Dirsekleri bunlar yıpratıyor
Bir bardağı bile kaldıramıyorum! Anahtarı takıp çeviremez oldum; hatta bir kitap sayfasını bile! Günlük yaşamda hiç düşünmeden yaptığımız birçok basit hareket, olası bir sağlık sorununda yaşam kalitemizi düşürüyor.

Üstüne çektiğimiz ağrı da cabası! Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Güneş, özellikle masa başı çalışanlarda son yıllarda giderek yaygınlaşan, birçok hareketimize sekte vuran sorunun, dirseklerimizdeki hızlı yıpranma ve bozulmadan kaynaklandığını belirtirken, kollarımızı güçlendirici basit ama son derece etkili egzersizi anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Çoğu kez kapımızı çalmadan sıkıntısını anlamıyoruz; dirsek ağrılarının. Ama gün gelip tanışmak zorunda kaldığımızda, günlük yaşamdaki en basit hareketlerimizi bile nasıl kısıtladığına şahit olmak, özellikle geceleri şiddetlenen ağrı ve sancılarla uyanmak 'keşke daha önce gereken özeni gösterseymişim' dedirtiyor! Günümüzde dirsek ağrılarından şikayet edenlerin sayısının giderek arttığını belirten Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Güneş "Dirseklerde en çok, halk arasında 'golfçü dirseği' ve 'tenisçi dirseği' olarak adlandırılan sorunlarla karşılaşıyoruz. Sadece golf ve tenis oynayanlarda değil; daha çok onlarda görüldüğü için bu isimlerle anılıyor. Ama günümüzde bu ağrılardan şikayet edenlerin sayısı artıyor. Golfçü dirseğinde; dirseğin iç kısmında ağrı olurken; tenisçi dirseğinde dirseğin dış kısmında ağrı yaşanıyor" diyor.
Yanlışlar her gün yapılıyor!
Günümüzde bilgisayar kullanımı hızla yaygınlaşırken, özellikle masa başı çalışanlarda dirsekler de bir anda değil, zaman içerisinde, yavaş yavaş yıpranıyor. Uzun saatler bilgisayar karşısında çalışanlarda; bel, boyun, omuz ve sırt ağrılarının yanı sıra artık dirsek ağrılarına da sıkça rastlanıyor. Prof. Dr. Taner Güneş, çalışma sırasında oturuş pozisyonundan, ekran, masa ve koltuğun yüksekliğine, maus'u tutuş şeklinden dirseklerin konumuna dek birçok ergonomik kurala dikkat edilmemesinin bu hastalıklara kolayca zemin hazırladığını belirterek "Biz buna aşırı kullanım yaralanmaları diyoruz. Yani bunun anlamı; kolun özellikle dirsekten aşağı, elin aynı pozisyonda kalmasından kaynaklanan sorunlar. Eğer oturma ve bilgisayar pozisyonu ergonomik olarak uygun değilse; bu durum kolun ve elin sürekli, çok da uygun olmayan pozisyonda tutulması ve o pozisyonda çalışmasına, özellikle ön kol ve el kaslarının uzun süre kasılı halde kalmasına, bu durum da dirsekten köken alan kaslarda aşırı yorgunluğa sebep oluyor. Aşırı kullanım nedeniyle de dejenerasyon dediğimiz bozulma süreci ortaya çıkıyor" diye konuşuyor.
Tedavide gecikmemek çok önemli
Dirseklerde yıpranmanın, yanlış duruş ve çalışma koşulları dolayısıyla yıllar içerisinde ortaya çıktığını, bu nedenle tedavisinin de zaman alabildiğini belirten Prof. Dr. Taner Güneş, tedavide gecikilmemesinin ve erken dönemde müdahale edilmesinin çok önemli olduğunun altını çiziyor. Zira geç kalındığında bazen tedavi cevap vermeyip tekrarlamak gerekebiliyor. Tedavide basamak basamak ilerlendiğini belirten Prof. Dr. Taner Güneş süreci şöyle özetliyor: "Öncelikle hastanın ağrısını giderebilecek, oradaki enflamasyon denen süreci azaltacak ilaçlar kullanıyoruz. Ama beraberinde başlangıçtan itibaren egzersiz programları veriyoruz. Amaç kasın hem güçlenmesi hem bozulma sürecinin geriye çevrilmesi. Tabi bu arada hastanın günlük hayatta yaptığı yanlış hareketlerden de kaçınması, ergonomik kurallara uygun hareket etmesi gerekiyor. Tedaviden sonuç alırsak günlük yaşam kalitesi de yükseliyor. Ama şikayetleri devam ediyorsa sırasıyla enjeksiyon, prp ya da şok tedavi denen yöntemler uyguluyoruz. Hastaların yüzde 10-20'sinde cerrahi operasyon uygulamak gerekiyor."