Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haseki Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kadın Doğum Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Behiye Pınar Göksedef yaptığı açıklamada, yılın en çok beklenilen zamanı olan yaz mevsiminin, çalışan insanların tatil yapması ve dinlenmesi, daha uzun ve aydınlık zamanlar sayesinde dışarıda daha fazla vakit geçirilmesi, taze sebze, meyve gibi besinlere daha kolay ulaşılması, salgın hastalıkların daha az görülmesi, güneş ışınları sayesinde D vitamini depolarının doldurulması gibi pek çok güzelliği de beraberinde getirdiğini söyledi.  

Bununla birlikte, mevsim şartlarının gebelerde zorlayıcı etkilerinin olabileceğini, fazla sıvı kaybının, sıcaklara bağlı yorgunluk hissinin, güneş yanıklarının ve hızla bozulan gıdaların bu dönemde sorunlara yol açabileceğini aktaran Doç. Dr. Göksedef, şöyle devam etti:

"Gebelik nedeniyle oluşan bedensel değişiklikler, anne adaylarını çevre koşullarına daha duyarlı hale getirmektedir. İçerisinde bulunduğumuz yaz ayları ve kavurucu sıcaklar nedeniyle anne adaylarının vücut ısısı artar. Bu durum hamileliğin ilk dönemlerinde olan anne adaylarında halsizlik şikayeti, terlemeyle oluşan sıvı kaybına bağlı olarak daha belirgin olabilir. Gebeliğin son aylarındaki hamileler için sıcak yaz ayları daha zorlu bir dönem anlamına gelmektedir. Özellikle yeterli sıvı alınmaması durumunda anne adayının tansiyonunun yükselip düşmesi, bebek için de ciddi sorunlar oluşturabilmektedir. Aynı şekilde güneş çarpması, ödem, çarpıntı gibi sorunlar yaz aylarında anne adaylarını ve bebekleri bekleyen ciddi risklerdir."
 

"Yüzme gebelikte oldukça güvenlidir"


Göksedef, gebeliğin yaz döneminde de güvenli geçmesi açısından birkaç noktaya dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:

"Bu dönemde tuz alımının sınırlandırılması önemli. Fazladan alınan tuz daha fazla ödem, yani şişliklere yol açacaktır. Bununla birlikte yemek tuzunda bulunan iyot bebek gelişimi için gerekli bir mineraldir. Bu nedenle tamamen kesilmesinden ziyade, yemeğe ilave edilen fazladan tuzdan kaçınılmalıdır. Olabildiğince ayakların yüksekte tutulması hem sıcakların etkisiyle hem de gebeliğin kendi doğası gereği oluşabilecek ayak ve bacak ödemine karşı koruyucu ve rahatlatıcı olabilir. Gebelik ve sıcaklardan dolayı oluşabilecek, özellikle vücudun uç bölgelerinden başlayan ödemler can sıkıcı olabilmektedir. Sert ve rahatsız ayakkabılar, parmağı sıkan yüzükler, dar ve kalın kumaştan yapılmış giysilerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Sıcak havalarda yapılabilecek aktivitelerin başında gelen yüzme gebelikte oldukça güvenlidir. Vücuttaki ödeme de faydası olan bu fiziksel aktivite, suyun kaldırma kuvveti sayesinde, ağırlık hissinden kurtulma, eklem ve bacak ağrılarının hafiflemesine de yardımcı olmaktadır."

Doç. Dr. Göksedef, bu dönemde sıvı tüketimine dikkat etmenin de en önemli noktalardan biri olduğuna dikkati çekerek, "Günde en az 8 bardak su tüketilmesi, buna ilaveten dışarıda sıcakta geçirilen her saat için ilave su alınmasına özen gösterilmelidir. Sıvı olarak çay, kahve yerine süt, ayran ve taze sıkılmış meyve suları tercih edilmeli, asitli içeceklerden kaçınılmalıdır." tavsiyelerinde bulundu.
 

"Mineral içerikli güneş koruyucuları tercih edilmeli"


Alın ve boyun bölgelerine uygulanan nemli bezlerin, terlemeyi azaltabileceği gibi, daha iyi hissetmeye de yardımcı olacağını aktaran Göksedef, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bununla beraber sprey özelliği olan şişelerde soğuk su bulundurmak ve serinlemek için birkaç kez sıkmak tazelik hissine yol açacaktır. Özellikte filtre bakımı yapılmış klimalar gebelikte güvenlidir. Klimaların kurutucu etkisi burun, ağız ve cilt bölgesinde sorunlara yol açabileceğinden, hava nemlendiricileriyle birlikte kullanılması önerilmektedir. Dışarı çıkmak için mümkün olduğunca sabah ve öğleden önceki vakitleri tercih etmek, güneşin yakıcı etkisinden kaçınılmasını sağlayacaktır. Güneşin etkili olduğu saatlerde ise gözlerin ve cildin koruma altında tutulması gerekmektedir. Güneş gözlüğü ve uygun güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. Hem gebelik hormonlarının oluşturduğu hem de güneşin etkisiyle oluşan ciltteki renk değişikliklerine karşı, kimyasal içerikli güneş koruyuculardan ziyade mineral içerikli koruyucular tercih edilmelidir. Özellikle deniz kenarında ve açık alanlarda şemsiye altı gibi gölge alanlar tercih edilmeli ve ilave sıvı tüketimine özen gösterilmelidir."

Göksedef, ayrıca yaz mevsiminin lif açısından zengin, bol vitaminli ve doğal karbonhidratlar içeren, taze sebze ve meyvelere kolayca ulaşılabilen bir mevsim olduğunu dile getirerek, "Bu besinler hem gebe hem de bebek için oldukça sağlıklı ve gereklidir. Çiğ sebze ve meyvelerin tüketilmesinde dikkat edilecek nokta, bol suyla ve uzun süre yıkanarak tüketilmesidir. Bununla birlikte pişmiş besinlerin kolayca enfekte olup bozulabileceği ve mide bağırsak hastalıklarına neden olabileceği gerçeği akılda tutulmalıdır. Tavuk, mayonez, pirinç, pişmiş domates gibi gıdaların bu dönemde birkaç saat içinde enfekte olabileceği akıldan çıkarılmamalı, mümkün olduğunca taze pişmiş gıdalar tüketilmelidir." önerilerinde bulundu.