Birçok kalp hastalığında durumun ciddiyetinin saptanmasında efor testi çok yararlıdır. Kalp hastalığı şüphesi olduğunda tanının kesinleştirilmesi için de işe yarayan bir incelemedir.

Damar sertliği olanlarda darlıkların ciddi olup olmadığının saptanmasında, ne tür bir tedavinin yararlı olacağına karar verilmesinde de yardımcı olur. Ancak testin yapılmaması gereken durumlar da vardır.

Kalp hastalıklarının tanısında çok sık olarak kullanılan inceleme yöntemlerinden biri efor testidir. Birçok çeşidi olsa da hepsinin dayandığı ortak bir temel ilke vardır. En sık olarak, kalbi besleyen damarlarda kan akımını engelleyen bir darlık var mı sorusuna cevap vermek için uygulanır. Damarları dar olan birçok hastada, dinlenme veya hafif iş yaparken kan akımında bir azalma yoktur. Kalbe verilen iş yükü arttıkça, kalp kasının oksijen ihtiyacı da artar. Damarlarda ciddi darlıklar varsa bu ihtiyaç tam olarak karşılanamaz. Hastaların ağrı, nefes darlığı gibi sıkıntılarını, otururken, yatarken değil de, hızlı yürürken, merdiven çıkarken veya ağırca bir şey taşırken hissetmelerinin nedeni budur. Efor testindeki amaç da, benzer bir durum yaratıp, kalp kasına giden kanın yeterli olup olmadığının anlaşılmasıdır.

Efor testi nedir?


Yerimizden kalkıp yürüdüğümüz zaman kalp atım hızımız artar, tansiyonumuz az da olsa yükselir. Çünkü kalp yürümeyi sağlayan bacak kaslarına daha fazla kan gönderebilmek için daha kuvvetli atmaya başlamıştır. Merdiven çıkınca bu ihtiyaç daha da artar. Kalp kası fazla mesai yapmaya başlayınca, aynen bacak kasları gibi daha fazla kanla beslenmek ister. Eğer kalbin kendisine kan götüren koroner damarlarda darlık varsa bu artan ihtiyaç karşılanamaz. Arz-talep dengesi bozulur. Efor testinde amaç, arz talep dengesinin bozulup bozulmadığını, bozulduysa problemin ne kadar büyük olduğunu anlamaktır.

Efor testi bir çeşit değil

Kalbe efor yaptırmanın birçok yolu vardır. Bunların başında yürüyüş gelir. Yürüyüş bandında yapılan egzersiz efor testi için en çok kullanılan yöntemdir. Daha ender olarak, test sabit bisiklete binip pedal çevirerek de yapılır. Eğer kişinin testten önce çekilen EKG'si bozuksa, efor sonrasında daha fazla bozulup bozulmadığını anlamak güçleşir. O zaman temel yönteme bir tür görüntüleme eklenir. Bu nükleer bir madde verilerek yapılan tarama olabilir ya da ultrasonla kalbin çalışmasını görüntüleme.
Yürüyüş bandında veya bisiklette egzersiz yapamayacak durumda olan birçok insan vardır. Dizlerindeki ağrılar, ya da kalçalarındaki romatizma nedeniyle rahat yürüyemeyen hastalara standart efor testi uygulanamaz. Bu kişilerde, damardan verilen ilaçlarla kalbin hücrelerinde ve damarlarında efor testindeki değişiklikleri taklit eden bir durum yaratılır.

Hastanın özelliklerine, yapılacak testin çeşidine göre farklı farklı ilaçlar vardır. Böylece "efor" yaptırılan kalbin kanlanması, ya nükleer madde taraması ya da ultrason görüntülemesiyle incelenir. Bunlara kimyasal efor testi diyebiliriz.

En iyisi yürümek


Efor testleri arasında en eskisi, en sık kullanılanı ve en çok bilgi vereni yürüyerek yapılanıdır. Hastanın göğsüne, kollarına ve karnına yapıştırılan küçük iletkenlerin ucundaki kablolar, egzersiz sırasında sürekli elektrokardiyogram (EKG) çekilmesine olanak verir. Her 2-3 dakikada bir hem hızı hem de eğimi artırılan bantta yürüyen kişinin test sırasında kendisini nasıl hissettiği sorulur. İlk dakikalarda oflayıp poflamaya başladı mı, ağrısı sıkıntısı oldu mu, tansiyonu çok yükseldi mi, ya da düştü mü, hepsi dikkatle izlenir. Kişinin ne süreyle ve ne hızda yürüdüğü en önemli ölçütlerden biridir. Ne sebeple olursa olsun yaşından beklenenden çok daha kısa yürüyebilen birinin, o sırada bilinen bir hastalığı olmasa bile, yakın gelecekte ciddi sağlık problemlerinin ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Diğer önemli bir kötü işaret de efor arttıkça tansiyonun düşmesidir. Bu durum çoğu zaman kalbin büyük bölümünün yeteri kadar beslenmediğinin işaretidir. Yürüyüş bandının hızı ve eğimi arttıkça kalbimizin atım sayısının da artması gerekir. Eğer nabzımız yaşımıza uygun biçimde, artan efora paralel olarak hızlanmıyorsa, bu ilerisi için iyi haber değildir. Yürüyüş bandı durunca kalp hızı hemen yavaşlamaya başlar. Eğer kalp dakikalarca hızlı çarpmaya devam ederse, bu da hayra alamet değildir. Efor sırasında çekilen EKG'lere bile bakmadan elde ettiğimiz bu önemli bilgiler, yürüyerek yapılan efor testinin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Bu bilgilerin üstüne, efor sırasında çekilen EKG'lerde görülen değişiklikler eklendiğinde kalp ve damar sistemi hakkında birçok güvenilir bilgi elde edilir.

