Hastanenin Kulak Burun Boğaz Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Enver Altaş ve uzman ekibinin operasyonu sonucu, biyonik kulağın bir parçası ameliyatla iç kulağa konuluyor, 4 hafta sonra ses alıcısı, kablo ve mikrofondan oluşan dış parça da kulak arkası bölümüne yerleştiriliyor, böylelikle seslerin iç kulaktan beyne iletimi başlatılıyor.

Ailelerin cep telefonlarının kameralarıyla görüntülediği "o an", sessiz bir dünyadan çıkan çocukların mimiklerinden, ilk kez duydukları ses karşısında çok şaşırdıkları anlaşılıyor.

Görüntülerde, sesi duyunca çocuklar titremeye başlıyor, belli belirsiz gülümsüyor, oyuncak veya kapı seslerini işitince ağlayarak anne veya babasının boynuna sarılıyor.

Ameliyatın ardından hastanede belli bir süre eğitim alan çocuklar, ninnilere, şarkılara, gürültülere alışıyor, kelimeleri anlamlandırıyor hatta konuşuyor.


Biyonik kulak onlar için "cici'

Sesle tanışan çocuklardan Ömer Kayra'nın annesi Nurcan Kızıl Toprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlundaki işitme kaybının yenidoğan tarama testlerinde fark edildiğini kaydetti.

Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki ameliyatla 17 aylıkken biyonik kulak takılan Ömer Kayra'nın cihaza "cici" dediğini anlatan Toprak, şunları dile getirdi:

"Bir ses duydu, korktu ve ağladı. Sonrasında biraz duruldu. Şaşkınlık içindeydi. Oğlumun duyduğunu anlayınca ben de çok ağladım. Seslere alışmasının ardından konuşmaya başlayınca ilk söylediği kelime 'baba' oldu, ikincisi de 'merhaba'. Şimdi 3 kelimelik cümleler kurabiliyor. Cihazına 'cici' diyor, sabah kalkar kalkmaz da hemen onu arıyor. Sesi ve müziği çok seviyor."

Mustafa Çınar'cık annesi Nilüfer Çınarcık da ameliyat için Balıkesir'in Ayvalık ilçesinden geldiklerini, büyük zorluklar yaşadıklarını ancak oğlunun sevdiği çocuk şarkıları eşliğinde dans ettiğini görünce tüm sıkıntının uçup gittiğini ifade etti.

Çınarcık, dünyanın oğluna ilk etapta gürültülü geldiğini de vurgulayarak, "Oğlum önce sesleri hiç istemedi. Trafikte kornalar çalınca biyonik kulağı çıkarmak zorunda kaldık. Ertesi gün yeniden takıp alıştırmaya çalıştık. Artık cihazı benimsedi, dans ediyor, konuşuyor, 'cici'yi de çok seviyor." ifadelerini kullandı.

Elif Eylül'ün (4) annesi Hatice Ulutaş da kızının sesle tanışma anlarını şöyle anlattı:

"İlk duyduğu anı görüntüledik. Anlatılmaz bir duygu, sadece yaşanabilir. Biraz korktu, ne yapacağını bilemedi. Sevinçten hepimiz ağladık. Kızım hayata döndü, oynayabiliyor, gülebiliyor. Belki müzisyen bile olabilir, bilemiyorum. Yabancı müzik çok dinliyor. Çocuk şarkılarına bayılıyor. Baleyi de çok seviyor. Bunların hiçbirini anlamıyor, tanımıyor, bilmiyordu. Umudumuz çok. Eminim kızım gelecekte çok şey başaracak."

Ameliyat ekibinin başındaki Prof. Dr. Enver Altaş, çocukların sesle buluştuğu anın çok önemli olduğunu belirterek, "Çocuklar çok farklı tepkiler verebiliyorlar. Seviniyorlar, çığlık atıyorlar, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Aileler de heyecanla bekliyor ve işitme engelli çocuklarının topluma katılması için umutlanıyorlar." dedi.

Altaş, ailelerin işitme kaybı konusunda dikkatli olması ve sağlık kuruluşlarına başvurması gerektiğini de sözlerine ekledi.