Konak Belediyesi, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nü, Ege Diyabetliler Derneği ve Diyabetle Yaşam Derneği İzmir Şubesi’yle birlikte, Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde düzenlediği özel bir etkinlikle kutladı. Pandemi döneminin maske ve mesafe kuralına uygun olarak düzenlenen etkinlik büyük ilgi gördü. “Diyabet ve Sağlık” temasıyla düzenlenen etkinliğe Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Ege Diyabetliler Derneği Başkanı Gamze Bakkallar, Diyabetle Yaşam Derneği İzmir Şube Başkanı İlker Saçbüken’in yanı sıra Konak Belediyesi Meclisi üyeleri Barış Özgen, Nesrin İlkutlav, Hamit Mumcu, Birol Özkardeşler, CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar da katıldı. Dünya genelinde hızla yayılan hastalığa yönelik farkındalığı ve bilinci artırmak için “Sağlıklı Beslen, Sağlıklı Yaşa” sloganıyla düzenlenen etkinlik, kısa film gösterimleriyle başladı.

Diyabet hemşiresi fark yaratır

Diyabetle yaşama dikkat çeken filmlerin ilki, Ege Diyabetliler Derneği Başkanı Gamze Bakkallar’ın gerçek yaşam öyküsü oldu. 12 yaşında diyabet hastası olan Bakkallar, diyabetle 31 yıldır süren mücadelesini, “Mavi Gölgem” isimli filmde anlattı. Daha sonra Konak Belediyesi’nin hazırladığı ve Başkan Batur’un da yer aldığı film gösterildi. Filmin ardından sahneye çıkan Gamze Bakkallar, her yıl Dünya Diyabet Günü için diyabet ile ilgili bir konuya odaklanan Uluslararası Diyabet Federasyonunun bu yıl “Diyabet ve Hemşire” temasını seçtiğini söyledi. Derneğin diyabet eğitim hemşiresi Mine Uymaz’ı da sahneye davet eden Bakkallar, Mine hemşireye dernek adına teşekkür etti. Bakkallar’dan sonra söz alan Diyabetle Yaşam Derneği İzmir Şube Başkanı İlker Saçbüken diyabetle geçen yıllarını ve kendi mücadelesini anlattı. diyabetli bireylerin karşı karşıya kaldıkları sorunlara da dikkat çekti.

Umut ve dayanışma

Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ise konuşmasına Dünya Diyabet Günü’nün simgesinin mavi halka olduğunu vurgulayarak başladı. Mavi rengin sağlıklı bir yaşam umudunu, halkanın ise hastalığa karşı kurulan küresel dayanışmayı temsil etiğini vurgulayan Batur, “Bugün bu umuda, neredeyse bir bulaşıcı hastalık gibi yayılan bu hastalığa karşı birlik olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun tahminlerine göre, dünyada yirmi yıl sonra 642 milyon kişinin diyabetli olacağına dikkat çeken Batur, “Yani bu, 2040 yılında her 10 yetişkinden biri diyabetli olacak demek! Ülkemizde de görülme sıklığı giderek artan diyabet, yetişkinlere ve çocuklara yönelik tehdidini her geçen gün büyütüyor” diye konuştu.

Gidişat iyi değil

Diyabetin çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalıklarından biri haline geldiğine işaret eden Batur, “Bu gidişata hep birlikte dur demeliyiz! Diyabeti önlemenin ilk yolu da onu kontrol altına almak. Konak Belediyesi olarak halkımızı bilinçlendirmek, toplumda bu hastalığa karşı farkındalık oluşturmak için gerekli tüm çalışmaları yapmaya hazırız. Rehberliğe ihtiyacı olan anne babalarımızın da yanında olmak isteriz. Başta çocuklarımız olmak üzere halkımızı diyabetten korumalıyız” dedi.

Batur’a destek rozeti

Etkinlik, Endokrin ve Metobolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Demir, Diyetisyen Esra Akcan ile Spor Eğitmeni Oğulcan Damar’ın konuşmacı olarak katıldıkları, “Diyabetle Yaşam” paneliyle devam etti. Panelin ardından Bornova Halkoyunları Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nin (BORDER) halkoyunları gösterisi yapıldı. Etkinliğin sonunda Başkan Abdül Batur’a, hastalıkla mücadeleye verdiği destekten ötürü Ege Diyabetliler Derneği’nin rozeti takıldı.

Banting’in anısına

“Dünya Diyabet Günü”, 160’tan fazla ülkede, 1 milyarı aşan destekçisiyle en büyük farkındalık etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor. 1921 yılında insülini bularak, diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Frederick Banting'in doğum yıldönümü anısına, her yıl 14 Kasım'da çeşitli etkinlikler düzenlenerek hastalığa karşı bilinç ve farkındalık düzeyinin yükseltilmesi hedefleniyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu, Dünya Diyabet Günü’nün bu yılki temasını “Hemşire ve Diyabet” olarak belirledi.

Damar sağlığı ömrü uzatıyor

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Cüneyt Hayretdağ, diyabet hastalarında damar sağlığının yakından takip edilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Dr. Hayretdağ, “Diyabet eşittir damar sağlığıdır. Erken dönemde damar sağlığı kontrol edilen hastalar, kalp krizi ve inme risklerinden kurtulabilir” dedi.   Yıllardır diyabet hastalığı tedavisini yürüten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Cüneyt Hayretdağ, diyabet hastalarının damar sağlığının takip altına alınıp, tıkanıklık veya darlık halinde tedavi edilmesinin hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi. Diyabet ön tanısı ile polikliniğe vuran hastaların damar sistemlerinin kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Hayretdağ, “Yıllardır tanı koyduğum diyabet hastalarında ilk olarak damar sistemlerini kontrol ederim. Bu hastaları damar sistemlerinde bir hastalık varmış gibi düşünürüm. Bu düşüncem sayesinde bir çok hastam erken dönemde enfaktüs, felç geçirmeden yaşamlarını sürdürdü. Diyabet eşittir damar hastalığı olarak düşünülmelidir. Erken dönemde hastaların damarları kontrol edilmelidir. Efor testi pozitif olan hastaları mutlaka bir kardiyoloji uzmanı görmelidir. Diyabet hastalarının damar sağlıklarının kontrol altına alınması hastaların ömrünü de uzatmaktadır” diye konuştu.

Egzersiz ve diyet

İnsülinin bir büyüme hormonu olduğunu ifade eden Dr. Hayretdağ, “Tip 2 Diyabet hastalarını diyetsel tedbirler ve uygun ilaç kullanımları ile insülin vermeden tedavi etmeyi amaçlıyoruz. Çünkü insülin plakların ve kanser hücrelerin büyümesine yol açıyor. Bu yüzden vücutta bulunan fazla insülini azaltmaya yönelik tedaviler uyguluyoruz. Hastalara insülin direncini azaltan ilaçların yanı sıra, egzersiz ve diyet programları önerilmelidir. Diyabet hastalığı hem ölümcüldür hem de sakat bırakan sonuçları bulunmaktadır. Hastalığın tedavisine ne kadar çok erken başlanırsa , tedavinin başarısı artar ve vücuttaki hasar da o derece düşük olur. Hastaların üç aylık şeker ortalamalarında Hemoglabin A1C değerleri çok önemlidir. Bu değerdeki bir miligramlık artış bile göz hasarı, sinir hasarı gibi komplikasyon hızını önemli ölçüde artırmaktadır” şeklinde konuştu