Talyum ayrı bir test mi?


Kısaca talyum testi denilen bu inceleme, bantta yürüyen kişinin damarına verilen radyoaktif bir maddeyle temel efor testine ek olarak yapılan bir görüntüleme incelemesidir. Verilen Talyum  veya benzeri nükleer maddenin özelliği, kalp kası hücreleri tarafından tutulmasıdır. Tabii ki, hücrelere bu maddeyi taşıyan kanın akacağı damarlar tıkanmamışsa. Darlık varsa o bölgeye yeteri kadar radyoaktif madde gidemez. Kalpte ne kadar talyum tutulduğu özel kameraların çektiği renkli resimlerle görüntülenir.

Dinlenme sırasında verilen nükleer madde kalp kası hücrelerinin tümüne girmiş. Kırmızı rengin her tarafta eşit olması kanın rahat aktığını gösteriyor. Efor sırasında hücrelerin kan ihtiyacı artsa da kanlanmada azalma yok. Test, damarlarda ciddi darlık olmadığını gösteriyor.
Bu hastada, dinlenme halinde kan akımının normal olduğu görülüyor. Ama, efor sırasında hücreler daha fazla kan isteyince damardaki darlık kan akımının artmasına izin vermiyor. Hücrelere ulaşan kanın azalmış olduğu, kırmızı rengin azalmasından belli.

Eforlu eko testi


Bu incelemede de temel ilke değişmez. Amaç, kalp hızlı ve güçlü çalışmak zorunda kaldığı zaman kan akımının yetersiz olup olmadığının saptanmasıdır. Kalbin kasılması, ultrason kullanılarak, kısaca eko denilen ekokardiyografi yöntemiyle incelenir. Önce dinlenme halinde, sonra da eforun en yoğun olduğu zamanda kalbin ul-trasonla resimleri çekilir. Bu resimlerde kalbin tüm duvarlarının gereği gibi kasılıp kasılmadığına bakılır. Dinlenme sırasında normal kasılan bir bölge efor yaparken tembelleşiyorsa iyi kanlanmıyor demektir.

Testlere ne kadar güvenmeli?


Tıpta kullanılan çoğu testin tanı koydurmadaki duyarlılığı ve hastalık olmadığını gösterdiğindeki güvenilirliği yüzde 100 değildir. Efor testinde de anormal bulguların yanlış olduğuna ya da efor testi normal denilen kişinin damarlarında darlık olduğuna rastlanabilir. Test yapılacak kişide hastalık ihtimali ne kadar fazlaysa sonucun güvenilirliği de o kadar yüksektir. Örneğin, kalp hastalığı için birçok risk faktörü olan ve zaman zaman göğsünde baskı olduğunu söyleyen 55 yaşında bir erkekte yapılacak efor testi anormal çıkarsa, bu sonuca güvenilebilir. Oysa, 35 yaşında risk faktörü olmayan, çarpıntı şikayetleri olan bir kadında sadece EKG ile yapılan efor testi anormal olsa da gerçek bir hastalığı gösterdiği şüphelidir.

Kime yapılsın?


Birçok kalp hastalığında durumun ciddiyetinin saptanmasında, tedaviye cevabın değerlendirilmesinde efor testi çok yararlıdır. Kalp hastalığı şüphesi olduğunda tanının kesinleştirilmesi için de işe yarayan bir incelemedir.

Damar sertliği olanlarda darlıkların ciddi olup olmadığının saptanmasında, ne tür bir tedavinin yararlı olacağına karar verilmesinde de yardımcı olur. Yapılmaması gereken durumlar da vardır. Tarama amacıyla kullanılmamalıdır. "Bir yapalım da bakalım ne gösterecek?" diye yapılmamalıdır. Baypas ameliyatı olanlarda veya kalp damarlarına stent takılanlarda, belli aralıklarla kontrol amacıyla uygulanmamalıdır.
Son söz: Yerinde uygulandığında çok yararlı, yersiz yapıldığında yanıltıcı olabilen bir incelemedir efor testi. n Milliyet- 12.12.2011