Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Sema Attila, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre yetersiz fiziksel aktivitenin yılda 3,2 milyon kişinin ölümüne sebep olduğunu belirtti. Attila, "Hareketsiz kişilerin fiziksel olarak aktif olan kişilere göre ölüm riski yüzde 20 ile yüzde 30 arasında daha fazladır." dedi.

Attila, 10 Mayıs Dünya "Sağlık için Hareket Et" günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, hareketsiz yaşamın dünyayı tehdit eden bir sağlık sorunu haline geldiğini söyledi.

Hareketsizliğin kalp-damar, şeker hastalıkları, bazı kanser türleri, yüksek tansiyon ve kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları gibi birçok sağlık probleminin temel nedenleri arasında yer aldığını vurgulayan Attila, fiziksel aktivitenin yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Attila, yetersiz fiziksel aktivitenin dünyadaki ölüm nedenleri arasında önde gelen risk faktörlerinden biri olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Yılda 3,2 milyon kişinin ölümüne sebep olmaktadır. Hareketsiz kişilerin fiziksel olarak aktif olan kişilere göre ölüm riski yüzde 20 ile yüzde 30 arasında daha fazladır. Meme ve kolon ve kanserlerinin yüzde 21-25'inin, diyabetin yüzde 27'sinin ve iskemik kalp hastalıklarının yüzde 30'unun ana nedeninin fiziksel hareketsizlik olduğu öngörülmektedir."

DSÖ verilerine göre 18 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin yüzde 23'ünün yeterli fiziksel aktivitede bulunmadığını aktaran Attila, şunları belirtti:

"Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması'na göre ülkemizde 20-30 yaş grubundaki erkeklerin yüzde 38'i hareketsiz ya da az hareketli bir yaşam sürerken, kadınların yüzde 44'ünün bu grupta olduğu görüldü. Aynı çalışmada, Türkiye genelinde erkeklerin yüzde 67'sinin kadınların yüzde 76'sının egzersiz yapmadığı tespit edildi."
 

"Düşmelere bağlı ölüm ve yaralanmalar azalır"


Attila, hareketsizliğin sadece erişkin yaş grubu için değil çocukluk ve adolesan dönem için de önemli bir sorun olduğuna dikkati çekerek, dünyada 11-17 yaş arasındaki adolesan grubun yüzde 81'inin yetersiz fiziksel aktiviteye sahip olduğunu söyledi. Aslan, gün içinde aktif olabilmek için yapılması gerekenler hakkında da bilgi verdi.

Bebeklik döneminde, çocukların dikkatini çekecek oyuncaklara uzanma, yakalama, atma gibi oyunlarla oynatılması, yürümeye başladıktan sonra çocuğun evde, parkta yürümesine, koşmasına, tırmanmasına, zıplamasına olanak verilmesinin önemli olduğuna işaret eden Attila, şunları kaydetti:

"5-17 yaş arasında günde en az 60 dakikalık hızlı yürüyüş, yüzme, düşük hızda koşu ve yüksek tempolu koşu, voleybol, basketbol oynayarak egzersiz yapılabilir. 18-64 yaş arasında ve 65 yaş üzerinde haftada en az 150 dakika orta şiddette ya da 75 dakika yüksek şiddette egzersiz uygundur.

Hareketli yaşamla kas kuvveti miktarı artar ve korunur, eklemlerin esnekliği korunur ve artar. Bunun yanı sıra denge artar, düşmelere bağlı ölüm ve yaralanmaları azalır. Kemik mineral yoğunluğunu yükselir ve kemik erimesi riski azalır. Kalp ritmi ve kan basıncı düzenlenir. Akciğer kapasitesi artar, insülin düzeyi ve kan şekeri kontrolü sağlanır, hipertansiyon, inme, diyabet, koroner kalp hastalığı, depresyon ve kolon, akciğer gibi bazı kanserlerin riski düşer."
 

"Kaliteli beden eğitimi, aktif davranış kalıplarını geliştiriyor"


Attila, fiziksel aktiviteyi artırma politikaları ile güvenli, herkes için ulaşılabilir parklar, tesisler, kompleksler yapılması gerektiğini anlatarak, yürüyüş, bisiklet ve diğer etkin ulaşım seçeneklerinin herkes için erişilebilir ve güvenli olması gerektiğini bildirdi.

Okulların, öğrencilerin boş zamanlarını aktif olarak harcayabilmeleri için güvenli alanlar ve olanaklar sunması gerektiğini dile getiren Attila, "Çünkü, kaliteli beden eğitimi, çocukları hayatları boyunca fiziksel olarak aktif tutacak davranış kalıplarını geliştirmeye destek verir." dedi.

Attila, kent yaşamında zorunlu olmadıkça taşıta binmekten kaçınılması, her fırsatta açık havaya çıkılması tavsiyesinde bulunarak, masa başında basit beden eğitimi hareketlerinin yapılabileceğini söyledi. Bunların da vücuttaki tüm kasları çalıştıracak biçimde seçilmesi, düzenli ve sürekli yapılması gerektiğinin önemine değinen Attila, bedensel etkinliklerin yaşam boyu yapılmasının önemine değindi.

Attila, "Yaşlılıkta hareket etmemek yanlış bir davranış olacaktır. Bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka bir hekime başvurularak sağlık kontrolünden geçilmeli." uyarısında bulundu.