Doktorluğunun yanı sıra müzikle de yakından ilgilenen Yrd. Doç. Dr. Tayfun Hancılar, “Müzik direkt tedavi yöntemi değildir ancak ruhsal dengeyi sağlamakta kanıtlanmış etkileri var” diye konuştu.

“HASTAYA HASTA GİBİ DAVRANMAYIN”

"Tedavi süreci boyunca hastanın moralinin iyi olması hastayı olumlu yönde etkiliyor" diyen Hancılar, hasta yakınlarının yapması gerekenler hakkında bilgi verdi. Yakınların hastalara hastalığını hatırlatacak şekilde davranmaması gerektiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Hancılar, “Tedavi gören kişiyi rahat bırakmak gerekli. Çok fazla ilgi göstermek kişiyi bunaltabilir. O yüzden hastayı normal yaşamındaymış gibi motive etmek ve mümkün olduğunca ‘çok moralli ol, aman şöyle yap’ dememek önemli. Hasta kendine uygun bir şekilde yaşasın. Destek olmak için hastaya normal davranılması, aşırı ilgiden de uzak durulması gerekli. Ayrıca hastalar teşhis konulduğundan itibaren mutlaka psikolojik destek almalı ve hayatlarını daha huzurlu geçirmek yönünde kendilerini eğitmeliler” ifadelerini kullandı.


“ÇOK FAZLA EK GIDA VE EK VİTAMİN ALMAK DOĞRU DEĞİL”

Sağlıklı ve dengeli beslenmenin kanser tedavisinde önemli olduğuna değinen Hancılar, “Kemoterapi veya radyoterapi görürken normal gıdaları almak yeterli olacaktır. Abartılı derecede ek gıda, ek vitamin almak çok doğru değil. Sağlıklı ve düzgün beslenmek yeterlidir. Kanser hastalarının beslenme konusunda kendilerini büyük bir sıkıntıya sokmaması lazım. İnsanlar artık kansere karşı daha bilinçli ancak bazen insanlar radyoterapi gören hastaların vücutlarında radyasyon taşıyor düşüncesine kapılabiliyorlar. Bu kesinlikle doğru değil, radyoterapi gören bir hastanın diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur” dedi.

“MÜZİK, KANSER TEDAVİSİNİN VAZGEÇİLMEZ BİR PARÇASI”

Müzikle hastalara direkt tedavi yapılmadığını ancak tedaviye önemli bir katkı sağladığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Hancılar, “Müzikle hastaya psikolojik destek sağlamış oluyoruz. Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar tedavi esnasındaki müzik yayınlarından çok olumlu şekilde etkileniyorlar. Tek başına bir tedavi yöntemi değil ancak müzik, tedavinin vazgeçilmez bir parçası. Hasta eğer psikolojik olarak rahat, huzurlu ve mutluysa şikayetleri ve ağrıları daha az hissetmeye başlıyor. Müzik, ruhsal dengeyi düzgün tutarak tedavinin bir parçası olmayı sağlıyor” diye konuştu.

“İÇ SESİMİ DEĞİL, MÜZİĞİ DİNLİYORUM”

Yaklaşık 1 yıldır meme kanseri tedavisi gören 28 yaşındaki Deniz Ergün, tedavi sürecinde müziğin ve moralin etkisinden bahsederek, “’Ben nasıl iyileşeceğim, bu süreci nasıl atlatacağım, nasıl geçecek’ gibi düşüncelerden müzikle beraber sıyrılıyorsunuz. Ruhunuz dinleniyor” dedi. Hastalığını el muayenesi yaparak fark eden ve teşhis konulduktan sonra psikolojik olarak büyük bir yıkım yaşadığını söyleyen Ergün, “ ‘Ben kanserim’ diye kabullenmek uzun bir süreç. Öğrendiğim ilk zamanlarda çok zorlandım ancak destekçilerim çok fazlaydı. Saçlarım döküldüğünde çok etkilendim. Dışarıya nasıl çıkacağımı çok düşündüm ama sonra arkadaşlarım, ailem ‘saçsız daha güzel görünüyorsun’ diyerek moral verdiler ve bu dönemi çevremin desteğiyle kolay bir şekilde atlattım. Çevremdeki insanlar her zaman nasıl daha iyi olabileceğimi düşünerek davrandılar. Bunun yanı sıra müziğin de psikolojime çok büyük katkısı oldu. Sadece burada değil evde veya yolda dinlediğim müzikle kafamdaki olumsuz düşüncelerden uzaklaşmış oluyorum. Müzik beni başka yerlere götürüyor. Moralimi daha yüksek tutmama yardımcı oluyor” şeklinde konuştu.