Hamilelik sürecinde yaşanan fizyolojik değişimler, vücutta çeşitli sistemleri etkileyerek bazı rahatsızlıkları da beraberinde getirebiliyor. Bu dönemde özellikle göz sağlığı olumsuz etkilenerek görme kayıpları ortaya çıkabiliyor. Hamile hastaların bu özel durumları göz önünde bulundurularak, anne ve bebek sağlığına zarar gelmeyecek şekilde tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Dr. Bekir Sıtkı Aslan, hamilelikte göz sağlığını korumak için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.

Hamilelik, gözde kırma kusuru değişikliğine neden olmaktadır. Progesteron ile bağlantılı olarak kornea dokusunun yani gözün en öndeki bombe saydam tabakasının su tutma özellikleri değişir. Bunun sonucunda görmede bulanıklık ve özellikle kontakt lens kullananlarda lense karşı aşırı bir duyarlanma gelişebilir. Bu dönemde kontakt lens kullanımının ertelenmesi doğru bir tercih olmaktadır. Her ne kadar hamilelerde görme problemleri fizyolojik nedenlerle gelişebilse de, görme ile ilgili şikayeti olan tüm hamile kadınların yakınmaları büyük bir hassasiyetle ele alınmalı ve özenle bir ayırıcı tanı çalışması gerçekleştirilmelidir.

Ciddi hastalıklar tetiklenebiliyor

Hamilelikte fizyolojik etkenler damarsal değişimleri tetikleyebilmektedir. Bunlar arasında kafa içi damarlarda yapısal bozukluklar, göz retina arter tıkanıklıkları, kendiliğinden gelişen göz çukuru kanamaları ve hipofiz bezi kanamaları sayılabilmektedir. Hormonal değişimler hipofiz bezi ve göz boşluğunun iyi ve kötü huylu tümörlerinin büyümelerine ve daha da belirginleşmelerine yol açabilmektedir. Hamilelik doğrudan bu tümörlerin oluşma nedeni değildir ancak daha önce meydana gelmiş olan oluşumlar bu dönemde daha belirgin hale gelebilmektedir.

Kan basıncı ölçümü çok önemli

Hamile kadınlarda preeklampsi ve eklampsi adıyla tanımlanan damarlarda değişikler sonucu ortaya çıkan durumlar mutlaka araştırılmalıdır. Hamile hastaların kan basıncı mutlaka ölçülmelidir. Eklampsinin görme yollarının tümünü etkileyebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Preeklampsi aşamasında öne çıkan bulgular hipertansiyon ve idrarla aşırı protein atılmasıdır. Preeklamptik hastalar eklampsi aşamasında istem dışı kasılmalarla hatta koma hali ile hastaneye ulaştırılabilmektedir.
Bu hastaların yapılan göz muayenelerinde; görme siniri ödemi, hipertansiyona bağlı retina değişiklikleri, göz damarsal tabakasında tıkanıklıklar, ağ tabakada sıvı toplanması görülebilir. Hamile hastalarda beyin dokularında ve bunun sonucunda görsel alanda hasarlanma, buna bağlı olarak serebral körlük gelişebilir. Tedavi edilmeyen kişilerde, daha ileri aşamalarda hızla geri dönebilen beyin dokusu tutulumu gelişebilir.

Dikkatli değerlendirme yapılmalı

Tanısı belirlenmiş hamile hastalar için tedavi planları da farklı özellikler gösterir. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) ilaç sınıflama sistemlerine dikkat edilmelidir. FDA Class A grubu ilaçlar güvenlidir. Class B ve Class C grubu ilaçlar için dikkatli değerlendirme yapmak uygundur. Class D ve X grubu ilaçlar hamile hastalarda asla kullanılmamalıdır. Hamile hastaların görme ile ilgili yakınmalarının tedavisinde nöroloji ve kadın doğum uzmanlarıyla birlikte hareket edilmelidir. Hamilelik sırasında bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar iyileşebilir ancak hamilelik sonrasında hızla tetiklenebileceği akılda tutulmalıdır. Epidural anestezi ile doğum yapan gebelerde, geçici göz kapağı düşüklüğü görülebilmektedir.
Hamilelik, kadınların hayatında çok özel bir dönemdir. Bu dönemde genel yakınmaların yanında görme yönünden de rahatsızlıklar gelişebilmektedir. Görme ile ilgili en küçük bir yakınmada bir göz doktorunun bilgisine başvurmak, sağlıklı hamileliği güvenceye alabilecek doğru bir yaklaşımdır.


Kafa içi basınç artışına dikkat!

Hamilelerde görme siniri ödemi sıklıkla sebebi belli olmayan kafa içi basınç artışı nedeniyle gerçekleşmektedir. Hamilelik döneminde pıhtı oluşma eğilimi nedeniyle damar tıkanıklıkları ve özellikle kafa içi pıhtılaşma atlanmamalıdır. Sebebi bilinmeyen kafa içi basınç artışı hamile kadınlarda sıklıkla vücutta kontrolsüz sıvı birikimi ile birlikte seyreder. Bu iki durumun dikkatle ele alınması gerekir. Bu hastalar için yakın takip çok önemli olmakla birlikte, genellikle kilo artışının kontrolü vücutta dengelerin korunmasına yardımcı olmaktadır.
Görme sinirinin iltihabı doğurganlık dönemindeki kadınlarda görülebilen bir durumdur ve gebeliğin erken dönemlerinde veya gebelik sonrası gelişebilir. Ara dönemde gebelerdeki bağışıklık sisteminin güçlü olması sayesinde pek görülmemektedir.


Radyasyondan korunun

Hamile hastalarda dikkat edilmesi gereken bir diğer durum tanı araçlarının dikkatle seçilmesi ve kullanılmasıdır. Zorunlu ise bilgisayarlı tomografi çekileceği sırada karın bölgesi bir radyasyon geçirmeyen kalkanla korunmalıdır. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gebelerde en sık kullanılan tanı aracıdır. Kontrast madde kullanımının diğer görüntüleme yöntemlerinde olduğu gibi göz damarlarının görüntülemesinde kullanımı dikkat gerektirir ve çok zorunlu olmadıkça ertelenmelidir. Hamilelerde kan koagülasyon özellikleri de kapsamlı araştırılmalıdır.