha kısa ve dar yapıda olmasıdır. Her iki orta kulak boşluğunu burnun arka tarafındaki geniz bölgesine bağlayan bu kanalların temel görevleri, orta kulaktaki doğal akıntıların boşalmasını sağlamak ve hava basıncını dengelemektir. Bu görev sağlıklı bir işitme için de çok önemlidir. Üst solunum yolu enfeksiyonları, geniz eti problemleri, alerji gibi nedenlerle östaki borusu tıkanabilir, işlevleri bozulabilir. Bu durum burun-geniz bölgesindeki mikropların orta kulağa ilerlemesine, iltihabi sıvı birikimine ve enfeksiyonun oluşmasına neden olur. Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücüler çocuğu rahatlatmak için kullanılır. Çoğu olguda antibiyotik kullanılmasına gerek görülür. Antibiyotik kullanımındaki temel amaç olası komplikasyonları önlemektir.”

Güvener, “Bebeklerin yatar pozisyonda ve biberonla beslenmeleri de kolaylaştırıcı bir faktördür. Kalabalık kreş ve sınıflarda bulunma, ailenin sigara kullanmasına bağlı pasif içicilik de orta kulak iltihabı riskini arttırır. Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda, altta yatan alerji, bademcik ve geniz etinin kronik enfeksiyonları gibi nedenler araştırılmalıdır. Orta kulağın çocukluk çağında sık görülen bir diğer sorunu da seröz otit adı verilen hastalıktır. Bunda da orta kulakta normal olmayan bir sıvı birikimi söz konusudur. Ancak mikrobik bir iltihap olmadığından ağrı, ateş gibi enfeksiyon bulguları görülmez. Çoğu zaman tek bulgu işitme kaybı olduğu için, özellikle küçük çocuklarda geç tanı konulması hatta hiç tanı konulamaması nadir değildir. Alerji, kronik geniz eti ve bademcik enfeksiyonları, kulak anatomisindeki yapısal bozukluklar, pasif sigara içimi, kalabalık kreş ve sınıflarda bulunma gibi durumlar risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Bazı araştırmalara göre bu hastalığa ailevi bir eğilim de söz konusudur. Tedavide yakından takip ön plandadır. Çoğu zaman kendiliğinden düzelme görülebileceği gibi altta yatan alerji, kronik enfeksiyon gibi bir sebebe yönelik tedavi ve çevresel önlemler de yararlı olabilir. Sıvının düzelmemesi ve ilerleyici bir işitme kaybının varlığı durumunda kulak tüpü takılması gibi cerrahi müdahaleler gerekebilir.” dedi.

Küçük çocukların kulaklarına soktukları yabancı cisimler önemli bir sağlık problemine dönüşebileceğini belirten Güvener, “Cismi çıkartmaya yönelik bir müdahale, onu daha derine itebilir. Dikkatsizce bir yaklaşım dış kulak yolu ve kulak zarına zarar verme riski taşır. Böyle bir durum fark edildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak en doğrusudur. Yabancı cisim hekim tarafından bu işlem için üretilmiş özel enstrümanlarla çıkartılır, bazı durumlarda müdahale yapabilmek için anestezi dahi gerekebilir. Burun ve kulak deliklerine sığabilecek boyutta küçük cisimleri çocukların ulaşabileceği yerlerden uzak tutmak önemlidir.” diye konuştu.

Kulak kiri ile ilgili Güvener, “Dış kulakta deri artıkları, ter bezleri ve yağ bezlerinin salgılarıyla meydana gelen karışıma kulak kiri adı verilir. Aslında bir sağlık sorunu olmayıp, adının çağrıştırdığı şekliyle temizlik ve hijyenle de bir ilgisi yoktur. Bazı bünyelerde kirin aşırı üretimi veya dışarı atılımındaki bozukluklar nedeniyle dış kulak yolunda birikim olur hatta kulak kanalı tam olarak tıkanabilir. Çocukların yaklaşık %10'unda görülen bu sorun çok önemli olmamakla birlikte, iletim tipi işitme kayıplarının en sık sebebidir. Elini sık sık kulağına götürme, kulağı çekiştirme gibi bulgular ve tam tıkanma halinde işitme kaybı görülür. Temizleme amacıyla kulak kanalının içine doğru pamuklu çubuklar ve benzeri şeyler sokulması doğru değildir. Yumuşatıcı damlalar kullanılabilir, tam tıkanma ve işitme kaybı durumunda, kir doktor tarafından vakum cihazıyla temizlenebilir.” ifadelerini kullandı.

Dış kulak enfeksiyonlarında değinen Güvener, “Yüzücü kulağı da denilen bu durum genellikle temiz olmayan havuz, deniz sularına bağlı olarak gelişir. Çeşitli cilt hastalıkları nedeniyle dış kulak cildi bütünlüğünün bozulması da nedenler arasındadır. Doğal koruyucu tabakası kaybolan dış kulak yolu cildinde enfeksiyona bağlı ödem ve şişlik gelişir. Bazen bu şişlik kulak kepçesine kadar ilerleyebilir. Tedavide damlalarla şişliğin giderilmesi, dış kulak kanalının iltihabi akıntıdan temizlenmesi ön plandadır. Ağır enfeksiyonlarda antibiyotik de kullanılabilir.” dedi.