FATİH ÖZKILINÇ- Kurban Bayramı öncesinde uyarılarda bulunan Diyetisyen Simla Özyurt, kırmızı et tüketimi ve bayramda sağlıklı beslenmeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bayramda porsiyon kontrolünün önemine değinen Özyurt, kırmızı et tüketimine ilişkin “Kırmızı et vücutta üretemediğimiz esansiyel amino asitleri yüksek oranda içeren bir protein kaynağıdır. Aynı zamanda demir ve çinko yönünden oldukça zengindir. Kırmızı etin içinde bulunan demirin biyoyaralılığı bitkisel demir kaynaklarına göre çok daha yüksektir, yani demir eksikliği anemisi yaşıyorsanız hayvansal demir kaynaklarını tercih etmek çok daha mantıklı bir seçenektir. Demir emilimini arttırmak için kırmızı et yanına mutlaka C vitamini kaynağı eklemelisiniz, bunun en güzel yolu salatalar. Özellikle biberdeki c vitamini oldukça yüksek. Kalsiyum kaynakları ise demir emilimini azaltan bir etmendir bu yüzden kavurmanın yanına yüksek oranda süt ürünü eklememeliyiz. Kırmızı et başta B12 vitamini olmak üzere B grubu vitaminler için zengin bir kaynaktır. B12 vitamini hafıza ile doğrudan ilişkili, eksikliği çok büyük sağlık sorunlarına yol açar. Toplumda yaygın olarak görülen beslenme yetersizliklerini büyük ölçüde azaltabilmektedir. Tabi ki porsiyon kontrolü çok önemli” dedi.

Kırmızı et tüketirken yüksek oranda demir eksikliği anemisi olanların etin yanına süt grubu ve kalsiyum kaynaklarını eklememesi gerektiğini kaydeden Özyurt, demir emilimini arttırmak adına c vitamini kaynakları ile birlikte kırmızı et tüketilmesini tavsiye etti.

Etinizi porsiyonlayarak dondurun

Kurban etinin kesimi, pişirilmesi ve saklama koşullarıyla ilgili ise Özyurt, şunları kaydetti: “Öncelikle kurban etinin hijyenik ve profesyonel koşullarda kesilmesi çok önemli. Şarbon, salmonelloz, kist hidatik, toksoplazmozis, teniyoz, kuduz, brusellozis ve verem gibi hastalıklar hayvandan insana bulaşma riski taşıyor. Kurbanı uygun şartlarda kestikten sonra hemen pişirmemek çok önemli bir nokta, bu sırada rigormortis dediğimiz ölüm katılığı nedeniyle et çok sert olacaktır. Kurban eti kesimden sonra en az 24 saat +4 derece buzdolabında bekletilmelidir. Daha sonra kuşbaşı, kıymalık şeklinde kullanılabilir. Kalan kısmı dondurulacaksa mutlaka porsiyonlayarak dondurmalısınız çünkü et çözdürüldükten sonra bir daha asla dondurucuya konulmamalıdır. Eti; yüksek sıcaklıklarda pişirdiğimizde zararlı bileşikler oluşmaktadır. Örneğin heterosiklik aminler, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) ve ileri glikasyon son ürünleridir. Bu maddeler kanserojendir. Bu yüzden sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanmak çok önemlidir. Izgara ya da kızartma yapmak yerine yahni olarak ya da buharda pişirilmelidir. Et kesinlikle ateşe direkt temas etmemelidir. Yanmış ya da tütsülenmiş etler tüketilmemelidir. Eğer et yandıysa yanık parçalar kesilip atılmalıdır. Çiğ ette kullanılan hiçbir malzemenin pişmiş et ile temas etmemesine dikkat edilmelidir.”

Sofralarda yeşilliği ihmal etmeyin


Bayramda kırmızı et tüketiminin fazla olacağını bu nedenle sebzelerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Özyurt, bayram sofralarına ilişkin şu tavsiyelerde bulundu: “Kahvaltıdan kavurma yemeye başlamayalım. Hafif bir sabah kahvaltısı yaparak güne başlayalım; haşlanmış yumurta, peynir, tam buğday ekmeği, bol yeşillik gibi bir tabak ardından gün içinde tatlı tüketimi olacaksa porsiyon kontrolüne çok dikkat edelim. Akşam kavurma tüketimi olacaktır bu öğünde etin yanına bolca yeşil salata almamız çok önemli. Kavurmanın yanına kızartmalar, bol yağlı pilavlar ve büyük miktarlarda beyaz ekmek tüketiminden kesinlikle uzak duruyoruz. Eğer bu şekilde porsiyon kontrolü ve dengeli beslenmeye özen gösterirseniz karantinada alınan kiloların üstüne bayram kiloları eklenmemiş olur.”

