Trafik kazalarındaki yaralanmalara bilgisi olmayan kişilerin müdahale etmemesinin daha hayati önem taşıdığına dikkati çeken Ağuş, şunları kaydetti: "Her kırık geldiği zaman tanısı konulacak diye bir durum yok. Çalıştığım hastanenin acil servisine gelen kişinin yüzde 80'inin durumu acil değil. Yanlış tedavi veya tanı koyulamaması gibi bir şey söz konusu değil. Ama acil servislerde bir yoğunluk var. Ortopedik tanılarda yüzde 2 gözden kaçırma ihtimali var. Dünyanın genelinde böyle. Yaşlılarda en fazla endişe duyduğumuz konu kalça kırığı. Yaşlıların evde parlak zeminde gezmemesi ve çorap giymemesi gerekir. Zayıf ve yaşlı kişilerin kalça kemiği çok daha kolay kırılabiliyor."

Geleceğe yatırım

Kırığın en temel bulgularından birinin ağrı olduğunu dile getiren Ağuş, ağrı, şişlik ve şekil bozukluğunun kırığın göstergesi olduğunu ifade etti, "Topluluk olarak hareketli olmayı sevmiyoruz, kahve içmeyi, oturmayı seviyoruz. Oysa kişi günde 5 bin adım atsa osteoporozunu yüzde 50 oranında azaltır. Hareket etmemiz gerekiyor. Spor yaparak geleceğe yatırım yapmak gerekiyor" dedi. TOTBİD Başkanı Prof. Dr. İrfan Öztürk, Türkiye'nin yaş ortalamasının ilerlemesiyle yaşlılığa bağlı yaralanmaların da arttığına dikkati çekti, "Yaşın uzamasıyla kemiklerde yaşlılığa bağlı osteoporoz ortaya çıkıyor. Yaşlılık artınca çok basit kazalarda kalça kırıklığı, omuzlarda yaralanma oluyor. Bu hastalarımızda koruyucu tedaviler çok önemli." dedi. Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu da hareketsiz bir kişinin bir anda aşırı hareketlenmesi sonucu stres kırığının ortaya çıkabildiğini dile getirdi. Dernek yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Önder Kalenderer, son yıllarda artan bilgisayar, cep telefonu ve kullanımının artmasıyla omurga bölgesinde kamburluk olmaya başladığına dikkati çekti. n Pelin Atmaca