Her büyük tümör ileri evre olmadığı gibi her büyük tümöre kemoterapi de gerekmeyebiliyor. Biz meme tümörünün tiplerini ve davranışlarını anladıkça tedavilerde de çok önemli değişiklikler oldu. Dolayısıyla bugün meme kanseri tanı, tedavi ve takibinde yaşanan gelişmelere dayanarak yüz güldürücü günlere artık yakınız diyebiliyoruz" dedi. Meme kanserinde en önemli gelişmelerden birinin hastaların evrelemesinde değişen sınıflama sistemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fatih Ağalar, şöyle devam etti:"Meme kanserinin pek çok tipi var. Bazıları büyük tümörle bazıları ise mide kanserine benzerlik gösteren küçük tümörlerdir. Büyük tümör görülen hastalara TNM sınıflamasına göre baktığımızda tanı evre 2 olabiliyor. Ancak hastanın genetik yapısı, yaşı, verilecek tedavi, tümörün bu tedaviye uygunluğu, yapılacak cerrahinin biçimine göre hastanın değerlendirildiği prognostik skorlama sistemine göre baktığımızda sonuç değişebiliyor." Hedefe yönelik tedavilerin artık çığır açtığını söyleyen Prof. Dr. Ağalar, "Hastalar artık meme kanserinden korkmamak gerektiğini bilmeli. Çünkü en küçük evreden en ileri evreye kadar herkese verilebilecek çok güzel tedaviler var. Ümitsizliğe kapılmamak gerekiyor. En ileri evrede bile hastanın yıllarca çok sağlıklı yaşayabilmesi mümkün. Artık kemik metastazlı bir hasta 10-15 sene hatta daha uzun seneler yaşayabiliyor. Erken evrede tedaviler son derece başarılı. Yeter ki, özellikle risk grubundakiler düzenli olarak kontrollerini yaptırsın" dedi.