Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hepatit C'nin özellikle karaciğeri etkileyen bir enfeksiyon olduğunu belirterek, virüsün genellikle sessiz seyrettiğini, herhangi bir belirtiye sahip olmadığını ancak hastaların yalnızca yüzde 15'inde şiddetli belirtiler görüldüğünü ifade etti. Bunların, sarılık, iştah azalması, yorgunluk, mide bulantısı, kas ya da eklem ağrıları ve kilo kaybı da dahil genellikle hafif ve belirsiz olduğunu vurgulayan Örmeci, virüse maruz kalan kişilerin yüzde 80'inde kronik enfeksiyon geliştiğinin altını çizdi.

Örmeci, kronik enfeksiyonun karaciğerde iltihap oluşumu ve uzun yıllar sonra siroza yol açabildiğini belirterek, virüsün kimi durumlarda sirozlu hastalarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri ya da ölümcül kanamaya neden olabildiğini bildirdi. Yemek borusu ile midedeki damarlarda da aşırı şişme görülebildiğine dikkati çeken Örmeci, virüsün insanlara özellikle damar içi ilaç kullanımı, steril olmayan tıbbi ekipman ve kan nakilleri aracılığıyla kandan kana temas yoluyla geçtiğini anlattı.

"Hepatit C tedavisinde kalıcı cevap oranı yüzde 100'e yaklaştı"

Örmeci, Faz II ve Faz III araştırmalarda çok merkezli ve çok uluslu olarak binin üstünde hastada uygulanan tedavi sonucunda, sadece mevcut tedaviye kıyasla, üçlü tedavideki (PEG interferon + ribavirin + telepravir veya bocepravir) aktif maddeli ilaç tedavisinin, yanıt oranlarını önemli ölçüde artırdığını kanıtladığını söyledi.

"Türkiye'nin dahil olduğu çok uluslu çalışmada, yeni geliştirilen "telapravir" ve "bosepravir” aktif maddeli ilaçların PEG interferon ve ribavirin ile kombine kullanılmasıyla Hepatit C virüsü tedavisinde yüzde 75 kalıcı cevap oranına ulaşıldı" diyen Örmeci, şunları kaydetti:

"İnsani amaçlı ilaca erişim programı altında, Türkiye'de de hastalarda kombine tedavi uygulandı. Araştırma sonucunda her iki ilaçtan da başarılı veriler elde edildi. Yeni uygulamaya giren kombinasyon ile Hepatit C'yi kalıcı olarak tedavi edilebiliyoruz. 2030'lu yıllarda hepatit C virüsünün, insan sağlığını tehdit eden virüs olmaktan çıkacağını ve kökünün kazınacağını söyleyebiliriz.

Bu tedavi ile herhangi bir şekilde tedavi almayan, daha önce tedavi deneyimli olup nükseden, tedaviden cevap alınamayan ve siroz gelişmiş hastalarda bile kalıcı cevap oranları önemli oranda yükselmiştir."