Prof. Dr. İlhan Yetkin son zamanlarda çok tartışılan NBŞ hakkında konuştu ve meyvelerde yüzde 10'un altında fruktoz bulunduğunu ancak birçok hazır gıdada yüzde 55 oranında fruktoz bulunduğunu, bunun da pankreas kanseri, diyabet, karaciğer yağlanması, gut hatta depresyona da neden olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Yetkin ayrıca fruktozun doyma hissi yaratmadığı için kontrolsüz tüketildiğini ve fruktozlu ürünleri çok fazla tüketen hamilelerin çocuklarında ileriki yaşlarda beynin tat duygusunu değiştirdiğini söyledi.

Fruktozda çok az miktarda da olsa cıva bulaşı olduğunu da söyleyen ve bu tehlikeye dikkat çeken Prof. Dr. Yetkin şunları söyledi: Mısır şurubundan elde edilen ve fruktoz olarak adlandırılan NBŞ insan ve halk sağlığını tehdit ediyor. NBŞ'nin  iki çeşidi var. Yüzde 42 fruktoz içeren ve yüzde 55 fruktoz içeren. Meyvelerde bulunan fruktoz oranı yüzde 5-10 oranında. Bu nedenle kimse meyvedeki fruktozdan zarar görmüyor ama reformulasyon ile üretilen NBŞ yüzde 55 oranında fruktoz içeriyor. Zararı da buradan geliyor. Mısır, buğday ve patatesten elde ediliyor. En fazla mısırdan elde ediliyor. Çikolata, gofret, şekerleme, bisküvilerde, dışarda yapılan baklavalar, kurabiye, meyve suları, gazlı içecekler ve ketçap içinde bile var. Herkesin günlük tükettiği gıdalarda var. NBŞ diğer şekere göre daha ucuz elde ediliyor ve tatlılık derecesi normal şekeri 100 kabul edersek nişasta bazlı şekerinin tatlılık derecesi 180. Normalin 2,5 katı. Nişasta bazlı şeker hamilelerde çok tehlikeli çünkü bebeğe etki ediyor ve bebeğin tat duygusunun değişmesine neden oluyor."

Cıva bulaşı olabiliyor

Nişasta bazlı şekerin erken yaşlanmaya da neden olduğunu belirten Prof. Dr. Yetkin, "Bir başka sıkıntı da üretim aşamasında cıva bulaşının çok fazla olduğu ifade ediliyor. 20 üretim merkezinden 9 tanesinde cıva bulaşı olduğu saptanmış. Örneğin 1000'de 0,67 cıva bulaşı olması ihtimali var. Kontrolsüz biçimde tüketme ihtiyacı duyulan gıdalar olduğu için de bu risk artıyor. Bir başka yan etkisi de depresyon. Fazla nişasta bazlı şeker tüketenlerde depresyonun daha fazla olduğu gözlemlenmiş. Toplam gıdalar içinde miktarın azaltılması gerekiyor. Toplam gıdanın içindeki miktarı yüzde 10'un altında olması gerekiyor. Bu da meyvenin içindeki kadar. Avrupa Gıda Güvenliği otoritesi fruktozun toplam miktarının yüzde 20'nin altında tutulması gerektiğini söylüyor" dedi. Dünyada en çok genetiği değiştirilmiş (GDO) şekilde üretilen besinlerden bir tanesinin mısır olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yetkin, "GDO'lu gıdalar da insan sağlığını etkileyen bir etken çünkü genetiği değiştirilmiş gıdaların aslında doğal gıda özelliğini kaybettiğini, içindeki bazı genetik taşıyıcı maddelerin insanlara geçme ihtimali olduğunu ifade ediyorlar. Bu maddeler tüketildikçe allerji ile ilgili sıkıntıların daha fazla olduğunu da görüyoruz."