Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi üyeleri, Türk Kızılayı Ege Bölgesini ziyaret ederek, buradaki çalışanlarla görüştü. 

Kendisi de görme engelli olan Arıkan, bazı basın organlarında görme engelli bir kişinin Türk Kızılayına kan bağışında bulunmak için yanında refakatçi olması gerektiği yönünde çıkan haberleri gerçeği yansıtmadığını ifade etti. 

1997 yılından beri Türk Kızılayına kan bağışında bulunduğunu ve bu nedenle gümüş madalya aldığını aktaran Arıkan, "Kızılayın şahit uygulaması yok. Siz nasıl mürekkep baskıyla formu okuyorsanız, biz de kabartma yazıyla yazılan formu okuyarak 'evet' veya 'hayır' kısmını işaretliyoruz. Formu dolduruyoruz, doktorumuzla görüşüyoruz. Doktorumuz da bize birkaç soru soruyor, sonra da kanımızı veriyoruz. Ben zaten 3 Aralık'ta kan verdim. 27 kez kan vererek altın madalyaya doğru koşuyoruz." dedi. 

Arıkan, kan bağışı ya da ziyaret için gittiklerinde Türk Kızılayının konuk severliğiyle karşılandıklarını anlatarak, bağış öncesi kimliklerini ibraz ettiklerini ve görme engelliler için özel olarak hazırlanmış Braille alfabesinden oluşan formu doldurduklarını söyledi. 

Kan bağışı için gerekli şartları taşıyan herkesin bağışçı olabileceğini aktaran Arıkan, "Görme engelliler ve diğer engelliler kan verebiliyor. Bunun için bir engel yok. Bu durumdaki arkadaşlarımızdan kan bağışı yapıp ödüllü olan arkadaşlarımız var. Kan bağışçısı olmak için hiçbir sorun yok." dedi.  

Bedensel engelli olan Türkiye Beyazay Derneği İzmir Kadın Kolları Başkanı Mekkiye Uludağ ise kan bağışı için merkeze geldiklerinde ilk olarak nüfus cüzdanını ibraz ettiklerini belirterek, "Görme engelli olan arkadaşlarımız da kendileri için özel olarak hazırlanan ve 2016 yılından beri yürürlükte olan kabartma harflerle hazırlanmış olan başvuru formlarını dolduruyor. Başvuru sonunda herhangi bir sıkıntısı olmadığı belirlenen kişi kan bağışında bulunabiliyor." diye konuştu. 

Uludağ, kan bağışında bulundukları sırada yanlarında bir refakatçinin de bulunmasının gerekli olmadığını sözlerine ekledi.