Kış depresyonunun her yıl sonbahar aylarından itibaren başlayan ve ilkbahara doğru ortadan kalktığını söyleyen Doç. Dr. Gökten, "Belirtileri üzüntü, huzursuzluk, umutsuz ve değersiz hissetme gibi duygu durum değişiklikleri, keyifsizlik, yorgunluk ve halsizlik, iştah değişiklikleri, şekerli gıdalara aşırı istek duyma, konsantre olmakta zorlanma, sosyal aktivitelere ilginin azalması ve yalnız kalma halleridir. Kişinin duygu durumunda (mutsuzluk, üzüntü, huzursuzluk), motivasyonunda (keyifsizlik, sosyal aktivitelerden uzaklaşma) ve enerji düzeyinde (yorgunluk, halsizlik) bozulmalar görülüyor" dedi.

Şiddetine göre tedavi

Kış depresyonu tedavisinin hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterdiğini kaydeden Gökten, şunları söyledi: "Tedavi çeşitleri ışığa maruziyetin artırılması, fototerapi, ilaç tedavisi, psikoterapi gibi başlıklarda toplanır. Bunların nasıl ve hüngi düzeyde yapılacağı uzman tarafından belirlenir. Uzmanın yapacaklarının yanında anne babaların da görevleri vardır. Belirtilerle ilgili mutlaka bir doktora başvurmaları gerekir. Uyku bozuklukları, yorgunluk, halsizlik, iştah değişiklikleri gibi depresif belirtilerin başka bir medikal duruma bağlı olmadığı netleştirilmelidir. Anne ve babalar bu durumun çocuğun tembelliği ya da istememesi nedeniyle oluşmadığını anlamalı ve durumla ilgili bilgi sahibi olmalıdırlar. Çocukla endişelerini paylaşırken yargılayıcı olmamalı daha çok destekleyici olmalıdırlar.

Durum ciddiye alınmalı

Tedavi sürecine aktif olarak katılmalı ve çocuğun kış depresyonu geçirdiğini ve zaman içinde belirtilerinin düzeleceğini anlamasına yardım etmelidir. Çocuk dışarıda vakit geçirmeye ve biraz egzersiz yapmaya teşvik edilmeli, onunla kaliteli zaman geçirmeye çalışmalı, evde birlikte yapabilecekleri basit aktiviteler bulmalı, ona eşlik etmeli ve ilgilenmeli. Sabırlı olmalı, belirtilerin bir anda yok olmayacağını bilmeli. Durumu ciddiye almalı, çocukla bu durumun geçici olduğunu, her şeyin zaman içinde normale döneceğini konuşmalı, kendisini yalnız hissettirmemelidir."