Alsancak'ta bulunan Ziraat Mühendisleri Odası'nda düzenlenen basın toplantısına TMMOB'a bağlı meslek odalarının yöneticileri de katıldı. Toplantıda konuşan Gıda Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, Birleşmiş Milletler'in raporunda 821,6 milyon kişinin yani dünya nüfusunun yüzde 11'inin açlık çektiğini, açlık oranının en yüksek olduğu yerin ise Afrika kıtası olduğunu söyledi. Kıta genelinde her 5 kişiden 1'inin, Doğu Afrika'da ise her 3 kişiden 1'inin de açlıkla mücadele ettiğini anımsatan Uğur Toprak, rapora göre Afrika nüfusunun yüzde 20'sinin, Asya nüfusunun ise yüzde 12'den fazlasının aç göründüğünü, Latin Amerika ve Karayipler'de bu oranın yüzde 7'nin altında olduğunu paylaştı. Toprak, "Açlığın, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir. Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekmektedir. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer ise Latin Amerika ülkeleridir. Bununla birlikte dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuğun açlıkla bağlantılı gelişim sorunları yaşadığı rapor edilmekte" dedi.

Çağın hastalıklarından olan aşırı ve lüks tüketim alışkanlığının, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturduğuna dikkat çeken Toprak, "Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmekte. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin yüzde 10'unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmakta. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkün" diye konuştu. Dünyada her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin kirli yiyecekleri yedikten sonra hastalandığını ve bu grup içinden 420 binin yaşamını yitirdiğini de kaydeden Uğur Toprak, gıda güvenliğinin yaşam için son derece önemli olduğunu söyledi.

Bu ifşalar yetmez

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tüketicilere sağlıksız ürünler satan 618 firma ile 1211 parti ürünün ifşa edilmesini de değerlendiren Toprak, şunları söyledi: Bu ifşalar yetmez. Çünkü bu insanlar bu üretimlere devam ediyor. Olması gereken şey, para cezalarının daha da yükseltilmesi. Hatta denetlemelerin daha da sıklaştırılması. 2018 Bakanlık faaliyet raporunda 1 milyon 124 işletmeyi denetlediklerini söylüyor. Fakat bakanlıktaki denetçi sayısı 6 bin 825. Bu kadar az personelle denetim yapmaları mümkün değil. Ortalamaya vurduğunuz zaman yılda yaklaşık firmalar 1 kez denetlenmiş oluyor. Oysa yılda 4 kez denetlenmesi gereken firmalar var.

Merdiven altı ciddi sorun

'Yöresel gıda' diye satılan birçok üründe katkı maddesinin bulunduğu belirten Toprak, bunun hangi yöntemlerle önlenebileceğinin sorulması üzerine şöyle konuştu: Türkiye'de denetimler sadece işletme kayıt belgesi veya işletme onay belgesi olan yani Tarım ve Orman Bakanlığı'na kayıtlı işletmelere yönelik yapılıyor. Bunun dışında 'merdiven altı' diye tabir ettiğimiz, kayıttan yoksun firmaların ürettiği ürünler var. Aslında en çok görünmeyen problem de bu. Bu kadar ürün ve firma ifşa edildi ama belki bunun kat kat fazlası herhangi bir kayıt olmayan şekilde üretiliyor. Bakanlığın yapması gereken şey daha fazla kamuda istihdam sağlamalı, denetimleri etkin kişilerle daha fazla yapmalı. Burada vatandaşlar da gördüklerini Alo 174'e iletip, işletme kayıt belgesi olmayan merdiven altı çalışan yerlerin denetlenmesini sağlayabilir.
Gıda Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Toprak, tüketicilerin ürün alırken dikkat etmeleri gerekenleri de vurgulayarak, "Ürünün arkasında işletme kayıt veya işletme onay belgesine bakmak gerek. TR diye başlar. İlk bakılması gereken şey bu. Eğer yoksa bu ürün merdiven altı bir üründür. Tarım Bakanlığı'nın kayıtları dışındadır. İkinci yapacakları şey de tüketim tarihi veya tavsiye edilen son tüketim tarihine bakmak" dedi.