Su tüketimini arttırmak tokluk hissi sağlar


Bayramların vazgeçilmezi olan tatlı tüketimine ilişkin ise Özyurt, “Bayram ziyaretlerinde ikramlara hayır demek daha zor olabiliyor, bu nedenle porsiyon kontrolüne önem gösterelim. Öncelikle abartmayalım, bu çok önemli bir nokta çünkü bayramı sadece yemek olarak görmemeliyiz. Birkaç çatal ile koca bir tabak tatlının tadı aynı bu yüzden yemek istiyorsak tadımlık olarak tüketmeli ve her ikram edilene evet dememeliyiz. Misafirliğe gitmeden önce yemek yiyin. Böylelikle tok karnına doğru tercihler yapmanız daha kolay olacaktır. Su tüketiminizi arttırmanız tokluk hissini sağlayacak en önemli etmen. Kilonuzu 0,35 ml ile çarparak günlük su ihtiyacınızı hesaplayabilirsiniz” şeklinde konuştu.

Kronik rahatsızlığı olanlar dikkat etmeli


Bayramlarda kronik rahatsızlığı olanlara da uyarılarda bulunan Diyetisyen Simla Özyurt, “Porsiyon kontrolüne en çok dikkat etmesi gerekenler diyabet, tansiyon, yüksek kolesterol gibi kronik hastalıklarına sahip olanlar. Öncelikle kırmızı et yüksek miktarda kolesterol içeriyor, porsiyon kontrolü yapılmadığı sürece kolesterolü yüksek olan kişilerin sağlığı tehlikede. Kalp damar hastalıkları ile kolesterol yüksekliği arasındaki ilişki birçok çalışma ile kanıtlandı. Yüksek kolesterol içeren bir beslenme şekli uygulayan toplumlarda, düşük kolesterol içeren bir beslenme şekli uygulayan toplumlara göre oranla kalp damar hastalığı daha fazladır. Ülkemizde de bölgeler arası fark vardır. Yüksek kolesterollü beslenen bölgelerde kalp damar hastalığı daha fazladır. Kalp damar hastalıklarına sahip bireyler ya da yüksek kolesterolü olan bireyler özellikle sakatatlardan(ciğer, böbrek, beyin vb.) uzak durmalı, kavurmayı doymak için değil tadımlık yemelidir. Diyabet ve tansiyon hastalarında da durum benzer, zaten çoğunlukla diyabete et olarak hiperlipidemi yani yüksek kolesterol rahatsızlığı da görülüyor. En büyük problem; kan şekerini dengesizce yükselten hamur işleri, bol şekerli ve çok zararlı olan yüksek fruktozlu mısır şurubuyla tatlandırılmış içecekler, aşırı tuz konularak hazırlanmış yiyecekler, aşırı tuzlu et kavurmalarından kaynaklanıyor. Yani her şey küçük porsiyonlarla tadımlık olacak, menünüzü sebze, salata, tahıllar, tam buğday ile zenginleştirilerek sağlıklı ve dengeli bir öğün oluşturmalısınız. Tansiyon hastaları ise yüksek miktarda çay ve kahveden uzak durmalı yerine kontrollü şekilde bitki çayları tercih edilmeli. Önemli bir konu da maden suyu tüketiminde. Özellikle tansiyon hastaları sodyum içeriği yüksek olan maden sularını tercih etmemeli” diye konuştu.

Etin yağsız kısımlarını tercih edin


Kurban Bayramının olmazsa olmazlarından olan kavurmanın hazırlanışı ile ilgili tavsiyelerde bulunan Diyetisyen Simla Özyurt, “Et kavurmanızı yaparken etin yağsız kısımlarını kullanmaya çalışın ve pişirirken minimum yağ ekleyin. Etler suyunu salana kadar ara ara karıştırarak pişirin. Etler suyunu saldığında tencerenin kapağını kapatıp etinizi buharda pişirmeye bırakın. Etler piştikten sonra düşük oranda tuz ve soğan, biber gibi sebzeler eklenebilir. Etin yağlı kısımlarını ve sakatatları kullanmayın, özellikle kronik hastalıkları olanlar çok dikkat etmeli”  dedi.