Kanserojen etkiye sahip olan azo-boyar maddelerin tekstil sektöründe kullanımına, çocuklarda astım ve alerjiyi tetikleyen bazı fitalatların çocuk bakım ürünleri ve oyuncakların yapımında kullanımına, oral ve cilt toksisitesi riski taşıyan bazı alev geciktirici madde ve madde gruplarının deriyle temas edecek giysi, iç çamaşırı ve çarşaf gibi tekstil eşyalarının üretiminde kullanılmasına yasaklama getiriyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı son zamanlarda, tüketiciler tarafından yoğun olarak kullanılan bazı madde, madde grupları ve bu maddeleri ihtiva eden eşyalara yönelik olarak acil önlemler alınması gereğinin ortaya çıkması üzerine çalışma başlattı. Çalışma kapsamında Bakanlık tarafından yasaklanan veya kısıtlanan madde ve madde grubu sayısının ilk etapta 9'a, yıl sonunda 21'e ve 2013 yılında ise 59'a çıkarılması hedeflendi.
Çevre ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığınca daha önceden yasaklanmış/kısıtlanmış "azoboyalar, azo renklendiriciler ve fitalat"ların, "Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Yönetmelik" kapsamına alınmasını uygun buldu. Buna göre, kanserojen etkiye sahip olan azo-boyar maddelerin tekstil sektöründe kullanımına, çocuklarda astım ve alerjiyi tetikleyen bazı fitalatların çocuk bakım ürünleri ve oyuncakların yapımında kullanımının yanı sıra oral ve cilt toksisitesi riski taşıyan bazı alev geciktirici madde ve madde gruplarının deriyle temas edecek giysi, iç çamaşırı ve çarşaf gibi tekstil eşyalarının üretiminde kullanılmasına yasaklama getirilecek.
Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri, söz konusu yönetmelik kapsamında yapılması planlanan yasaklama ve kısıtlama çalışmalarının, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde Türkiye'nin uymakta yükümlü olduğu AB mevzuatından biri olan "1907/2006/EC Sayılı REACH Tüzüğü" çerçevesinde gerçekleştirileceğini bildirdi.
Yetkililer, yasaklama çalışmalarının özellikle ithalatçılar ile üreticiler tarafından takip edilmesi, söz konusu kimyasal madde ve madde grupları yerine insan sağlığını ve çevreyi tehdit etmeyen alternatif madde kullanımı ve üretime geçilmesi çalışmalarına bir an evvel başlatılması gerektiğini de kaydetti.